Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI

Yüzleşme

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...Tamda zavallı Ali,Hatice ve Fatma'yı anlatıyor.

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

"Aşk bana göre dalından koparılmamış gül, sana göre alalade bir dikenken.
Hem kokusunu duyabildiğimiz bir bitki, hem de mis gibi kokusunu  yapabildiğimiz bir gül suyu ,hem de reçelini yapıp yiye bildiğimiz bir şey.
Bak yaprakları ışıldıyor şu anda
hayatımıza...Adeta loş ışıkları veren mumlar gibi...

Aşkın tanımı var mıdır ki?
Bence yoktur. Zaten basit kelimeler ile anlatılsaydı o aşk olmazdı. Yaşamak gerek, yaşayarak tadına varmak gerek. Hani derler ya anlatılmaz yaşanır. O misal..." dedi Yavuz iç çekerek karşıdaki Fatma'dan gözlerini alamaz şekilde.

Annesi ve babası halen daha Yavuz'u izleyip gülüyorlardı. Yavuz karşıdan gelen arabanın korna sesi ile kendisine gelmişti.
Annesiyle babasına bakmıştı ama yanında yoktu. Karşıya bakmıştı annesi babası karşıya geçmiş kendisine bakıyorlardı gülerek.

Yavuz hiç ciddiyetini bozmadan soğuk tavırları ile ilerlemişti içinden de "karizmayı çizdirdik. Şimdi annem babam iyi dalga geçer benimle...Bir de o düşündüklerim neydi öyle?" dedi.

**********

Halk eğitime gelen Ali Bey dersi bittikten sonra kızının yanına gitti. Hatice'yi de çağırdı yanlarına. Fatma'nın sınıfında konuşmaya başladılar.

Ali Bey yutkunarak söze başladı.
" Güzel kızım Fatma'm biliyorsun çok zor günler geçiriyoruz.
Hoş yeni olan bir şey değil.
Bizim hayatımız hep zordu. Sözü uzatmaya gerek yok kızım. Yalçın Beyler oğulları Yavuz'a seni istiyorlar..." demişti ki;

Fatma gözlerini kocaman açarak şaşkınlıkla " ne diyorsun baba...? dedi yanındaki annesine bakarak.Korkmuştu Yavuz'un adını duyunca. İçi titremişti.

Annesi kızının elini tutmuştu destek vericisine." Evet kızım ben zaten tahmin etmiştim hayırlı bir iş görüşelim Ali dediklerinde.
Genç kız oldun artık... Yani evlilik vaktinde geldi sayılır. Elbette daha 19 yaşında bir genç kızsın. Tercih senin ama şunu söyleyeyim ki İlker'den kat ve kat iyidir Yavuz Bey.
İnsanın karşısına her zaman iyi insan çıkmaz kızım. İyi düşün kararını ver.  Ne karar verirsen ben onun arkasında olurum... Baban da onun arkasında olur...
Biz isteriz ki senin isteğin olsun.
Sen mutlu ol yeter ki..." dedi.

Ali Bey" aynen kızım annenin sözlerine katılıyorum. Ne olursa olsun biz senin arkandayız her daim... Biliyorsun ben yıllar önce bu acıyı yaşamış birisi olarak hiçbir zaman çocuklarıma bu konuda baskı yapmam  ve yaptırmam da.
Kendini hiçbir şeye mecbur hissetme. İstiyorsan kabul edersin, istemiyorsan etmezsin...

Ve Yavuz Bey oğlum kızınız da bilsin dedi. Yavuz Bey oğlumun 18 yaşındayken başından talihsiz bir olay geçti. İtalya'da 3 yıl mahpushanede yattı.
Sonra suçsuzluğu ispatlandı.
Oralarda çok zor zor günler geçirmiş uyku uyuyamıyorum diyor.
Uyku problemi varmış .

Bazen kapalı alanlarda kalamıyorum...falan dedi.
Yani çocuk gençlik yıllarının en güzel zamanların da  bayağı bir cefa çekti. Duyunca o zamanlar biz de çok üzülmüştük. Ama elimizden de bir şey gelmemişti..." diye uzun uzun o zaman ki olanları anlattı.

Fatma şaşırmıştı içinden" demek ki hiç kimse o hale boşuna ya gelmez..." dedi iç çekerek.

Sonra aklına karakolun bahçesinde
"demir parmaklıklar ardında, dört duvar arasında suçsuz bir insanın neler yaşayabileceğini en iyi ben bilirim..." dediği gelince üzülmüştü.
İçi sızlamıştı anlayamadığı şekilde.