'Rüya Gibi Bir Sen' adlı kitabın devamıdır. O kitabı okumadan buna başlamamanız tavsiye edilir...
3 YIL SONRA
ANKARABeste
-A..aah... Bırak beni gerizekalı!!Merhaba. Benim adım Alev. Size kendimi tanıtayım. Ankara'da yaşıyorum, şu anda lise sona gidiyorum ve bir tan-
Beste
-Bıraksana beniii...!Ah bir dakika. Elimdeki sürtüğü unuttum.
Ellerimi doladığım saçlarını tekrar çektim ve kafasını hızla duvara vurdum . Etrafımızı saran öğrencilerin dudaklarından birer korku nidası döküldüğünde tek yaptığım ellerimde çırpınan kıza sırıtmaktı. Elimdeki kız ise başına aldığı darbeyle tüm okulu dolduracak bir çığlık atmıştı. Onun bu cırtlak sesine karşın yüzümü olabildiğince buruşturdum ve kulağına eğildim.
-Ama beste böyle olmaz ki...
Canım benim ben sana geçen ne dedim, ha? Hatırladın mı? Bana bulaşmamanı söylemiştim. O olup olmadığına emin olmadığım beynin bunu hatırladı mı güzelim?Ağlamaya başladığında elimi biraz gevşettim. Ağlayan insanlardan nefret ediyordum.
-Ama bak böyle olmuyor. Benim lafımı kesme tatlım. Sana hatırlarsan benimle uğraşmamanı söylemiştim ama sen ne yaptın? Ah dur tahmin edeyim, okula benim her erkekle yatan biri olduğum haberini yaydın.
Ellerimi tekrar sıkılaştırdım ve karşı duvara fırlattım. Sıska vücudu bir çuval gibi duvara çarpıp yere düşerken dudaklarım hafifçe kıvrıldı. Başımı Beste'nin aptal arkadaşlarına çevirdim. Hiçbiri de bana karşı gelmeye çalışmıyordu. Bu gülümsememi artırırken bakışlarımı Beste'ye çevirdim.
-Peki benim şimdiye kadar hiç sevgilim oldu mu gerizekalı? Bir düşün hadi. Sevgilim olmadan nasıl biriyle bunu yapabilirim ki zaten olsa da şu abazalarla o tür bir şey yapmam. Beni kendinle karıştırma!
Son lafımda sesim istemeden yükselmişti. Bu aptal kızın okula yaydığı haberi kimsenin inanmamış olmasını bilmeme rağmen onu hırpalıyordum. Neden mi? Çünkü hoşuma gidiyor.
Beste'nin yanına gittim ve tekrar saçlarına yapıştım. Tekrar ve tekrar tüm çığlığı okulu doldurdu. İtiraf etmeliyim ki bu hoşuma gidiyor.
-Eğer bir daha benim hakkımda yalan haber yayarsan...
Kulağına yaklaştım ve fısıltıyla devam ettim. Dudaklarımın arasından çıkan her kelimede titriyordu.
-Seni. Elimden. Kimse. Alamaz.
Kelimeleri teker teker ve bastırarak söylemiştim. Ellerimi saçlarından çektiğimde etrafımdaki öğrencilere baktım. Hepsi korkuyla bana bakıyordu. Evet tahmin ettiğiniz gibi okulda belli bir otoritem var. Bazı aptallar dışında bana karşı çıkan olmuyor ve gördükleri yerde kuyruklarına basılmış kedi gibi kaçıyorlar. Ben buna "Alev" etkisi diyorım.
-Defolun buradan!
Bağırmamla gösterinin bittiğini anlayıp hepsi sınıflarına ilerlemeye başladı. İleride gördüğüm dörtlü gruba doğru ilerledim. Beste'nin arkadaşlarından birinin kolunu tuttuğumda onları da döveceğimi sanıp korkuyla bana baktılar. Olması gereken de bu zaten. Benden korkmaları gayet normal bir şey.
-b.biz bir şey yapmadık Alev.
Sıkıntıyla ofladım.
-Yaptınız demedim zaten. Arkadaşınızı alın şuradan. Yoksa paspas niyetine üzerinden geçmekte çeki-
Müdür
-Alev! Derhal odama geliyorsun!Keltoş müdürümüzün bana bağırmasıyla gözlerimi devirdim. Annemin çuvalla verdiği paraları her defasında kabul ettiği için beni okuldan atamıyordu. Her seferinde üşenmeden odana çağırıyorsun be adam. Hayır sana üzüldüğümden söylüyorum. Umursamaz bir şekilde ellerimi arka cebime soktum ve müdürün odasına doğru yürümye başladım. Kapıyı çalmadan içeri girdiğimde telefonla konuşmaya başlamıştı. O konuşurken masasının hemen önünde duran deri koltuğa geçtim ve yayılarak oturdum. O sırada odaya biri daldı.
