After Being Forced To Marry The Evil Star General (BL) Novel

Bölüm 74

General Köşkü'nün atalar salonu toparlanmıştı ve yaşlı generalin tabletinin yanında iki boş yer vardı. Yan Mingting ciddiyetle iki tableti oraya yerleştirdi.

Tabletlerin üzerine sırasıyla "Zhao Jian" ve "Yu Yin" isimleri yazıldı ve Kahya Qin onlara üç tütsü çubuğu daha uzattı. Zhao Yelan tüm süreç boyunca onlar tarafından yönlendirildi, önce tütsü sundu ve ibadet etti, sonra da diz çöktü.

Yan ailesinin tüm ataları atalar salonunda sergileniyordu. Bu aile değerli hizmetlerde bulunmuş bir aileydi ve hangi isim seçilirse seçilsin saygı duyulan bir kişi olurdu. Sadece ailesi şimdiye kadar gün ışığına çıkmamıştı.

Kendisi için bir isim yaptıktan sonra, ailesinin itibarını da düzeltmek istiyordu. Ancak Anqing Markisi'nin isyanı bir gerçekti, olay çok karmaşıktı ve eski bir hikayeydi. Anqing Markisi'nin isyanında kimin öldüğü kimsenin umurunda olmazdı. Bunun yerine herkes onun suçlu bir köle olarak doğduğunu bilirdi.

Xuan Hanedanlığı'nın düzenlemelerine göre, suçlu kölelerin memur olarak hizmet etmelerine izin verilmezdi, ancak pazarın sokaklarına gönderilebilirler ve orada bir eşya gibi seçilip satın alınabilirlerdi.

Ailesi ölene kadar komploda yer aldıklarını itiraf etmedikleri için, serbest bırakılmadan önce bir aydan fazla bir süre hapiste kalmıştı.

Sadece serbest bırakılmadan önce onun gibi insanların sırtına "köle" damgası vuruluyordu. Kızgın demir sırtına bastırıldığında, acıdan hemen bayıldı. Uyandığında, insanların izlemesi, gülmesi ve satın alması için bir kafese kapatılmıştı.

Birçok alıcı tarafından incelenmiş ve reddedilmişti. Çok toydu, çok zayıftı ve işinde iyi bir el gibi görünmüyordu. Kasvetli yüzü ve kirli vücuduyla birleştiğinde, canlarını almaya gelen beyaz giysili bir hayalete benziyordu. Hiç kimse onu köle olarak satın almadı.

Ayrıca Gu Niaoniao'nun kafesin önünden geçtiğini, bir grup kızla birlikte öndeki geneleve götürülürken ayakta durduğunu gördü.

Gu Niaoniao, Anching Markisi'nin konağındaki dadının kızıydı. Dadı yakalanmış ve sürgüne gönderilmişti ama güzelliği yüzünden fahişe olmaya zorlanmıştı.

Bu ihanet suçu tüm aileyi kapsıyordu. Erkekler nesiller boyu köle, kadınlar ise nesiller boyu fahişe olarak kaldı. Bu, dünyadaki en korkunç cezaydı.

Doğal olarak Gu Niaoniao da onu fark etti. Birbirlerini hapishaneden beri tanıyorlardı ama neredeyse hiç konuşmuyorlardı.

Bir keresinde bir gardiyan Gu Niaoniao'ya tokat atmış, ancak annesi onu durdurmak için öne çıkmış. Annesi öldükten sonra Gu Niaoniao'nun onu koruyacak kimsesi kalmamış, bu yüzden bilinçaltında kimseyle konuşmadan onun arkasına saklanmış ve sonra ikisi birlikte dayak yemişlerdi. Ancak ikisi de ağlamadı, sadece zorbalığa uğrarken sessizce dişlerini sıktılar.

Hayat önemsiz bir şeydi ve ağlayıp sızlanmanın bir faydası yoktu.

Zhao Yelan birkaç gün boyunca kafeste kaldı ve bu süre boyunca sürekli yağmur yağdı. Soğuktan titriyordu ve yiyecek ya da içecek hiçbir şeyi yoktu. Diğer suçlu kölelerin neredeyse tamamı satılmıştı ve geriye sadece birkaç kişi kalmıştı.

Bir saman yığınının üzerinde hareketsiz yatıyordu, sadece bir çift siyah gözü yoldan geçenlere hala hayatta olduğunu hatırlatmak için hareket ediyordu.

Ölmeyi beklemiyordu. Diğerleri köleleri seçiyordu ama o da efendileri seçiyordu.

Birden, kendisinden birkaç yaş büyük, zengin bir ailenin iyi giyimli, şımarık bir oğlunun yanından geçtiğini gördü.