Oflayarak kapının önünde durdum ve biraz sonra oluşacak iğrenç sahne için kendimi hazırlamaya başladım. Kapıyı umursamaz bir şekilde çaldığımda fazla geçmeden biyolojik babam açtı. Ama karşısında iki tane aynı kişi göreceğini beklemiyor olacak ki şaşırdı. Adam kendi kızlarını görünce şaşırıyor. Bir de bana gelmiş nutuk çekiyor neden benden nefret ediyorsun diye.
-s su... Kızım...
Su
-ba baba...İkiside birbirine sımsıkı sarıldığında gözlerimi devirdim. Sanırım artık ona biyolojik yılışık diyeceğim. Bu adam ona taktığım her adı hak ediyor. Su ağlamaya başladığında tekrar ve tekrar göz devirdim. Koreye geldiğimden beri o kadar çok göz deviriyorum ki yakında gözlerim yerinden çıkacak.
Su
-babam... Seni çok özledim. Neden, neden bırakıp gittin bizi... Neden unuttun bizi... Neden parçaladın ailemizi...Bay sen benim kızımsın sudan ayrıldı ve gözlerindeki yaşları sildi.
-unutmadım ki sizi güzel kızım. Bir gün bile çıkmadınız aklımdan.
Su
-o ozaman neden bıraktın babam. Herkes bana seni sorduğunda hep gelecek dedim. Ama gelmedin...Babalık
-gelemedim kızım affet... Yalvarırım affet babanı.Tekrar sarıldılar ve suyun ağlaması devam etti. Tamam, sanırım şu noktada araya girmeliyim. Yoksa birazdan kapının önünü salya sümük götürecek ki bu istediklerim listemde en son sırada bile değil.
-hadi ama sizi bekleyemem kapının önünde. Çekilinde bende gireyim içeri.
Onları geçip tam odaya giderken babamın(!) sesini duydum.
-sen ne zaman evden çıktın. Neden benden izin almadın.
-neden izin alayım.
Dedim omuz silkerek. Derin bir nefes aldı ve kapıyı kapayıp bana döndü.
-bak kızım geceleri burada çeteler dolaşır. Lütfen gece dışarı çıkma.
-ya sen alzheimer hastası falan mısın. Sana kaç defa dedim bana kızım deme diye.
Dedikten hızla odama girdim ve kapıyı sertçe çarpıp kendimi yatağa attım. Acaba benimde artık o çetelerden biri olduğumu öğrense ne yapar. Hele annem öğrense ne tepki verirdi. Resmen delirir ve ben bu halini görmeyi çok isterdim. Odanın kapısı açıldığında kafamı kaldırıp gelen kişiye baktım. İki çift kırmızı göz tam karşıma oturdu.
Su
-orada ne işin vardı alev.Gözlerimi devirdim ve yattığım yerden kalkıp oturdum.
-işim vardı su. Hem sen nasıl koreye geldin. Annem sana nasıl izin verdi.
Su
-sen gittikten sonra derslerimi birazcık düşürdüm. Annem nedenini sorduğundada hemen kardeşimi ve babamı görmek istiyorum dedim. O da eğer derslerin eski haline gelecekse izin veriyorum dedi.Heheheee...bu kızda bana benzemeye başlamış. Şantajcı, sevdim bunu.
-o zaman bu sene burada okuyacağız değil mi, aynı lisede?
Su
-evet.-peki valizin nerede.
Su
-o gittiğimiz yerde kaldı.Dediğinde aklıma buraya geldiğim ilk gün geldi. Ben de vslizimi böyle unutmuştum. Sanırım ikiz olduğumuzdan dolayı tüm dejavular bizi buluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfiction*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...