After Being Forced To Marry The Evil Star General (BL) Novel

Özel Bölüm-12

Sahte Ölüm -5

Bunu söyledikten sonra Zhao Yelan bütün gece onu görmezden geldi ve akşam yemeğinden sonra odasına geri döndü.

Yan Mingting kendine olan saygısını zedelediğini biliyordu ve yavaş yavaş aklı başına gelmeye başladı. Son birkaç gündür eskisi kadar içki içmiyordu ve daha ayık bir hale gelmişti.

Kapının önünde uzun süre oyalandı ve nasıl özür dileyeceğini düşündü. Tam bu sırada kapı açıldı, içerideki kişi dışarı çıkmak üzereydi. İkisi birbirlerine baktı.

Bir süre sonra ilk olarak Yan Mingting konuştu: "Nereye gidiyorsun?"

Zhao Yelan omzunda bir çanta tutarak ona baktı. Tam yanından geçerken Yan Mingting aniden kolundan tuttu.

"Gitmek mi istiyorsun?" Yan Mingting kaşlarını çattı. "Bu işe yaramaz, ordu yarın Nanjiang'a varacak. Güney sınırı kaos içinde olacak ve gücü olmayan bir kişi kolayca tehlikeyle karşılaşabilir."

Zhao Yelan alt dudağını büzdü.

"Sen önce geri dön ve dinlen, güney sınırı istikrara kavuştuğunda seni bizzat geri gönderecek birini bulacağım, tamam mı?"

Zhao Yelan başını eğdi ve cevap vermedi.

Bunu gören Yan Mingting onu geri çekti  "Az önce bir dil sürçmesi yaptım ve bir dahaki sefere olmayacak. Ama bu bir ölüm kalım meselesi, o yüzden beni dinlemelisin. Biz aynı zamanda arkadaşız ve sana zarar vermeyeceğim." Yan Mingting, "Aksi takdirde, gece gündüz seni koruması için birini göndereceğim. İstiyor musun?"

Zhao Yelan başını şiddetle salladı.

"O zaman bana bu günlerde burada kalacağına söz ver?"

Zhao Yelan başını salladı, sonra birkaç kez daha eliyle işaret etti.

Yan Mingting tahmin etti: "Ne zaman ayrılacağımı mı soruyorsun?"

Zhao Yelan başını salladı.

"Yarın sabah erkenden yola çıkacağım. Birkaç gün kadar kısa ya da bilinmeyen bir süre kadar uzun olabilir. Ama merak etme, eğer uzun süre geri dönmezsem, birileri seni geri gönderir," dedi Yan Mingting.

Zhao Yelan kaşlarını çattı. Uzun süre geri dönmemekle neyi kastettiğini bilmek istiyordu ama Yan Mingting onun ne demek istediğini tahmin edemiyordu. Ona sadece kendine iyi bakmasını söyledi ve sonra dönüp odadan çıktı.

Zhao Yelan açıklanamaz bir şekilde telaşlanmıştı. Yan Mingting'in ses tonu şu anda normaldi ama bir şeylerin ters gittiğini hissetmekten kendini alamıyordu.

Bu sırada hanın dışında bir hareketlilik oldu. Pencereyi açtı ve Yan Mingting'in bir ata bindiğini, bir grup insan ve atı arkasına bakmadan yolun sonunda kaybolduğunu gördü.

Yarın gideceğini söylememiş miydi?

Bu yalancı!

Zhao Yelan aceleyle aşağı inerek ona yetişmeye çalıştı ama kapıdaki muhafızlar tarafından durduruldu.

"Genç Efendi, General dışarı çıkmamanızı emretti. Güvenliğinizi biz koruyacağız," dedi bir muhafız.

Zhao Yelan öfkeyle uzak bir yönü işaret etti. Yan Mingting'in bir sorunu olmalı, yoksa neden ona yalan söylesin ki?

"Özür dilerim, sizi gücendirmek zorundayım." Dinlemediğini gören muhafız onu bayılttı ve odasına geri götürdü.

Tekrar uyandığında saat çoktan öğlen olmuştu. Zhao Yelan aşağı inip öfkeyle muhafıza baktı.