🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Fatma , yatak odasında yan yana koyulmuş ikisi pembeli, ikisi mavili dört tane beşiğin içinde uyuyan Yalçın'ına, Ali'sine, Hatice ve Zeyneb'ine yavrularına bakıyordu hayranlıkla...Daha miniciklerdi ve Fatma çok korkuyordu onlara bir şey olacak diye.
Çocuklarının adlarını daha hastanedeyken anne ve babalarının adlarını koymuşlardı. Onlara süpriz yapmışlardı.
Hamileyken karar vermişlerdi ve kimseye bahsetmemişlerdi süpriz yapmak için.Ve gerçektende çok büyük süpriz olmuştu herkese ama çokta mutlu olmuştu anne ve babaları.
"Sizin adlarınızdan güzel isim mi olurmuş?"demişti Yavuz ve Fatma.Fatma ,tüm yorgunluk ve acılarına rağmen zorda olsa ancak toparlamıştı kendisini. İyileşmesi zor olmuştu hem çoğul bebek doğurduğu için hemde evinde kalamadığı için.
Bugün doğum yapalı tam 18 gün olmuştu.Tam on beş gün hastanede küvezde kalmıştı bebekleri.
Üç gündür kendi evlerindeydi hem kendileri hem yavruları. Ve çok mutlulardı çocuklarıyla birlikte evlerine geldikleri için Yavuz ve Fatma.Ama asıl tempo yeni başlamıştı onlar için farkındaydılar. Üç gündür tamamen kendileri baktığı için zor ama bir o kadar da şükür dolu günler başlamıştı onlar için...
Tam dört tane kolik bebekle mücadele etmek zordu.
Çocuk doktorları;
" Her beş bebekten biri akşam üstüne doğru başlayan ve gece yatma zamanına kadar süren ağlama krizlerine tutuluyor. Doğumdan iki ya da üç hafta sonra başlayan kolik bebeklerin ağlamasının üçüncü ayın sonunda tamamen ortadan kalkması beklenir.
Geçecek bu günler..."demişti.On beş günlük hastane süreci içinde Fatma ,eve gelmek istemedi bebeklerini bırakarak.
"Ben dayanamam Yavuz,lütfen izin ver burada kalayım. Bir oda ayarlayalım ücretini öderiz neyse. Hem daha çok küçükler ve sürekli anne sütüne ihtiyaçları var...Hem bende sürekli olarak şu ameliyatlı halimle yollarda rezil olmayayım..."deyince Yavuz razı geldi.
Yavuz,karısının çocuklarını bırakmamak için direndiğinin farkındaydı.
"Aksini düşünmemiştim zaten.Ben seni tanıyorum ahu gözlüm...Ama bu halinde hastane ortamında zor iyileşirsin...Hem zaten lohusasın hassasın. Ve her lohusa evinde dinlenip iyileşmek ister..."demişti ama Fatma ısrarla çocuklarıyla kalmak istiyordu.Yavuz'da çocuklarını bırakmak istemiyordu ama karısıda pek iyi değildi. Ama Fatma'yı da vazgeçirememişti.
Hastane yönetimiyle konuşup halletmişti bu işi. Kendisi de hastanede karısını ve çocuklarını yalnız bırakmadı. Daima karısına destek oldu her konuda...Çünkü gece belirli vakitlerde bebeklerin beslenmesi gerekiyordu. Ve Fatma'nın kendi ağrılarıda çok fazla olduğu için çok yıpranıyordu.
Devamlı olarak aile üyeleride geliyordu yanlarına. Yalnız bırakmıyorlardı.İlk bir hafta Fatma göğsünden süt sağarak beslendi bebekler.
Sonraki hafta emzirmeye başladı.Doktor sıra sıra saatler belirleyerek bebeklerini emzirdiyordu. Sütünün bol olması için elinden geleni yapıyordu.Hatta hastanenin beslenme ve diyetetik uzmanına bile baş vurmuştu.Ve sütüde vardı ama dört tane çocuk olduğu için yetmiyordu artık.Çünkü bebekler her gün biraz daha büyüyordu.
Buda daha çok anne sütüne ihtiyaçları var demekti.
Bu durum Fatma'yı ve Yavuz'u çok mutlu ediyordu. Önceden tedbirlerini aldıkları için de ayrıca bir mutlulardı.
O yüzden bebeklerinin dördü de mamaya ihtiyaç duymadan bol bol anne sütü alıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... Yaralı kalplerin büyü...