Sinirli Yavuz

2.4K 329 89
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Fatma, kocasının yanına oturup elini tutarak;

" Sakin ol Yavuz'um uyma sakın. O öyle dedi diye ben öyle olacak
değilim ya?
Şeyh Edebali' nin şu öğütle bildirdiği gibi ;
(Kimsenin umudunu kırma. Usul bil, adap bil, sınır bil. İkram bil, kural bil, doyum bil. Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma. Hal bil, ahval bil, gönül bil. Sen seni bil; ömrünce bu yeter sana...)

O bana ne derse desin Hamd olsun ben kendimi biliyorum.
Onun benim kıyafetime dil uzatması beni etkilemez. Ben Allah rızası için böyle giyiniyorum.
Benim başımda ki bir bez parçası değil Ayettir...Beni üzen sadece Ayetime laf etmesi...Başkada beni etkilemez onun düşüncesi..."Dedi.

Yavuz, halen daha sinirliydi. Ellerini sıkıyordu sürekli.

Fatma, Yavuz'un yüzünü avucunun içine alarak "Yavuz'um, sen ne kadar  sert ve soğuk ciddi,celalli  gözüksende özünde akıllı, uslu, olgun birisisin...Aklı başındasın. Aklı Selim davran lütfen.

 İbnu Mes’ud radıyallahu anh
şöyle nakletmiş;  Resulullah (bir gün) ;Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz? diye sordu. Ashab radıyallahu anhüm:    

Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi, dediler. Resûlullah;  Hayır, dedi, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir.

Hazreti Ebu Hüreyre radıyallahu anh da şöyle nakletmiş Resûlullah buyurdu ki ;Kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir...

Şu anda sinirlisin ve şeytan seninle uğraşıp duruyor. Şeytan ateştendir, sinirde ateş gibidir yakar geçer.
Ateşi de su söndürür. Yok eder...
Kalk absestimizi alıp namazımızı kılalım gör bak nasıl huzur bulacağız..."Dedi ürkek sesiyle.

Yavuz, Fatma'nın elini sıkı sıkı tutup
" tamam gülüm git sen abdestini alıp gel.Bende biraz soluklanıp alacağım..."Dedi.

Fatma, hızlıca banyoya gidip abdestini alıp geri geldi.

Hemen iki seccadeyi de serdi.Kocasının seccedasinin üzerine kendinin ördüğü takkeyide koydu.
Arkadaki seccadeye huzurla namaz kılmak için geçti.
Fatma, âdeta huzur bulmuştu namazını kılmaya başlayınca.

Yavuz, küçük karısının ağır ağır huşu içinde namaz kılışını biraz izleyip  hayranlıkla iç çekti.
Kalktı banyoya girdi. Abdestini alıp çıktı...Karısının önündeki seccadeye huzurla dikilip takkesini taktı.
Namazını kılmaya başladı.
Tüm dünya dertlerini ardında bırakmıştı âdeta.

Fatma, kocasının tadili ekrana göre ağır ağır namaz kılışını izledi tesbihatını yaparken.

"Rabbim yüzümüze gülenleri, yüzümüzü güldürenleri, varlığıyla mutlu edenleri ve dostluğuyla huzur sükunet, neşe verenleri eksik etme hayatımızdan.
Kocamı koru Rabbim.Bir ömür eli elimde, gözü gözümde, kalbi kalbimde olsun...Birbirimizde sükûnet bulalım.

Kocamın gözüne de ,kalbine de hitap edebilmeyi nasip et bana...
Ailemin hepsini içinde bulunduğu sıkıntılı durumlardan kurtar tez zamanda...
Furkan abimede yardım et...Ceren'e hidayet nasip et...Onu kazana bilmeyi bizlere nasip et...Evliliklerini hayırlı eyle...Amin..."diyerek seccadesi topladı.

Aklına gelen şeyle utanarak kıpkırmızı olmuş şekilde gülümsedi.
Hemen dolaba gidip içinden kan kırmızısı dantelli ve saten bir tarafı göbeğine kadar yırtmaçlı diz altında biten ince askılı şık ve zarif geceliğini ve üzerinin aynı renkteki sabahlığını ve takımı olan aynı renkteki dantel olan iç çamaşırlarını da alıp hızlıca banyoya girdi...

Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin