Meczup

2.2K 313 111
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Yavuz ,kardeşi Furkan'la konuştuğundan beri kendinde değildi. Yanındakilere bildirmemeye çalışsa da kardeşinin halini iyi görmüyordu.
Karşısındaki yılana bakarak eli ayağı titriyordu adeta.

"Ah yılan ah sen iflah olmaz birisisin .
Kardeşimin hayatını mahvettin. Karımın canına kast eden caninin ortağı oldun.Anamın, ailemin gözünde yaş, kalbinde dert oldun.
Ama ben senin yüzünü görmek zorunda kalıyorum.
Bu da bir imtihan ama bakalım ne olacak senin bu halin ?
Sonun iyi olmayacak o kesin zaten...Kim bilir daha ne pisliklerin çıkacak araştırıp öğrendikçe? "dedi içinden.

Fatma, kocasının neler hissettiğini az çok tahmin edebiliyordu.
Ceren'den kendisi de şüpheleniyordu ama" günahını mı alıyorum?" diye de korkuyordu.

Erhan ve Engin, Ali bey ve sonradan gelen Nurettin derin bir konuşmaya dalmışlardı.

Azra,Ada,Nazlı ve Hatice hanımda derin bir sohbete dalmışlardı.
Ceren, kem gözleriyle çiftliği inceliyordu.
Nur, misafirlerine çay ve tatlı servisi yapıyordu.

Fatma ,yardım etmek istemişti ama Nur " lütfen sen çabuk iyileş ablam.Ben seni böyle görünce kalbim acıyor. Şimdi git bahçeye kocanın yanına otur ve bol bol oksijeni açık havayı ciğerlerine doldur. Borcun olsun iyileşince ben otururum sen bana o güzel yemeklerinden, tatlı, börek ve çöreklerinden yapar hizmet edersin "diye zorda olsa ikna etmişti.

Annesini de günlerdir yorgun ve bitkin halde olduğu için bahçeye babasının yanına baş köşeye oturtmuştu.
Kıyamıyordu hiç annesine. "Ben senin gözünde bir damla yaş görsem yıkılırım anam ..."dedi mutfak camından annesine bakarken.

Kızlardan da yardım kabul etmemişti.
"Sizler bizim misafirimizsiniz" diye.

Abileri , kardeşleri Nur'a kıyamayarak mutfağa yardıma geldiler.

"Nur sende kaç gündür çok yoruldun. Bizde yardım edelim..."dedi Mustafa abisi.

"Evet Nur, Fatma'da çok rahatsız senin yalnız başına koşuşturup durmandan..."dedi Ahmet abiside.

" Nur , ben bahçeye elektrikli ocağı kurdum. Çaydanlığı alıp oraya götürelim. Şu tatlı tepsilerini, meyveleri ve kuru yemişleri de götürelim.
Sürekli kalkma .
Sende otur bizimle beraber...
Annemle Fatma'da öyle istiyor..."dedi Onur.

Nur ,abileriyle birlikte herşeyi hazırlamıştı.

O esnada Nur'un telefonu çaldı.
Eline alınca gülümsedi masumca.
Abileri" kimmiş bu saatte Nur ...?"dediler merakla .

"Sizinkiler abilerim yani Hale ,Lale ve Jale..."diyerek "alo" dedi naif sesiyle ve telefonunun hoparlörünü açtı.

Hâle,Lale ve Jale'de telefonda hoparlörden konuşuyorlardı. Üçüde birlikte duyabilmek için.

"Nur, canım benim hayırlı geceler.Nasılsınız , iyisiniz inşallah? Fatma nasıl?
Belki uyuyordur diye onu ve Yavuz abimi arayamadık..."dedi Hale.

Nur, neşeli sesiyle " hayırlı geceler canım. Ablamda bizlerde iyiyiz Hale'ciğim.
Hamd olsun zamanla daha da iyi olacak ablam Allah'ın izniyle...Uyumuyorlar ablam ve eniştem .
Eniştemin kardeşleri ve doktor Engin bey var. Ve hepimiz bahçede oturuyoruz..."dedi ve abisi Mustafa'ya sesizce" bu senin ki abi "dedi.

Mustafa, gözünü devirdi .
Ahmet ve Onur O'na gülüyorlardı.

Bu sefer Jale konuştu" Selamün Aleyküm Nur'cum... "

Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin