🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Nur, çaresizce gözyaşlarını dökerek ve zorla konuşarak " annem, benim mis kokulu annem. Şu hayattaki en büyük sığınağım olan güçlü kadın annem...
Kendimi bildim bileli her zor anımda yanımda olan annem...Sen öğrettin ve aşıladın bana sevgiyi, saygıyı, hem dağlar gibi sağlam, hem merhametli hem şevkatli, adil ve adaletli olmayı.
Ahlakın en güzel hazine olduğunu. Bir kızın kocasına ve yavrularına verebileceği en kıymetli şeyin ahlakının olabileceğini. Hatta bir kızın en güzel ve değerli çeyizinin edebi ve iffeti olduğunu.Dik yokuşlara ve en yüksek zorlu tepelere zirvelere vazgeçmeden azimle tırmanmayı,çıkmayı... Mücadeleden vazgeçmemeyi.
Yoksulun ,mazlumun, muhtaç olanın elinden tutmayı...Tembel olmamayı, çalışmayı, üretmeyi, paylaşmayı,en kıymetli ve lezzetli kazancın alın terin olduğunu...
Şu geçici yalan dünyada sadece insanlığımı kaybetmemem gerektiğini hatta ve hatta aksine insanlığımı kalbimde,zihnimde daima taşımam gerektiğini...
Tüm bunları sen öğrettin bana annem.Ak sütünü, helal sütünü vererek benim bedenimi büyüttüğün gibi, kalbimi, zihnimi de büyüttün tertemiz olarak...Güzellikler ektin benim ruhuma, maneviyatıma...
Benim melek annem..."dedi annesinin koynunda, küçücük bir kız çocuğuykende en çok huzur bulduğu yerde yatarak.Hatice hanım da ağlıyordu kızı ciğer paresi ağlarken. Ama susarak sadece dinledi kızını rahat rahat kendini ifade edebilsin diye.
Kızının sustuğunu ve iç çekerek sessiz sessiz ağladığını fark edince;" Yavrum kuzum Nur'um,bir anne ve baba evladı üzgünken ağlarken en büyük ateşlerde yandığını hissederek canı yanar.
Evladını gülerken görüncede dünyalar onların olur.Dünya cennetini gördüm sanır...Bizde öyle hissediyoruz sizleri ağlarken veya gülerken görünce...Sizlerin başarısı mutluluğu mutluluğumuz, sizlerin acısı kederi de derdimiz oluyor.
Hele hele sizin acınız ve kederiniz için elimizden bir şey gelemezse o dahada üzer yıkar bizi.
Ne oldu anlat bana kuzum benim...?"dedi derin bir nefes alıp. Ama biliyordu yavrusunun derdini.
Damadı Yavuz bahsetmişti olanlardan. Sadece Furkan'ın, Nur'a sevdalı olduğunu anlatmamıştı."Annem, bugün üniversitenin önüne Furkan abi geldi.
Ve zorla kolumdan tutup çekiştirdi beni..."Hatice hanım zaten bildiği olayı birde kızının ağzından dinlemek için " niye gelmiş ve öyle bir şey yapmış ki Furkan...? Durup dururken öyle bir şey yapacak bir gençte değil...
Yavuz enişten nasılsa Furkan'da o karakterde bir genç...""Annem, ablamların velime yemeği düzenlediği gün bazı şeyler duydum ben. Karısı Ceren'le aralarında konuşuyorlardı............işte böyle.
Halbuki ben kaçmıştım oradan ve ne o gün nede sonrasında kimseye bahsetmedim asla.Hani sen hep derdin ya duyduğunuz duyduğunuz yerde kalsın...Günahtır...diye.Bende beni ilgilendiren bir konu olmadığı için ve karı koca arasında mahrem bir konu olduğu için orada duyduklarımı duymamış saydım kendimi.
Ama Furkan abi nasıl olduysa bunları benim enişteme anlattığımı sanıyor. Ne dediysem inanmadı. Delirmiş gibiydi. Takılıp kalmıştı benim anlattığıma dair..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... Yaralı kalplerin büyü...