Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI

Sahte Nikâh

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Yavuz gideli artık 10 gün olmuştu. Bu 10 gün Fatma için sanki aylar gibi geçmişti...
Yavuz için de öyle olmuştu.

Akçalar da boş durmamış büyük bir araştırma içine girmişlerdi. Ali'nin çiftliğinden hak alabilmek. Sultan "Ben onun resmi nikahlı karısıyım. Elbette herşey benim hakkım kanunlar önünde. O Hatice'ye yedirmem ..."diyordu.

Ve nihayet Ali ve çocuklarından ümidini tamamen kesen Akçalar bir olup İstanbul'a gelmişlerdi.

******

Yavuz'un evinde de yurtdışından gelecek olan Furkan'ın karısının telaşesi yaşanıyordu.

Fatma eltisinin geleceğini duyunca heyecanla mutfakta bir sürü hazırlık yapmıştı.
Kaynanası "yorma kızım kendini bu kadar..."desede dayanamamıştı Fatma.

"Nasıl birisi acaba ?
İyi anlaşırmıyız?Ben çok istiyorum yeni ailemde ki herkesle iyi anlaşmayı.
Yazık kocam yıllardır zorluklarla boğuşmuş.
O da ister böyle olmasını.
Hem ben kardeşler olarak her zaman aralarının iyi olmasını zorluklar karşısında sırt sırta omuz omuza dayanışma düşüncesi içinde olmalarını istiyorum. Maddi ve manevi olarak birlikten kuvvet doğar her zaman.
İnşallah öyle olur. Şu anda kardeşler olarak çok güzel ilişkiler içindeler. Aile bağları güçlü kocamın. Bizde eltiler olarak öyle oluruz inşallah..."demişti içinden.

Sonra "kızım Fatma bakar mısın?"diye kayınbabası seslendi.

"Allah Allah hayırdır inşallah..."diyerek elini yıkayıp salona girdi "efendim baba..."diye.

Salonda oturan yaşlı bir bey vardı.
Fatma yaşlı beyin kendine keskin bakışlarla baktığını görünce elinde olmadan utandı.

Gelininin utandığını anlayınca "bu Halim bey kızım. Yavuz'un ünüversitede ki hocası. Hemde aile dostumuz. Gelinini merak etmiş. Ve seni görmeye gelmiş..."dedi Yalçın bey.

Fatma fazlasıyla sıkılmıştı . Çünkü üzerinde ev kıyafeti ,başında oyalı yazması vardı. Birde mutfakta çok uğraştığı için beyaz yüzü kızarmıştı sıcaktan, üzerine utançta eklenince dahada kızarmıştı.

Hürmetle Halim Bey'in karşısına gidip "hoş geldiniz Halim bey "dedi.

Halim bey gülümseyerek "hoş bulduk gelin hanım. Ama bey değil de kocan gibi Halim hocam dersen daha iyi hissederim kendimi.
Yavuz benim oğlum gibidir, kıymetlidir yanımda. Onun eşi de yanımda öyle kıymetli olur.
Yurt dışındaydım bugün sabah döndüm ve hemen buraya geldim. Eşim de gelmek istiyordu ama yol yorgunu olduğu için dayanamadı. Düğüne de geliriz, Yavuz oğlum geldikten sonra da ziyaretinize geliriz.
Nasılsın gelin hanım? Otur şöyle biraz sohbet edelim..." dedi.

Fatma karşı koltuğa oturarak Halim hoca ile sohbet etmeye başladı.

"Hangi bölümü okuyorsun gelin hanım ?

Fatma vakur bir şekilde " psikoloji bölümü okuyorum daha yeni üçüncü sınıfa geçtim hocam. Antalya'da okuyordum buraya geçiş yapacağım" deyince "çok iyi bir bölüm seçmişsin kızım, büyük bir tevafuk olmuş..."dedi.

Zeynep Hanım da yanlarına gelip sohbete katılınca Fatma kendisini biraz daha rahat hissetti.

Fatma içinden " Halim Bey tam bir İstanbul beyefendisi olduğunu ve ismi gibi Halim birisi olduğunu belli ediyor..." dedi.