461.Ders Zümer Sûresi 32-40

10 3 5
                                    

461. Ders :

24. Cüz, 39. Sûre, 461. Sayfa 
Zümer Sûresi 
32-40. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ 



32

فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَذَبَ عَلَى اللَّهِ وَكَذَّبَ بِالصِّدْقِ إِذْ جَاءهُ
"Artık Allah'a karşı yalan uyduran ve kendisine geldiğinde doğruyu yalanlayandan daha zalim kim olabilir?"

Çocuk ve ortak isnad ederek Allaha karşı yalan uyduran ve Hz. Peygamberin getirdiklerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir?

Bu kimse, doğru olan kendisine geldiğinde hiç beklemeden ve üzerinde düşünmeden yalanlama cihetine gitmiştir.

أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِّلْكَافِرِينَ
"Cehennemde kâfirler için kalacak bir yer mi yok!?"

Böyle bir cehennem, amellerine bir karşılık olarak onlara kâfidir.

Burada "kâfirler" ifadesi belli kâfirleri ifade edebildiği gibi, cins için olup bütün kâfirleri içine alabilir.

Bu ayetle, doğru bir şeyi yalanlamış olmaları sebebiyle bid'a ehlinin kâfir olduğuna delil getirenler olmuşsa da, sağlam bir delil değildir. Çünkü ayet, peygamberin getirdiğini yalanlamak hususunda gelmiştir.[1>











33

وَالَّذِي جَاء بِالصِّدْقِ وَصَدَّقَ بِهِ أُوْلَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ
"Doğru olanı getiren ve onu tasdik eden var ya, işte onlar müttakilerdir."

Ayet, devamında çoğul gelmesinin delâletiyle, bütün peygamberleri ve onlara inanan bütün mü'minleri içine alır.

Denildi ki: "Andolsun, Musa'ya kitabı verdik. Ola ki hidayete gelirler." (Mü'minun, 49) ayetinde olduğu gibi, burada murat Hz. Peygamber ve O'na tâbi olan mü'minlerdir.[2>

Denildi ki: Doğruyu getiren Hz. Peygamber ve o doğruyu tasdik eden Ebubekir-i Sıddık'tır.











34

لَهُم مَّا يَشَاءونَ عِندَ رَبِّهِمْ
"Onlar için Rableri nezdinde ne dilerlerse vardır."

"Rableri nezdinde" ifadesinden murat, cennettir.

ذَلِكَ جَزَاء الْمُحْسِنِينَ
"İşte bu, muhsin olanların mükafatıdır."

İşte bu, güzel işler yapmalarına bir karşılık olmak üzere, onların mükâfatıdır.









35

لِيُكَفِّرَ اللَّهُ عَنْهُمْ أَسْوَأَ الَّذِي عَمِلُوا وَيَجْزِيَهُمْ أَجْرَهُم بِأَحْسَنِ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ
"Allah, işlediklerinin en kötüsünü örtmek ve yaptıklarının en güzeli ile karşılık vermek için (onları böyle mükâfatlandırdı)."

Ayette "işlediklerinin en kötüsünü örtmek..." denilmesi, "böylesi bile örtüldükten sonra, diğerleri evleviyetle örtülür" manasını ifade etmek içindir.

Veya şu manayı hissettirmek vardır: Günahları ciddiye almaları sebebiyle, kendilerini kusurlu, günahkâr görürler. Kendilerinden sadır olan küçük günahlar, onların en çirkin amelleridir.[3>

✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin