Hasret

2.9K 390 138
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Röportajın üzerinden iki gün geçmişti. Akçalar devamlı olarak Ali ve ailesini telefonla ve mesajla taciz etmeye devam ediyorlardı.
Antalya'da da tüm tanıyanlar Hatice'nin, Ali'nin karısı olduğunu öğrenmişti.

Herkes 20 yıldır gizlenen bu olayı konuşuyordu.
Adeta pimi çekilmiş bomba etkisi yaratmıştı.

Tabii ki Elif ve Hakkı ,çocukları da ellerinden geldiği kadar doğruyu anlatmışlardı soranlara.
Sadece Ahmet ve Mustafa'nın onurunu korumak için onların Ali'nin çocuğu olmadığını inkar ediyorlardı.

Çünkü Ahmet ve Mustafa günahsızdı ve delikanlılık çağlarının başında iki genci yaralardı bu olayın duyulması ve kesinlikle Ali, Hatice ve çocukları da çok üzülürdü...
Suçsuz kimselerin mağdur duruma düşmelerini istemiyordu bu güzel yürekli karı, koca ve çocukları.

Yavaş yavaş herkes Ali ve Hatice'nin mağdur olduğunu öğreniyordu.
Hatta herkes Hatice'ye çok üzülüyordu.
Yıllarca kızına bile bakıcı diye tanıttıklarını duyanlar" bunlar nasıl insanlarmış...?" diyerek dehşete düşüyorlardı.

Günler geçtikçe değişmeyen tek şey Akçaların taciziydi. Bir taraftan da Ali'nin Çatalca'da olduğunu öğrenmişlerdi ama birebir adresini de araştırıp bulmuşlardı. Çünkü Ali ve ailesinden tamamen ümidi kesmişlerdi artık...
Akçalar ile irtibatı koparmışlardı anlamışlardı bunu ve o koskocaman çiftliği onlara yar etmeyeceklerine açık ve net bir şekilde karar vermişlerdi.

İlker'de, Fatma'nın evlediğini duyunca çıldırmıştı adeta. Hastanedeyken tedavisini yarım bırakır diye söylemişti ailesi ama hastaneden çıktıktan sonra öğrenince yakıp yıkmıştı ortalığı.

Birde Fatma'nın evlendiği kişinin Yavuz olduğunu öğrenince daha da sinirlenmişti.
Kahvedeki yediği dayak zihinde canlanmıştı ve o dayağın sebebinin Fatma olduğunu anlamıştı.

"Evet o gün ben arabayla Fatma'yı duvar dibine sıkıştırdığımda o da orada köşedeydi.
Ben de düşünmüştüm o gün kahvede ilk defa gördüğümde ben bunu nereden tanıyorum? diye.
İşte şimdi aklıma geldi. Görüşeceğiz Yavuz Turhan!!
Elbette Fatma seninle de görüşeceğiz!! Gidip onu tercih ettin beni tercih etmedin.
Güçse güç bende de vardı.
Paraysa para bizde de vardı.
Saray gibi villada oturuyoruz... Neyim eksikti ondan...?" Dedi sinirle.

Sonra aklına Yavuz'un şimdiye çoktan Fatma'ya dokunmuş olduğunu...Fatma'nın Yavuz'un olmuş olduğunu düşününce sinir krizleri geçirmişti.
Zor sakinleştirmişti ailesi.

Fatma'nın halası da yeminler ediyordu.
" Oğlumu bu duruma düşürdünüz ya görüşeceğiz kardeş bildiğim yılan,karısı Hatice ve Fatma sizlerle bekleyin..." diye ve sürekli arayıp duruyordu. Telefonları açmayınca iğrenç iğrenç tehditvari mesajlarda yazıyordu tüm Akçalar.

Akçaların tüm aramalarına ve mesajlarına ne Ali nede ailesi onlarla muhattap olupta morallerinin bozulmaması için geri dönüş yapmıyordu hiç bir sekilde.

🌺🌺🌺🌺

Fatma'da iki gün ailesinin yanında kaldıktan sonra "anne, baba ben artık eve gideyim. Ayıp olur Yalçın babama ve Zeynep anneme.
Günde kaç defa arıyorlar halimi hatırımı sormak için.
İstediğin kadar kalabilirsin kızım dediler.
Yavuz Beyde öyle dedi ama...

Ben gidip bir kaç günde orada onlarla birlikte kalayım. Hem düğün hazırlıklarını kontrol ederim.
Hoş gereken herşeyi görüntülü arayarak sorup bilgi alıyorlar Allah razı olsun onlardan.
Ama ilgisiz gibi durmam uyugun olmaz.
Hem Yavuz Beyde belli etmesede üzüle bilir.
Hoş kim olsa içerler..."dedi.

Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin