🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Saatler geçmişti tüm aile perişan halde dillerinde dualarla bekliyordu .
Yavuz ve erkek kardeşleri Kuran-ı Kerim okuyarak bekliyordu.Zeynep hanım, gözyaşları ardı ardına durmadan aktığı için elinde tesbihiyle zikirler ve dualar çekiyordu.
Dilber nine yaşlı olunca eve göndermişlerdi zorlada olsa. Gülay hanım ve oğulları, Suna yenge alıp gitmişti O'nu. Ama akılları hastanede kalmıştı. Onlarda evden Kuran-ı Kerim okuyarak dualar ediyordu.
Fatma ve annesi, kız kardeşi, Nazlı bebeklerle ilgileniyorlardı.
Yavuz, onlara bir oda ayarlamıştı. Çocuklar perişan olmasın diye.
Onlarda bebeklerle ilgilenmekten Kuran-ı Kerimi okuyamasalarda zikirler çekip ve dualar ediyorlardı sürekli olarak.Ali bey ,perişan halde olan aileye göz kulak olmak için çırpınıyordu.
Yurt dışında olan Halim hoca, ailesi ve Anastasya'da gelmişti Yalçın Beyi görmek için ama onlarda yetişememişti...
Biraz Yavuz ve ailesine moral verdikten sonra "biz tekrar geliriz. Burada daha fazla kalabalık olmayalım..."diyerek gitmişlerdi.Azra,yaralı bir kuş gibiydi.Yüreği vaveylâlardaydı.
İlk aşkı, ilk tanıdığı güvendiği erkek olan biricik babası ölümle burun burunaydı.
Kimsenin haberi dahi yokken sakinleştirici yapıldıktan sonra uyuduğu odadan bahçeye çıkmıştı.Bir çift kötü göz, ve habis ruhlu da Azra'yı takip ediyordu sinsice.
Darbe vuracağı anı bekliyordu...
Hemde en can alıcı ve yakıcı darbeyi.
Yavuz'un, canını yakacak olan hançeri saplamak için sabırsızlanıyordu...Azra, hastanenin arka bahçesinde kuytu bir köşedeki ağacın altına yatıp toprağı avuçlayarak " ah babam. Benim koca çınarım. Beni, bizi bırakma lütfen. Ben halen daha küçücük bir kız çocuğu gibi sana muhtacım..."diye ağlıyordu.
Hastanenin güvenliği fark ederek yanına geldi " hanımefendi lütfen kalkın, ne bu haliniz ? İyimisiniz?
Hadi sizi kaldıralım...Belli ki bir yakınınız burada ve zor durumda. Zaten burada akside düşünülemez..."diye diller döksede Azra, kalkmamıştı yerinden.Güvenlik biraz düşününce " siz Turhanların yakınımısınız?
Ben sizi Yavuz beyin ve
Gastroenteroloji cerrahisi uzmanı
doktorumuz Engin beyin yanında görmüştüm daha bu sabah. O zamanda iyi değildiniz . Abinizin kolunda ruh gibiydiniz..."dedi.Azra, gözyaşları ve gururla " evet ben Turhanların kızıyım ve Yalçın Turhan benim babamdır...Yavuz Turhanda abimdir..."dedi ve ağlamaya devam etti.
Güvenlik bunun böyle olmayacağını anlayınca" hemen doktor Engin beyi aramalıyım. Bu kız hiç iyi değil.
Sanki sinir krizi geçiriyor gibi..."diyerek telefonuyla aradı ve doktor Engin cevap verir vermez ;" Doktor bey kusura bakmayın ama mecbur kaldım aramaya.
Arka bahçede bir kız gördüm ve sanırım bir tür sinir krizi geçiriyor gibi. Hiç iyi değil. Ve kaldıramıyorum yerden. Turhanların kızıymış. Buraya bir gelseniz..."dedi." Tamam ben geliyorum Cem bey. Ama sen, ben gelinceye kadar kızı yalnız bırakma...Ve ailesine birşey söyleme. Hepsi perişan durumda zaten..."
Doktor Engin, koşarak arka bahçeye çıktı. Yerde yatan Azra'yı görünce yanına gidip " Azra, sen ne yapıyorsun burada ? Sen odada uyuyordun ne diye buraya çıktın?"dedi ama Azra cevap vermeden sadece ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... Yaralı kalplerin büyü...