🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz. Yavuz'un arabada
dinlediği şiir.🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
"Gönül, engin arzu denizinde, yelken açmış dümensiz bir gemidir.Demiş
R. Necdet Kestelli.
Allah'ım bu benim içerimden geçen duygular ne? Hoşlantı mı ?
Arzu mu? İstek mi ?
Yoksa sadece bu kız bana değişik geldiği için mi böyle hissediyorum? Ama değişik bir duygu bu..." demişti Yavuz Fatma'ya bakarken.Elinde değildi her defasında kendini ister istemez Fatma'ya bakarken buluyordu. Fatma sessiz sakin köşesinde oturmuş öğrencilerini ve Yavuz'u dinliyordu. Sanki engin denizler gibi gözüküyordu.
Dingin, sakin, sukunetli... Yavuz zaten bu hallerine dayanamıyordu." Evet bu kız tam da İstanbul gibi. Fethi zor. Fatih'i de tek olan kızlardan. Buna eminim..." demişti Yavuz içinden net bir şekilde.
Oğlan çocuğunun bir tanesi merakla sormuştu. "Yavuz abi çok yakışıklısın. Çokta güzel giyiniyorsun. Çok havalısın. Çok karizmatiksin. Mesleğinde çok güzel, şirketinde varmış senin.
Akşam babam anlattı bize .
Bir de üniversitede siber güvenlik ordusu yetiştiriyormuşsun.
İleride ben de o orduya katılabilir miyim?" diye .Yavuz bir çocukta olsa böyle övülmesinden rahatsız oluyordu.
"Neden olmasın aslan parçası.
Elbette olursun. Sen üniversiteyi,
o bölümü kazan gel ve beni bul.
Allah nasip ederse o günleri görürsek ben sana yardım edeceğim.
Ama çok çalışman lazım, mücadele etmen lazım.Hatta ilerleyen günlerde ben burada bir de yabancı dil kursu açmak istiyorum gençler için. Kodlama kursu falan da olsun istiyorum. Sizin gibi başarılı gençleri değerlendirebilmek için.
İstanbul'a gideyim işlerimi halledeyim bir plan yapacağım.
Birkaç gündür düşünüyorum bunu..." dedi.Fatma, Yavuz hakkında bu kadar ayrıntı bilmiyordu şaşkınlıkla dinlemişti.
İçinden "hoş belli zaten adamın nasıl birisi olduğu. Ama çok soğuk birisi. Bakışları çok sert korkutuyor insanı. Heybeti, gücü...
Çocuklarla konuşurken öyle değil ama..." demişti.Yavuz köşede oturan Fatma'ya tekrar bakarak" niye uzak oturuyor ki bu kız? Bu kız susmasını da biliyor, konuşmasını da biliyor. Çok değişik hem bilgili kültürlü, hem de maneviyatı çok güçlü belli ki...?"demişti.
Kendine gelerek" bana ne ise bundan, ben buraya çocuklar için geldim. İsterse o katılmasın aramıza..." dedi kendini telkin etmek için.
Halk eğitimdeki hizmetliler baklava tepsilerini tüm halk eğitime dağıtmışlardı.
Çocuklar sınıftan çıkmaya başlamıştı. Fatma' da alelacele toparlanıp çıkmak istiyordu. Yavuz farkındaydı kendisiyle yalnız kalmak istemediğinin.
Her halinden belliydi Fatma'nın...
Ve bu Yavuz'da çok büyük merak uyandırıyordu..." Bunu neden yapıyor...?" diye.Fatma tam koridora çıkmıştı ki;
Yavuz seslendi" Fatma hanım bir saniye lütfen..."diyerekten.Fatma "evet buyrun Yavuz Bey.
Bir sorun mu var ?"dedi.Yavuz "hayır bir sorun yok yani benim açımdan bir sorun yokta.Galiba sizin açınızdan bir
sorun var.Ben dün geldiğimde de, bugün geldiğimde de fark ettim ki siz çok rahatsız oluyorsunuz.
Ben öyle hissettim. Nereysede hiç yüzüme bile bakmıyorsunuz..."dedi.Aslında Yavuz Fatma'yı konuşturmak için bunları söyleyip yapıyordu. Gerçekten hocasının dediği İstanbul gibi bir kız mı diye?
Onu anlamaya çalışıyordu.
Yavuz'un çok zeki manevraları vardı hayata karşı, insanlara karşı.
Anlamak,çözmek için. Bunu yıllar öncesi 18 yaşında keşfetmişti en acı şekilde mahpushanede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... Yaralı kalplerin büyü...