Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI

Huzurumsunuz

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Yavuz , evinin terasından bahçede annesiyle birlikte oturan babasını izliyordu.

Fatma, kocasının istediği iki tane kahveyi yapıp getirmişti.
Terasa çıkınca, gülümseyerek kocasına baktı.

" Buyur kahveni kocacığım. Afiyet olsun..."dedi.

" Eline sağlık ahu gözlüm. Geç otur bakalım karşıma birlikte afiyet olsun.
Yanına yaptığın baklavadan da koymuşsun. Akşamda çok yemiştim bu baklavalardan. Çıtır çıtır olmuş. Her yaptığın ayrı bir güzel oluyor..."

Fatma, kocasının karşısına oturarak
" teveccühün kocacığım.
Erhan abim istemişti bu baklavayı dün. Bende çocuklar uyurken alel acele açıp yapmıştım. Yani çok sık yaptığım basit bir tarifti. Bu sefer şeklini değiştirdim. Midye şeklinde yaptım o kadar..."dedi.

Yavuz, kahvesinden bir yudum akarak yatak odalarında oyun oynayan çocuklarına baktı.

" Büyüdüler be gülüm. Baksana artık  bir yaşında oldular... On aylıkken paytak paytak yürüyorlardı.Bir kaç adım yürüyüp düşüyorlardı. Az mı başlarını, oralarını buralarını vurmuşlardı. Korkundan gözlerini üzerlerinden çekemiyordun...Ama yinede birine bakarken diğerinin birine birşey oluyordu...Ve canımız gidiyordu ağlayışlarına...Ama şimdi şu  yürüyüşlerine bakar mısın şunların. Oğullarım efeler gibi, kızlarım anneleri gibi nazenin..."dedi Yavuz keyifle.

" Evet öyle Yavuz'um. Büyüdüler kendi kendilerine oyunlar buluyorlar artık...Dördüz de oldukları için sıkılmıyorlar. Ama daima kavga içindeler...Biri sussa biri susmuyor. Ama birbirlerinden de ayrılamıyorlar.  Birisi uyuyor olsa ,diğer üçü onu uyandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar...
Maşallah dillilerde... Nasıl bıcır bıcır konuşuyorlar telafuz edebildikleri kadarıyla.
Sanki büyümüş ve küçülmüşler gibi.

Birlikte uyuyacaklar ,birlikte yemek yiyecekler, birlikte oynayacaklar... Bu aralar banyoyu bile birlikte yapmak istiyorlar. Birini suda görünce diğerleride girmeye çalışıyor hemen...
Bende dördüne de şortlatını giydirip,  birlikte küvete koyup sıra sıra yıkıyorum. Ve ne banyoda ne benim üzerimde neredeyse ıslanmadık bir yer kalmıyor..."dedi gülerek.

" Sorma aynen öyle yapıyorlar. Geçen hafta sonu sizin işiniz var diye ben yıkamaya kalktım inan iflahım kurudu...Dördü de aynı anda aynı şeyi isteyip, ağlıyorlar...Sürekli baba baba diye konuşuyorlar. Ve ben çok mutlu oluyorum...
Ama yinede onlarla başedemeyip seni çağırmıştım. Ve Allah annenize sabır versin demiştim..."dedi gülerek.

"Baksana Yavuz'um yaptıkları yaramazlıklar bile yüzümüzü güldürüyor...Evlât bambaşka bir duyguymuş...Yorulsanda, uykusuz kalsanda kıyamıyorsun, kızamıyorsun onlara...Aksine en güzel şükür sebebin oluyorlar. "

" Hemde nasıl gülüm. İşteyken bile özlüyorum. Evdeyken onların yanmazlık yaparken çektiğim  videolarını bile gün içinde kaç defa izliyorum. Görüntülü arayıp göremesem özlüyorum onları..."dedi. Tekrar bahçede oturan anne ve babasına bakarak.

Fatma'da, bahçeye doğru bakarak " şu manzarayı gördük ya Yavuz'um hamd olsun Rabbim'e.
Beş aydır ne zorluklar yaşadık...Yalçın babam onca acıya ağrıya rağmen yinede çok iyi toparladı..."

" Aynen öyle gülüm. Doktor hafıza sorunları bile olabilir deyince çok korkmuştum. Babam bizi unutursa diye. Ama olmadı şükür..."

" Bende çok korkmuştum. Zeynep annem de çok korkup ağlamıştı duyunca...
Yalçın babama yanına ziyarete gelenler soruyor, nasıl bu kadar çabuk toparladın ? diye.
Babamda ,eşim, evlatlarım ve gelinlerim sağ olsunlar etrafımda pervane oldular.
Torunlarım yaşam sevincim..."diyor.