Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI

Umuda Yolculuk

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

" Zaman akıp giderken insanlardan
çok şey götürüyor. Bazen uzun uzun düşünüyorum. İnsan geçmişe dönerek soruyor kendine ;
Bu zamana kadar nasıl geldim?
Neler yaşadım? Neler oldu hayatımda? Ya da çocukluğumdan beri neler değişti...?Diye derin derin düşünüyorum... Ama benim Hayatımda değişen şeyler;
Hep daha fazla acıydı, zalimler daha da zalimleşerek üzerimizde ki baskı ve hükümlerini sürdürüyordu..." dedi Fatma içinden.

Yavuz ile birlikte ailelerinin yanına doğru yürüdüler. Yavuz'un gayet her zaman ki ciddi ve soğuk yüzü normaldi annesi, babası ve onu tanıyanlar alışkındı zaten.
Hep bu şekildeydi ama Fatma'nın yüzü resmen bom boz olmuştu sanki.

Ellerini nereye koyacağını bilemiyordu... Annesi anlamıştı evladının bir sıkıntısı olduğunu.

Yavuz" Ali Bey, Fatma ile konuştuk biz. Benim de işlerim var, yoğunum bayağı. Malum sizin de durumlarınız belli. Ben akşama Allah'ın izniyle annemle ve babamla kızını istemek için geleceğim.

Şayet sizin için de uygunsa, bir de hoca ile gelip nikah kıymak istiyoruz. Yarın da bir hastaneden gereken raporları ve tahlilleri alıp hemen yıldırım nikahına başvuralım.

Yarın akşama da kınamız olsun.
Hem de resmi nikahımız olsun. Kızınızı buradan gelinliği ile almak istiyorum...

Ama bir düğünde benim İstanbul'da yapmam lazım... Orada benim tanıdıklarım, dostlarım var.
Şimdi kırılırlar davet edemediğim için. Buraya da davet etsem alelacele hepsi işini ayarlayıp gelemez.
Siz de hazırlanın bizimle
İstanbul'a gidin.

Orada ki düğüne de katılırsınız.Hem Fatma'da sizin ona orada ki hazırlıklar için yardım etmenizi istiyor...Ve sizden güç aldığı ve
alacağı kesin... Bir anda sizden kopması ona zor gelir. Alışıncaya kadar biraz yanda dursanız
çok iyi olur...

Biz bir plan yaptık... Ama tabii ki sizin fikirleriniz daha önemli bizim için..." dedi annesine ve babasına, Fatma'nın annesine ve babasına da bakarak.

Yavuz'un annesi ve babası zaten gayet memnunlardı. Oğullarına baş işareti yaptılar " bize uyar" diyerekten.

Ali Bey'in yüreği yanmıştı.
Hele Hatice beyninden vurulmuş gibi olmuştu..." Tamam kızımızın evlenmesini istiyorduk...Ama bu kadar acil olacağını düşünememiştim..."diye iç çekti.

Ali Bey'in aklın da" şimdi akşama konağa nasıl istemeye gelecekler? Ortalığı yıkarlar..." diyerekten sorular dönüp duruyordu.

Aynı sorular Hatice'nin aklında da dönüp, dolaşıp duruyordu.
O da düşünüyordu" nasıl açıklayacağız Allah'ım... Sultan zaten ortalığı yıkar ve benim kızım ondan mı istenecek anne olarak...?"diye kanıyordu yine içi bir anne olarak yüreği yanıyordu buna.

Sultan'ın ve kayınpederinin kayınvalidesinin hatta görümcesinin bile rahat durmayacağını biliyordu.
" Bir de Nuran ve kocası var artık. Onlar da boş durmayacaktır.
Adım kadar eminim..."diyerek derince bir nefes aldı.

" Evet Ali Bey sizin için de uygun mu?" dedi tekrardan Yavuz.

Ali Bey çok kötü hissetmişti.
" Allah'ım ben aciz bir insan değilim.
Gören çekinir benden... İnsanlar bana saygı duyuyor... Ali Bey diyerekten, mesleğimde de taktir ediliyorum her şekilde... Ama ailem mahvediyor beni. Ailem dediklerim benim elimi kolumu bağladılar... Benim kızım böyle mi gelin olacaktı...? Kendi ailem yaktı beni. Şimdi de kızımı yakmak istiyorlar... Ama kızımı yakmalarına asla izin vermeyeceğim..." diyerek kızına sordu.