522.Ders Zâriyât&Tûr Sûreleri 52-60/01-14

7 3 2
                                    

522. Ders :

27. Cüz, 51. ve 52. Sûreler, 522. Sayfa
Zâriyât ve Tûr Sûreleri
52-60. ve 01-14. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ

52

كَذَلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ
"Bunun gibi, onlardan öncekilere herhangi bir peygamber gelince de, mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir mecnundur." dediler."

Bununla işaret edilen, onların Hz. Peygamberi yalanlamaları ve O'na –haşa- sihirbaz veya mecnun gibi isimler vermeleridir.










53

أَتَوَاصَوْا بِهِ
"Onlar bunu birbirlerine vasiyet mi ettiler?"

Sanki öncekiler ve sonrakiler birbirlerine böyle demeyi vasiyet etmişler, öyle ki hepsi böyle söyledi.

بَلْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ
"Hayır, onlar azgın bir kavimdir."

Hayır, böyle bir vasiyet yok. Çünkü yaşadıkları devirler birbirinden çok çok uzak. Ama onları bu ortak söze sevkeden bir şey var. O da, tuğyanda müşterek olmalarıdır.








54

فَتَوَلَّ عَنْهُمْ
"Öyleyse onlardan yüz çevir."

Davet defalarca kendilerine yenilendiği halde, batılda ısrarlarını ve inatlarını daha da artıran kimselerden yüz çevir.

فَمَا أَنتَ بِمَلُومٍ
"Artık sen kınanacak değilsin."

Sen, tebliğde elinden gelen gayreti gösterdikten sonra, onlardan yüz çevirmenden dolayı kınanacak değilsin.








55

وَذَكِّرْ
"Öğüt verip hatırlat."

Nasihat etmeyi, öğüt vermeyi bırakma.

فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ
"Çünkü, öğüt vermek mü'minlere fayda verir."

Çünkü öğüt vermek. Allahın imanı mukadder kıldığı kimselere veya zaten iman etmiş olanlara fayda verir. Çünkü onların da bu şekilde basiretleri ziyadeleşir.












56

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
"Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım."

Bundan murat, ibadete müteveccih bir surette yaratılmalarıdır. Yoksa "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık." (Araf, 179) ayetiyle zahiren çelişir görülür.[1>






57

مَا أُرِيدُ مِنْهُم مِّن رِّزْقٍ
"Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum."

وَمَا أُرِيدُ أَن يُطْعِمُونِ
"Ve beni yedirmelerini de istemiyorum."

"Siz bana rızık vermek için yaratılmadınız. Öyleyse yaratılış gayenize uygun ve size emredilene muvafık şeylerle meşgul olunuz, ibadetinizi yapınız."

✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin