Uzuuunn... Bir bölüm oldu gençler. Satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı unutmayın. 😆
SU
Birinin beni dürttüğünü hissettiğimde zar zor gözlerimi açtım ve çöktüğünden emin olduğum gözlerimi beni dürten kişiye çevirdim. Babam elinde bir yemek tepsisiyle bana bakıyordu. Çorbayı ayaklarımın dibine bıraktıktan sonra arkama geçti ve ellerimi çözmeye başladı. Bir yandanda konuşuyordu.
-eğer kaçmaya çalışırsan küçük sıçan, babacık sana aklının alamayacağı şeyler yapar.
Gülmeye başladığında bu adamdan bir kez daha iğrendim. Ben aylarca bu adam ile aynı evde nasıl yaşadım? Ellerimi ve ayaklarımı tamamen çözdüğünde yanıma geçti ve ayağıyla tepsiyi biraz ittirdi.
-hadi zıkkımlan. Daha çok işim var seninle burada uğraşamam.
Hızla başımı sallayıp yere diz çöktüm ve yemeği yemeye başladım. Bir kaç kaşık aldıktan sonra göz ucuyla babama baktım. Telefonda bir şeyler yapıyordu. Bundan yararlanabilirim. Hızla çorba kasesini tuttum ve babamın cinsel organına döktüm. Çığlık atarak yerinde debelenmeye başladığında hızla yerden kalktım ve onu sertçe ittim. İtmemle sendeleyerek geriye düştü ve kafasını duvara vurdu. Bir şey olmamasını umut ederek kapıya koştum. Kapıdan çıktıktan sonra hızla karşıma çıkan merdivenlere ilerledim ve medivenlerden ikişer ikişer çıkmaya başladım. Çok yorgundum. Her an bayılacak gibiydim.
Ağrıyan bacaklarımı zorlayarak dış kapıya yöneldim. Elimi kapının kulbuna atıp kendime doğru çektim ve açılan kapıdan dışarı doğru bir adım attım. Yüzüme vuran rüzgarla dudaklarımda bir tebessüm oluştu.
Özgürüm...
Koşmaya başladığımda bir süre sonra ormanlık alana girdim. Çalılara takıla takıla koşarken arkamdan adım sesleri duymaya başlamıştım. Bu korkmama neden oldu. Hayır, hayır yakalanmamalıyım.
Hızlanmaya çalıştığımda yüz üstü yere düştüm. Dizlerim ve avuç içlerim soyulmuştu. Tekrar ayağa kalkıp koşmaya çalıştığımda birisi beni belimden tutup ağaca yasladı. Çığlık atacağım sırada elini ağzıma kapadı ve bağırmamı engelledi. Karanlıktan dolayı kim olduğunu görmiyordum. Beni hızla çevirip sırtımı bedenine yasladı. Ardından ensemde hissettiğim acıyla gözlerimi kapadım.
ALEV
Merdivenlerden indiğimde bizimkilerin akşam yemeğini yediğini gördüm. Bende masaya gittim ve uzun masanın en ucuna, taehyungun karşısına oturdum. Yemeğimizi yerken kimse ses çıkarmıyordu. Bu sessizlik can sıkıcı bir hale geldiğinde konuşmak için ağzımı açtım fakat tam o sırada hepimizin telefonlarından mesaj sesi yükseldi. Kaşlarımı çatarak telefonumu çıkardım. Bizimkilerde telefonlarını ceplerinden çıkarıyordu o sırada. Mesajı kimin gönderdiğine baktığımda bilinmeyen numara olduğunu gördüm. Hızla mesajı açtım. Mesajın başında bir fotoğraf vardı... Suyun fotoğrafı... İplerle bir sandalyeye bağlanmış baygın bir şekilde yatıyordu. Hızla mesajı aşağı kaydırdım ve yazanı okudum.
Bakın burada kimler varmış, Su... Sevgilinle geçirdiğin sıcak dolu dakikaların bir bedeli olmalı taehyung. Şimdi onu bize gönderme vaktin geldi. İki gün sonra Alevi senden istiyorum. Ve yanında sana emanet olarak verilen USByi. İki gün sonra bu ikisini dediğim adreste bulamazsam sanırım bu güzel kıza zarar vermek zorunda kalacağım.
- R -
Hızla ayağa kalktığımda oturduğum sandalye geriye doğru devrildi. Jungkookta benimle aynı anda kalkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfiction*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...