Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI

Ada ve Erhan'ın Sözü

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Yavuz, şirkette bu konuyu Nurettin'le uzun uzun konuşmuştu.
Nurettin, ilk duyunca çok şaşırmıştı.

" Nasıl saklamışlar yıllarca? Şunlara bakar mısın Yavuz abi.
Halbuki Erhan'la biz aynı yaşıtız ve birlikte büyüdük. Neredeyse her anımız birlikteydi. İkimizde Fransa'da aynı üniversitede okuduk. Ben inşaat mühendisliğinde, O bigisayar mühendisliğinde. Aynı evde yaşadık oradada...
Hiç böyle bir şeyi hissettirmedi.

Ya Ada , O'na ne demeli ? O'da kimseye birşey belli etmedi...
Erhan, seviyorsa Ada'nın da gönlü varsa ben çok mutlu olurum.
İkiside benim kardeşim. Benim de gözüm arkada kalmaz kız kardeşim konusunda. Erhan, hem kardeşim hemde yiğit, güvenilir, dürüst bir dostum ve kuzenimdir benim..."dedi.

*****

Bugün Turhanların oğulları şirketten erken çıkacaktı.
Yavuz, karısını görüntülü arayarak
" gülüm benim. Bugün özel bir gün ona göre akşam yemeğine hazırlık yap. Azra ve Ada'da da sana yardım etsinler.
Ama kimseye bir şey söylemeyin. Akşama özel kutlamamız olacak..."dedi.

Fatma, neşeyle " elbette Yavuz'um yaparım... İstediğin özel bir şey var mı,yoksa ben kendime göre bir şeyler mi hazırlayayım ?"dedi.

Yavuz, karısının güzelliğini ve sevimliliğini görünce derince bir iç çekerek yutkundu.
" Evet ahu gözlüm akşama özel bir istediğim var...Ben seni istiyorum.
Akşam kutlama bittikten sonra........ona göre...
Yemeğe sen isteğin şeyleri hazırla. Sen daha iyi biliyorsun bu işleri..."dedi çapkınca göz kırparak.

Fatma, utangaç bir şekilde gülümsedi mutlulukla " Yavuz'um, sen hiç iflah olmuyorsun.
İsteklerin hiç bitmiyor kocacığım. Akşam ki kutlama yemeğinden bile kendine bir pay çıkarıyorsun. Birde dört tane çocuk babası olacaksın..."dedi kıkırdayarak.

Yavuz, tok sesiyle bir kahkaha atarak
" isteyemez miyim karıcığım. Dört değil on çocuk babası olsam yine isterim...Şikayetin mi var yoksa?
Ben karımı çok seviyorum, aşığım ve ne olursa olsun O'nun kapısına gidiyorum. Karımdan başka kadına karşı gözlerim kapalı. Ama karıma her daim yedi yirmi dört açıktır gözlerim..."dedi.

Fatma, hayran hayran kocasına bakarak iç çekti.
" Ah ah sorma yiğit kocam. Bende sana aşığım hemde öyle bir aşk ateşi ki bu. Kalbimde nar-ı aşkın var alev alev yanan...
Sen benim kapıma gel yeter ki. Bu Fatma'nın kapıları sana her daim ardına kadar açık. Asla ve asla bir şikayetim yok...Ancak olsa olsa şükür sebebim olur...Sana şaka yaptım ben yiğidim..."dedi.

Yavuz ,mutlulukla " biliyorum bilmez miyim hiç Fatma'm. Ahu gözlü kadınım...Bir erkeğin bir kadında bulmak isteyeceği herşeyi ben sende fazlasıyla buldum...
O zaman geceyi sabırsızlıkla bekliyor olacağım...Ben kapatayım sende işine bak güzel karım. Bende Furkan'ı arayacağım..."dedi.

Yavuz, karısından telefonu kapatır kapatmaz Furkan'ı aradı görüntülü olarak.
Olanı biteni O'na da anlattı.
Furkan'da, hem şaşırmış hemde mutlu olmuştu.

"Abim, kardeşim Erhan ve Ada için çok ama çok mutlu oldum. Bir ömür boyu mutlu olsunlar. Bende işlerimi ayarlayıp gelirim o zaman..."

Yavuz , derince bir iç çekerek
" aslanım senin ne zaman adam akıllı mürüvetini göreceğiz...?"dedi.

Furkan, sesi titreyerek " ben o defteri kapattım abi. Kilitini de vurdum. Bir daha açılmayacak..."dedi.

" Sen o yılan Ceren'le yaptığına evlilik mi diyorsun? O evlilikten çok farklı, bam başka bir şeydi. Eli eline değmemiş, aynı odada kalmamış ve aynı yatakta yatmamışsın... Bir kez kadın gözüyle bakmamışsın. Allah katında birbirinize bir söz vermemişsiniz...
Sen evlilik yaşamadın aslanım. O yüzden o kötü olayları unutup kendine yeni bir hayat kur.
Evlen sevdiğinle. Kavuş kalbinin sultanına. Kendine bu ızdırabı çektirme.
O kalbindeki sevdanla bir evlen sen asıl evliliği o zaman yaşayacaksın..."