🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Yavuz, eli ayağı titreyerek dilinde dualarla Allah'a sığınıyordu.
" Allah'ım, şu olaydan yüz akıyla kurtulmayı bana,Furkan'a ve aileme nasip et. Ailemden kimseye bir şey olmadan, yıpranmadan kurtuluşa ulaştır...Korkum kendim için değil, ailem için..."diye.Akçalardan Nuran ve üç kızı, İlker'in anne ve babası Antalya emniyeti tarafından yakalanmıştı.
Çok büyük bir yankı uyandırmıştı Akçalarda ve Antalya'da.Akçaların hepsi şoktaydı" bu nasıl olur ?Demek ki adım adım takip ettirmişler bizi..."diyorlardı.
Çünkü alışmışlardı işlerini pis bir şekilde ve usulsüz yapmaya. Şimdi de yıllardır olduğu gibi saklaya bilecelerini sanmışlardı.Ama gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardı ve yıllar önce ki Ali bey ve Hatice hanıma yaptıklarının ortaya çıktığı gibi kızları Fatma'nın canına kast etmeye ortak olmuş olmaları da ortaya çıkmıştı.
İlker'i önlemek şöyle dursun aksine dahada kudurtup Fatma'nın üstüne salmışlardı.
İker'in babası ve annesi " bizim oğlumuza hiç bir şey olmaz. Biz soylu insanlarız. Antalya'nın elit kesimiyiz. Benim oğluma evet demeyen o Fatma cezasını çekecek.O Ali ve karısı da görecekler. Kızlarının ölümüyle sarsılacaklar... Benim oğlumun onurunu kırmak ne demekmiş öğrenecekler.
O damatları Yavuz'da görecek gününü..."demişlerdi. Bir yıldır kudurmuş gibiydi hepsi.Nuran ve üç kızı, Ali ile Hatice'nin ve Fatma'nın sahip olduğu imkanları kıskandıkları için ve hasetlerinden, hırslarından ,aç gözlülüklerinden dolayı, İlker'in anne ve babasından yana olarak onların cemiyetinden ve maddi imkanlarından yararlanmak için suçlarına ortak olmuşlardı.
Nuran'ın, zaten kocası Nevzat'la araları iyice açılmıştı.
Kocası iflas ettiği için üstüne birde Ali'nin o kadar imkana sahip olduğunu öğrenip kızlarının da Yavuz Turhan'la evlenmesiyle iyice saldırgan olmuştu.
O günden sonra etmediğini demediğini bırakmamıştı kocasına.Zatende bir tuhaf olan evlilikleri iyice raydan çıkmıştı."Sadece Akçaların imkânı ve soylulukları için sabrediyorum bu pısırığa.
Yıllar önce aklına girdim ta İzmir'e götürüp iş yeri açtırdım. Bu ailesinden uzakta olabilmek için. Mirasımızı alıp gitmiştik ne güzel. Akçaların namı ve soyadı da vardı elimizde.Ama bu benim aptal kocam ne yaptı? Herşeyi bitirdi, batırdı.
Ali ,kadar olamadı. Benim aptal kocam o kadar imakanımızı bitirirken o Ali kendine hiç yoktan bir çiftlik kurmuş hemde uçsuz bucaksız.O sessiz sakin Hatice ,çiftliklere hanım oldu .Tabelalarında bile adı yazıyor. Kızlarını da Turhanların servetinin hakimine Yavuz Turhana karı yaptılar.
O Nur'da, bulur yakında öyle bir koca aynı ablası gibi ya da Turhanların oğlunun birisini de o alır. Yapalar onlardan beklerim böyle bir şeyi...Oğullarına da bulurlar soylu kızları.
Ama benim kızlarımın neyi eksik ? Ben Nuran olarak onlardan alta kalamam. Bende zirvelere çıkacağım. Benim kızlarım da gözde olacaklar. O Fatma'dan ve ablasının izinde giden o küçük yılan Nur'dan ne eksikleri
var ki ?Eksikleri yok üstüne üstlük kat ve kat fazlaları var...
Benim kızlarımın dalyan gibi boyları posları var .
O Fatma ve Nur minyonlar...O pısırık Hatice'nin yetiştirdiği her hallerinden belli...Benim kızlarım akıllı tıpkı anneleri gibi.
Allah'tan bu pısırık babaları gibi değiller..."diye söylenip durmuştu sürekli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI
Fiction généraleNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... Yaralı kalplerin büyü...