Jİ EUN (SONGÜL)
Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve beklemeye başladım. Ne kadar olmuştu buraya gelmeyeli. Üç sene... Dile kolay üç sene önce gelmiştim buraya.
Zordu...
Rüyanın mutluluklarına, hüzünlerine, ölümüne burada tanık olmak, yine aynı yere gelmek....
Derin bir nefes aldım. Ciğerlerime çektiğim hava yetmiyordu artık. Bir şeyler ağır geliyordu, taşıyamıyordum bu kadar acıyı...
3 SEN ÖNCE
Bavulumun kulpundan tuttum ve merdivenlerden inmeye başladım. Bizimkilerin hepsi aşağıda konuşuyorlardı. Beni gördüklerinde hepsinin bakışları bana döndü. Yutkundum.
Jimin seri bir şekilde koltuktan kalktı ve bir kaç adımda yanıma geldi. Gözü önce elimdeki bavula takıldı, kaşlarını çattı ve gözlerini bavuldan ayırıp bana çevirdi.
Jimin
-nereye giyorsun songül.Omuz silktim.
-bilirsin... Rüya artık yok ve beni burada tutacak bir nedende yok.
Dedim alayla. Rüya lafını duyan taehyungun bakışları hızla bana döndü fakat ısrarla gözlerimi ona çevirmedim ve direkt jimine baktım. Jimin kaşlarını çattı ve dediğim şeyin doğruluğunu anlamaya çalıştı.
Jimin
-ne diyorsun sen songül? Bırak o bavulu otur şuraya.Dedi koltuğu işaret ederken. Göz yaşlarımı geri gönderdim ve onu aşağılar şekilde bakmaya başladım.
-hadi ya? Ne kolaymış o öyle. Çekil önümden jimin. Beni sıkıyorsunuz. Buradan gitmek istiyorum.
Jimin kolumu tuttu ve beni aşağı indirmeye başladı. Bir şey demedim. Bir elimde bavulumla onun beni sürüklemesine izin veriyordum. Merdivenler tamamen bittiğinde sertçe koltuğa oturttu ve bağırmaya bailadı. .
Jimin
-saçmalamayı kes songül. Sadece sinirlerin bozuk.Sinirle ayağa kalktım ve jiminin karşısına dikildim.
-sen ne sanıyorsun beni. Senin emirlerine uyan aptallardan biri mi. Hiç öyle sanmıyorum.
Dedim başımı iki yana sallayarak ve tekrar bavulumu alıp ilerlemeye başladım. Kolumdan tutup beni kendine çekti. Gözlerinde bu sefer öfke yoktu, kırılmışlık vardı.
Titredim. Bakmasana öyle, daha çok acıtıyorsun...
Jimin
-beni seviyorsun songül. Bensiz bir yere gidemezsin.Derken sesi titremişti. Gitmemem için yalvarır gibi bakıyordu. Tek kaşımı kaldırıp alayla güldüm.
-seni seviyormuyum? Ahahah... Hadi ama jimin. Sakın bana beni sevdiğini söyleme. Çünkü ben seni sevmiyorum. Bilirsin, sadece takılıyorduk.
Kolumu sıkıp yüzüme yaklaştı. Sıktığı kolum yüzünden yüzüm buruştu.
Jimin
-yalan söylüyorsun. Benim canımı acıtmak için yalan söylüyorsun.Gözlerindeki o ifadeden dolayı gözlerim dolmaya başladı. Onun görmemesi için hızla arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım. Kapının önüne geldiğimde arkama bakmadan konuştum.
-kendinize iyi bakın.
Dedim ve kapıdan çıktım. Artık göz yaşlarımı tutamıyordum. Hızla villanın bahçesinden çıktım ve ilerlemeye başladım. Biraz sonra yanımda siyah bir araba durdu. Arabanın camı açıldığında tanıdık yüzü görünce yüzüm buruştu. Hepsi onun suçu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfiction*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...