After Being Forced To Marry The Evil Star General (BL) Novel

Bölüm 6

General'in Köşkü'nün deposu işe yaramazdı. Kulağa etkileyici gelen Generalin Köşkü aslında acınacak kadar az servete sahipti. Tüm ödül paraları ve maaşlar silah satın almak ve askerleri ödüllendirmek için kullanılıyordu.

Bu oda temizlendikten sonra Yan Mingting odayı sınırdan getirilen silahlarla doldurdu.

Hizmetkârlar bu silahların yeni efendiye verebileceği tehlikelerden korkuyorlardı ve onu dikkatle korurken, sadece emirlerine itaat edip bugün alınan tüm hediye paralarını ve hediye kutularını kontrol etmesi için açabilirlerdi.

Yan Mingting kapıya doğru yürür yürümez, soğuk ve kayıtsız bir sesin dışarı süzüldüğünü duydu: "Gelir Bakanlığı'nın soldaki memurunun yüz gümüş tası, on bolt ipeği ve zar zor geçebilen bir kılıcı var...... ipek mi?"

Yan Mingting kapıyı iterek açtı ve bir hizmetlinin içinde alınan ipeğin bulunduğu yeni bir kutuyu açtığını gördü. Zhao Yelan bir tanesini almak için eğildi ve parmak uçlarıyla malzemeyi ovuşturdu.

"General," diye seslendi hizmetçi.

Yan Mingting başını salladı. Gözleri kırmızı figürün arkasında kaldı ama karşı taraf uzun süre arkasına dönmedi ve hatta kutuyu inceleme zahmetine bile katlandı.

"Öhööm" Yan Mingting varlığını belli etmek için kasten öksürdü.

Zhao Yelan ancak o zaman başını çevirdi ve isteksizce ona baktı. Aniden durakladı ve kapıda duran kişiye tekrar bakmak için başını eğdi, göz bebekleri hafifçe büyümüştü: "Sen de kimsin?"

Kâhya Qin soğuk terlerini silerek, "O General," diye cevap verdi. Hizmetçilere hızlıca anlamlı bakışlar attı ve onları gelin odasından uzaklaştırdı. Gecenin bir yarısı yeni evliler hediyeleri saymak için depoda toplandılar.

Zhao Yelan kapıya gitti ve Yan Mingting'e şüpheyle baktı. Yan Mingting aynı düğün kıyafetlerini giymişti, ama bir ahlaksızlık duygusuyla. Vücudu uzun bir yay gibiydi, güçlü ve kuvvetli, harekete hazırdı. Saçları başının üstünde toplanmıştı ve bu da geniş, yakışıklı, yiğit ve kahraman bir yüzü ortaya çıkarıyordu. Burnunun köprüsü yüksek ve düzdü ve tüm yıl boyunca rüzgâr ve güneşe maruz kalmasına rağmen teni hâlâ açık tenliydi.

Yan Mingting onun yüzündeki şaşkın ifadeyi görünce memnun oldu. Kendisiyle gurur duyarak çenesini hafifçe kaldırdı ve tam konuşacaktı ki Zhao Yelan bir anda sakin görünümünü geri kazandı ve emir vermek için arkasını döndü: "Bu iki parça ipeği yarın terzi dükkanına götür."

Xiao Gao hemen "Evet," diye cevap verdi ve iki parça ipeği gözünün önünde götürdü.

Kâhya Qin ve hizmetkârların hepsi General'e baktı. Yan Mingting başını salladı: "Bunu ona ver, burada bırakmanın bir faydası yok."

Zhao Yelan ona yan yan baktı, sonra gelin odasına doğru yürüdü ve kapıyı büyük bir gürültüyle kapattı. Yan Mingting ve arkasındaki insanlar dışarıda kaldı.

Hizmetçi kız, "General, hâlâ düğün şarabını içmeniz gerekiyor," diye fısıldadı.

"Sorun değil, önce siz dönün, beklemeye gerek yok." Yan Mingting elini salladı ve hiçbir şey olmamış gibi gelin odasına girmeden önce herkesin gitmesini bekledi.

Masanın üzerindeki iki fincan boştu. Yan Mingting yatağın yanında oturan kişiye baktı ve kendi başına masaya doğru yürüdü, sürahiyi kaldırdı ve birkaç yudum almak için başını eğdi. Neşeyle  "Bu iyi bir şarap."

Zhao Yelan kılını bile kıpırdatmadan ona hüzünle baktı.

"Geç oluyor, biraz dinlenelim." Yan Mingting sürahiyi bıraktı, yatağın yanına geldi ve kemerini çözmek için harekete geçti.