Su
-A.alev.. Kıza ne yapmışsın?!Ah tanıştırayım sizi. Bu ikizim Su. Kendisinin inek öğrenci olarak gösterilebilecek bir kapasitesi var. O okul birincisiyken ben okulun korkulu rüyasıyım. Benim derslerle ne kadar alakam yoksa onun derslerle o kadar alakası var. Adlarımız gibi tamamen zıtız.
Oturduğum siyah deri koltukta geriye yaslandım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Ardından dudaklarım alay edercesine kıvrıldı.
-İyi bakmadın mı Su? Sadece azıcık hırpaladım.
Derin bir nefes aldı ve hala telefonla konuşan müdüre bir bakış attı. Ardından hızlı adımlarla yanıma geldi.
Su
-Kardeşim neden böyle davranıyorsun?Birden oturduğum deri koltukta ileri doğru kaydım ve Su'ya bağırmaya başladım. Müdür falan umrumda değildi. Para aldığı sürece gıkını çıkarmazdı bu adam. Paragöz herif.
-Neden mi böyle davranıyorum? Okulda dolanan haberleri duymadın sanırım.
Başını aşağı doğru eğdiğinde dişlerimi sıkmaya başladım. Ah, demek duymuş. Ama yine de benim tarafımda değil, bu harika. İkizim bile benim yanımda değil. Üstelik ben bu hayatta bir tek ona güvenip, ona sırtımı dayarken.
Su
-Kardeşim olayları bu şekilde halledemezsin. Kavga çözüm değildir.-Hadi ama. Şimdi de annem rolünümü üstleniyorsun. Gerçekten mükemmelsin Su! Sırada ne var, babammı?
Bunu dememle gözleri dolmuştu. Ne yani, bizi küçükken terk eden bir adam için ağlayacak halim tabiki yok. Cehenneme kadar yolu var o adamın.
Müdürün telefonu sertçe masaya koymasıyla ikimizde ona döndük. Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Hah ne olabilir ki, annem yine para vermiştir.Müdür
-Alevciğim, bunu söylemek beni çok üzüyor ama maalesef elimden gelen bir şey yok, kovuldun.Hah, kovulmuşum! Gerçekten de çok üzgün görünüyor ya, bende ağlayacağım şimdi. Görüyorsunuz ya ne kadar iyi anlaşıyoruz müdürcüğümle. Gülerek ayağa kalktım ve yanına gittim. Aslında gülmekten çok psikopatça bir sırıtmaydı ki bu sırıtmanın müdürcüğüm üzerinde inanılmaz bir etkisi vardı.
-Ne oldu, annemin verdiği para az mı geldi, müdürcük?
Diye dalga geçtim. Bir anda yüzü kızardı, bozardı, acayip bir hal aldı. Daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi dudaklarını yukarı doğru kıvırdı. Şu an o kel kafasındaki son teli cımbızla çekmek istiyorum. Aslında bunu şuan yapabilirim ama diyeceği şeyi ciddi anlamda merak ediyorum.
Müdür
-Hayır Alevciğim. Bunu bizzat annen istedi.-Ne?!
Eveeeett... Sevgiliii okuyucularııımm... Harfleri neden uzattığımı bilmiyorum ama geri dönüp baktığımda hoş göründükleri kanaatine vardım. Neyse devam edelim. Bu benim üçüncü hikayem. Bundan önce yazdığım "Rüya Gibi Bir Sen" adlı hikayemin devamıdır. Neyse, başrol yine Kim Taehyung. Zaten başkası da olamaz. Onsuz bir hikayeee... Tamam susuyorum. Umarım bu hikayemi de beğenir, yorum yapar ve bol bol vote verirsiniz. Tekrardan çok teşekkür ederim. İyi okumalar gençleeer...
Ayrıcaaa;
"BTS'in Başı Türklerle Dertte" adlı kitabımı okumayanlar için sesleniyoruuum... Bakmanızı tavsiye ederim. Komiklikten arkadaşlığa, aşk acısından romantik anlara, tokattan tekmeyeㅋㅋㅋㅋ
Kısaca heeer şey var. Evet uzatmayım iyi okumalaaar...Şu an bir şey fark ettim. İyi okumalar diye hep en sona yazıyorum. Bu biraz ironi olmuş.😵 Neyse artık bir dahakine en üste yazarım.
Hepinize BTS'Lİ GÜNLER!! 😛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfiction*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...