🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
" İnsan acılarla yoğrula yoğrula kıvam alıyor. Dahada sağlamlaşıyor.
Tıpkı kumun çimentoyla ve suyla birleşmesiyle karıştırıla karıştırıla kıvam alıp binaları daha sağlam yapıyor oluşu gibi.Birisi eksik veya fazla olsa harç tutmaz ve bina sağlam olmaz. İşte acılarda canını yaka yaka daha güçlü yapıyor insanı.
Şayet hep mutluluk olsaydık hayatımızda ya da hiç kötü insanlarla karşılaşmasaydık nasıl öğrenirdik gerçek hayatı ve insanları? Nasıl öğrenirdik tedbir alınması gerektiğini?Olmaz artık, herşey bitti dediğimiz anları nasıl atlatırdık?
Kurtulmak ve daha da güçlenmek için bir yol çizer ve plan uygularız.
Bazen bu plânda da başarısız olursak b planına geçeriz. Bazen c d e f ...diye uzar gider bu planlar.
Ama her başarısız olduğumuz plandan yeni bir plâna geçerken çokta tecrübeler ve bilgiler öğreniriz.
Başarısız olduğun hatalı olduğun yerleri öğreniyorsun ve bir daha o hataları yapmamayı öğreniyorsun.Aslında her başarısız plan üzücü bir yıkım yaşatsa da getirisi de çok büyüktür insana.
Hayatının tüm evresinde öğreniyorsun nerede nasıl davranman gerektiğini...Ceren hanım, sinsi yılan sen beni kandıra bileceğini mi sanıyorsun?
Ben senin gibilerin ciğerini bilirim .
Çok zor ve acı oldu benim için senin gibileri tanımak ama beni bir Yavuz Turhan yaptığını da inkar edemem.
Bu günleri önce Rabbim'e sonra o acı tecrübelerime ve senin gibi sinsi ve tehlikeli insan kılığındaki iblislerden öğrendim.Beni arayıp masum ve temiz saf duygularıyla üzülen rolünü oynuyorsun.
Neymiş efendim? Fatma, için yani biricik eltisi için çok üzülmüş.
Ama şimdi kurtulduğu için de şükürler ediyormuş...Daha neler neler.Aptal mı var senin karşında?
Bekle sıranı bu yaptıklarına seni öyle bir pişman edeceğim ki.
Benim karım yoğun bakımdayken döktüğüm gözyaşlarından daha fazlasını dökeceksin.Benim canımın karımın, canını yaktın. Benim kendi canım daha fazla yandı onu öyle acılar içinde görünce..."dedi sinirle soluyup.
Fatma, telefonda konuştuktan sonra bahçede gergin bir şekilde dolaşan kocasının yanına çıktı.
" Yavuz'um hayırdır inşallah?
Çok gergin gözüküyorsun. Umarım bir sorun yoktur?"Dedi.Yavuz, güçsüz bir şekilde ayakta zor duran karısının koluna girip
" ahu gözlüm ben sana yalnız başına ayağa kalkma mazallah düşersin demedim mi ? Daha başım dönüyor diyorsun..."dedi endişeyle "hadi hemen odamıza çıkalım da biraz yat. Güç topla biraz..."diyerek yavaş yavaş yukarı kattaki odalarına götürdü.Yavuz, Fatma'nın başörtüsünü çıkarıp yatağa yatırdı. Kendisi de karısının yanına uzandı.
Hasret kaldığı siyah saçlarını okşayarak ve öperek ;
"Çabuk iyileş Fatma'm. Yorma kendini. Tez canlısın
anlıyorum ama. ""Seni merak ettim Yavuz'um. Dayanamadım seni öyle huzursuz ve gergin görünce."
"Merak etme ahu gözlü yarim. İyiyim ben. Hem nasıl gergin olmam ben?
Az daha seni kaybediyordum.
Geç bulmuştum ama çok erken kaybediyordum. Az şey mi bu sence?
Seni o halde görünce dünyam başıma yıkıldı. Öldüm öldüm dirildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükût 2.Seri (Aşk-ı Muhal) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... Yaralı kalplerin büyü...