Katil•GANGSTA✦ℙ𝕁𝕄✦ +18

×80×

Burdaki bir kaç tane kişiyi atlatırsam Neoma ulaşmak daha kolay olacaktı. Silahımı kullanmam benim için kötü olabilirdi. Ne kadar ses yaparsam o kadar çok kişiyle baş etmek zorunda kalırım.

Bacağımda sakladığım bıçakları alarak derin bir nefes aldım. Şimdi...

İlk hedef güzel bir şekilde isabet ettiğinde diğerleri onu kontrol etmek için yanına gitmişlerdi. Ve o sırada diğer ikiside arkadaşlarıyla aynı kaderi paylaşmış ve karınlarına saplanan bıçaklarla yere yığılmışlardı.

Hemen hızla ilerleyerek etrafı incelemiştim. Bir dakika eskiden yakalanan kişileri sakladıkları bodrum.... orda olabilirler miydi? Neom umarım beni yanıltmazsın. Eğer seni hala tanıyorsam muhakkak onlarla beraber o bodrumdasındır.

Kimseye görünmemeyi başararak eski paslanmış merdivenleri inerek en aşağı kata ulaşmıştım. Aslında burası sonunda karanlık kocaman bir odanın bulunduğu yer altına inen bir tunel gibiydi.

Sonunda görünen o kapıyla içimi heyecan ve korku kaplamıştı. Çünkü bu kapının arkasında beni neyin beklediğini tahmin edemiyordum.

Silahımı kavrayarak demir kapıya sert bir tekme atarak yuvarlanarak içeri girmiştim.

Biranda doğrulduğumda tam karşımda duran Neom beni baştan aşağı süzerek gülümsemişti.

N-Ahhh işte beklenen kişide geldi. Gördünüz mü? Size geleceğini söylemiştim. Kimse Victoria'yı oyuna getiremez.
Küçük bir uyku ilacıyla onu yolunuzdan çekebileceğinizi mi düşündünüz?

Neom'un arkasına baktığımda karanlıktan dolayı kimseyi göremiyordum. Fakat söylediği şeylere bakarsak bizimkilere söylüyordu. Bir kaç adım atarak hemen yanında duran masanın üzerindeki lambayı yaktığında etraf biranda aydınlanmıştı.

Diğerlerini gördüğüm anda hemen silahımı Neom'a doğru tutarak sinirle tam karşısına geçmiştim.

N-Hey hey sakin ol bebeğim. Birşeyleri yok. Sadece onları bayılttım. Bilirsin ya eskidende kullandığımız şu meşhur sis...
Hatta ismine yalancı sis derdik. Kokusuz hiçbir belirti olmadan rakibe karşı kullanılabilecek en güzel silah değil mi sencede?

"Kapa çeneni. Hemen onları bırakıyorsun"

Hepsini ellerinden ve bacaklarından sandalyelere bağlamıştı. Ve üzerlerinde sadece o zehirli sisi kullanmadığına emindim.

"Dur tahmin edeyim. Onlarla dövüşecek gücün olmadığı için onları bayılttıktan sonra dövdün değil mi?"

N-Düşündüğüm gibi çok zekisin Victoria. Ama bir yanlışın var. Dövüşemediğim için değil akıllı olduğum için. Hem bak zaten artık kendilerine geliyorlar.

Arkaya baktığımda Taehyung ve hemen yanında duran Jacksonla göz göze gelmiştim. Beni gördükleri anda şaşkınca bir birlerine bakarak sandalyelerden kurtulmaya çalışmışlardı. .

"Onları rahat bırak. Senin sorunun benimle"

Jimin beni farkettiğinde bağırarak sinirle elinin bağlandığı iplerden kurtulmaya çalışıyordu. Sanırım hepsi kendine gelmişti.

N-Söylesene beni öldürmek için gelen kişileri neden serbest bırakmalıyım haaa? Bu işten benim çıkarım ne olacak? Daha sonra beni tekrar öldürmeleri için mi?

"Seni onlar değil. Ben öldüreceğim kendi ellerimle"

N-Şuan benim mekanımda bana meydan okuyorsun. Biliyor musun hiç değişmemişsin.

"Onları burdan çıkar. Sadece ikimiz kalalım sen ve ben"

Jm-Yahhh sen kafayı mı yedin?

Jiminin bağırmasıyla Neom arkaya dönerek gülmeye başlamıştı. Bu hallerinden zevk aldığına emindim.

N-Duydun mu seninle çalışan arkadaşın bile kafayı yediğini düşünüyor.

"Sana söylediğimi duydun? Ya kabul edersin ya geberirsin"

N-Ahhh Victoria gerçekten beni daha tanıyamamışsın.

Biranda elini kaldırarak yaptığı işaretle arkamda ayak sesleri duymuştum. Demek odada bizden başka birileri de vardı?

Kafama yaslanan silahla Neom elimdeki silahı indirmemi istemişti.

"Ne sanıyorsun? Ölmekten korktuğumu mu? Kafama bir silah tuttun diye hemen pes edeceğimi mi?"

Arkama dönerek adamın elinde tuttuğu silahı tam alnıma yaslamıştım.

"İşte şimdi oldu. Hadi şimdi emir ver. Ne duruyorsun beni vurmaları için emir ver"

Arkadan diğerlerinin yapmamamla ilgili bağırışlarını duymazdan geliyordum. Özelliklede Jimin'in sinirle çıkan sesini.

"Neom, daha çok mu bekleyeceğim?"

N-Hemen dışarı çıkın.

Neom'un sinirli sesiyle başıma silah dayamış o adam ve yanındaki bir kaç arkadaşı hemen yanımızdan ayrılmıştı.

N-Sen gerçekten tam bir ruh hastasısın Victoria..

Arkaya dönerek aynı onun yaptığı gibi müzipçe gülümsemiştim.

"O yüzden mi bu ruh hastasını seviyorsun?"