580.Ders Mürselât Sûresi 20-50

8 3 10
                                    

580. Ders :

29. Cüz, 77. Sûre, 580. Sayfa
Mürselât Sûresi
20-50. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ


20

أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّاء مَّهِينٍ
"Biz sizi basit bir sudan yaratmadık mı?"





21

فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَّكِينٍ
"Onu sağlam bir yerde tuttuk."

Bundan murat, ana rahmidir.







22

إِلَى قَدَرٍ مَّعْلُومٍ
"Belli bir süreye kadar."

Bu, Allahın doğum için takdir etmiş olduğu belli bir vakittir.







23

فَقَدَرْنَا
"Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik."

فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ
"Biz ne güzel biçim verenleriz!"









24

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
"O gün yalanlayanların vay haline!"

Yaratmaya veya yeniden iadeye kudretimizi yalanlayanların vay hâline!







25

أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا
"Biz yeryüzünü toplanma yeri yapmadıkmı?"







26

أَحْيَاء وَأَمْوَاتًا
"Dirilere ve ölülere."

Ayette "ahya ve emvat" yani "diriler ve ölülerin" elif-lâmsız gelmesi, işin büyüklüğünü göstermek içindir.

Veya ins ve cinnin dirileri ve ölülerinin, genel manadaki diriler ve ölülerin sadece bir kısmı olmasındandır.









27

وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ
"Orada sabit yüce dağlar yarattık."

"Dağlar" ifadesinin elif-lâmsız gelmesi, onların azametine dikkat çekmek içindir.

Veya o dağlarda henüz bilinmeyen ve görülmeyen şeyler olduğunu hissettirmek içindir.

وَأَسْقَيْنَاكُم مَّاء فُرَاتًا
"Size tatlı bir su içirdik."

O arzda sizler için nehirler ve pınarlar yaratarak, tatlı bir suyu size içirdik.











28

وَيْلٌ يوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
"O gün yalanlayanların vay haline!"

Böyle nimetleri yalanlayanların vay hâline!







29

انطَلِقُوا إِلَى مَا كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
"Haydi gidin o yalanladığınız şeye."

Onlara o gün böyle denilir.









30

انطَلِقُوا إِلَى ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ
"Haydi gidin o üç çatallı gölgeye."

✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin