🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Günler koşuşturma içinde yine geçiyordu.
Yavuz ve Fatma'nın dördüz bebekleri artık dört aylık olmuştu... Kolik ağlamaları bitmişti ama şimdide annelerine çok düşkün oldukları için sürekli olarak annelerini istemeye başlamışlardı.Fatma, bazen dördüne de aynı anda yetişe bilmek için kan ter içinde kalıyordu.
Yavuz'da, evde olduğu sürece en büyük destekçisi oluyordu.Artık insanları da seçmeye başlamışlardı. Yabancı birilerini görünce ağlamaya başlıyorlardı ama biraz oynatıp güldürülünce alışıp agucuklar yapmaya başlıyorlardı.
Furkan amcalarına da aynı yapmışlardı.Furkan , bebekler üç aylıkken dayanamayıp bir pazar sabahı, tüm ailesinin evde olacağını bildiği için saat 10: 30 da aniden süpriz yapmıştı. Kimsenin haberi dahi yokken gelip yeğenleri ve ailesiyle üç dört saat geçirip aynı gün yine geriye dönmüştü.
Tüm ailesi üzülmüştü bir kaç gün olsa bile kalmayışına...Furkan'da çok üzülüyordu ama kaçıyordu buralardan." Annem, babam,benim canım ailem yakın yer yine gelirim.
İstanbul ile İspanya arası uçakla 3 saat 55 dakika sürüyor. Bak sabah erkenden çıktım geldim. Sizinle biraz vakit geçirdim. Şimdi saat 15:00 civarı da gidiyorum. Yine gelirim. Hem sizde gelin.Yeğenlerimi gördüm ve çok mutluyum..."demişti.Nur,Furkan'ın aniden gelip gidişini duyunca şaşırmıştı. Bir taraftanda içi bir hoş olmuştu.
Sonra kendine kızarak "sanane o odundan Nur...Tam layığını da bulmuş. Karısıda kendisi de aynı..."diyerek kızmıştı kendine.Hatice hanım da, Ada ve Erhan'ı iyice takip etmiş ve gizli sevdalarından emin olmuştu artık.
*******
Fatma, zorda olsa üniversiteki bölümünün sınavlarını vermişti. Ama üç yılda bitiremeyecekti bazı sınavları dördüncü sınıfa kalmıştı.
" İyiki öncesinden üstten ders almaya karar vermişim...Yoksa zordu. Ona rağmen dört yılda ancak bitireceğim" diyordu.
Dördüzler bu akşam yine oldukça huysuzluk yapmışlardı.
Ve Fatma doğru dürüst yemeğini bile yiyememişti yine.
Bebeklerin her akşam ağlama vakti gelince tüm aile seferber oluyordu.
Fatma, tüm ailesine minnettardı her konuda yardımcı oldukları için.Tüm aile " bu ne ki Fatma ,Yavuz'un bizlere yaptığının yanında? Hepimizin elinden o tuttu. Şu yaşadığımız konfor ve rahatlık onun sayesinde.
Baksana maaile olarak yine onun evinde kalıyoruz. Ve bir gün üf bile demiyor...Sende öylesin. Bir gün bir yüzünü asmadın bizlere karşı...Yavuz'umuzun kuzuları bizim için kıymetli. Biz bu günleri çok bekledik..."diyorlardı.Gülay hala " ah benim merhametli oğlum Yavuz. Bak benim kendi oğullarım doğu görevinde oldukları için arada bir gidebiliyorum yanlarına. Ve burada hastanede de sürekli kontrollerim olduğu için
Yavuz bırakmıyor beni.Benim evim senin evindir hala...Kuzenlerimin buraya tayinleri çıkana kadar benim yanımda kalacaksın...diyor. Ben Yavuz'umun şu günahsız sabilerine biraz bakmışım çok mu? Hem inan bir yere gitsem eve gelmek için can atıyorum. Aklımdan çıkmıyorlar sevimli şeyler..."diyordu.
" Bu ev yıllardır bir bebek sesinin hayalini guruyodu gelinim..Çok şükür Rabbim'e dört tane birden verdi..."diyordu Dilber nine.
Zeynep hanım ve Yalçın bey "biraz daha büyüsünler gece bile yanımıza alacağız torunlarımızı. İnanın gece bile özlüyoruz. Utanmasak odanıza gelip torunlarımıza bakacağız..."diyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... Yaralı kalplerin büyü...