488. Ders :
25. Cüz, 42. Ve 43. Sûreler, 488. Sayfa
Şûrâ ve Zuhruf Sûreleri
52-53. ve 01-10. Âyet-i Kerîm'eler.بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ
51
وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِن وَرَاء حِجَابٍ
"Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur.""Vahiy yoluyla"
Bundan murat, idrak edilen gizli kelâmdır. Böyle bir kelâm, hadd-i zâtında harflerden mürekkep, peş peşe sıralanmaya dayalı değildir.
-Mi'rac hadisinde anlatıldığı tarzda ve rüyet hadisinde vaat edildiği şekliyle şifahî kelâmı [1>
-Ve Tuva ve Tur'da Hz. Musaya gelen vahiy gibi gaybtan bir sesle konuşmayı da içine alır. Ancak, "Yahut perde arkasından konuşur" ifadesinin üsttekine atfedilmesi, onu birinciye (yani şifahî kelama) has kılar.
Ayet, rü'yetin imkânsızlığına değil, caiz olmasına bir delildir.
Denildi ki: Bundan murat ilham ve mananın kalbe bırakılmasıdır.
Veya bundan murat, meleğin peygamberlere getirdiği vahiydir. Bu durumda, bunun devamında gelen mana söz konusudur.
أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاء
"Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder."Allah, beşere bir nebi gönderir, o da Allahın vahyini O'nun emrettiği şekilde tebliğ eder.
Ancak birinciye göre "rasûl" kelimesi, peygamberlere vahiy getiren meleği ifade eder.
إِنَّهُ عَلِيٌّ حَكِيمٌ
"Şüphesiz O, Aliyy'dir - Hakîmdir."Allah, mahlûkatın sıfatlarından yücedir, hikmetinin muktezası ne ise onu yapar.
Böylece bazan vasıtayla, bazan da vasıtasız konuşur. Vasıtasız konuşması da,
-Ya doğrudan olur,
-Veya perde arkasından gerçekleşir.
52
وَكَذَلِكَ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ رُوحًا مِّنْ أَمْرِنَا
"İşte sana da, emrimizden bir ruh vahyettik."Hz. Peygambere gelen vahyin "ruh" olarak isimlendirilmesi, kalplerin onunla hayat bulmasındandır.
Veya bundan murat Cebraildir. Yani "Onu Sana vahiy meleği olarak gönderdik."
مَا كُنتَ تَدْرِي مَا الْكِتَابُ وَلَا الْإِيمَانُ
"Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin."Sen, vahiyden önce kitap nedir, iman nedir bilmiyordun.
Ayet, Hz. Peygamberin (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) nübüvvet öncesi bir din ile ibadet etmediğine bir delildir.
Denildi ki: Ayetteki imandan murat, ancak nakil yoluyla ulaşılabilecek bir imandır.
وَلَكِن جَعَلْنَاهُ نُورًا نَّهْدِي بِهِ مَنْ نَّشَاء مِنْ عِبَادِنَا
"Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚
EspiritualKur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz📚 devamıdır. Kapak Tasarımı : @Fatel16_13 kardeşimize aittir