Gençler. Bu bölümde bol bol Su ve Jungkook var. Bir sürü yorum ve vote bekliyorum hepinizden. 😉
SU
-hepsi senin yüzünden. Eğer sen peşimden gelmeseydin ben bu kadar uzaklaşmayacaktım.
Ona sanki 'ben hamileyim' demişim gibi baktı. Bu bakışı biliyor musunuz? Yani, ben de tam anlatabileceğimi sanmıyorum. Yani, bilirsiniz işte, şaşkın ve suçlayıcı bir bakı-
Neden size bunu anlatmaya çalışıyorum ki?Jungkook sinirle bir adım bana doğru geldi. Sakin ol su.
Jungkook
-demek ben hatalıyım ha? Beni sinirlendirme su yürü. Zaten yağmur yağıyor, her yerim ıslandı.Derken eliyle saçlarını karıştırıyordu. Ellerimi sanki abartılı bir şey anlatıyormuş gibi havada salladım.
-Allah Allah, sanki ben ıslanmadım. Ahh... Hayatımda daha önce bu kadar harika(!) bir gün daha yaşamadım.
Derken ıslak saçlarımı yüzümden çekmeye çalışıyordum. Saçlarım yüzüme yapıştı ve bu cidden sinir bozucu.
Jungkook
-yanında ben olduğum içindir.Alayla söylediği bu cümleye sadece gözlerimi devirdim. Neredeyse 2 saatir ormanın içinde yürüyoruz ve bu 2 saatin 1 saatinde yağmurda kaldık. Harika değil mi. Muhtemelen zaatüre olacağız.
Bir süre daha yürüdükten sonra sıkıntıyla ofladım. Konuşmadan bu yol geçmiyor.
-hey.
Cevap vermeden yürümeye devam ettiğinde koştum ve ona yetiştim. Elleri cebinde yürüyordu.
-hey, sana diyorum.
Hadi ama neden beni umursamıyor. Elimin birini kaldırdım ve gözünün önünde sallamaya başladım.
-neden beni umursamı-
Jungkook
-şu aptal çeneni kapayacak mısın yoksa ben kapayayım mı? Kendi yöntemlerimle.Dediğinde sadece başımı salladım. Bana hiç öyle bakmayın. Eğer ki okulun en umursamaz çocuğuyla birlikte bir ormanda kalsaydınız ve tek kurtulma şansınız o olsaydı siz de uysal davranırdınız
Jungkook
-şuraya bak. Bir kulübe var.Dediği yere baktığımda küçük, tahtadan yapılmış bir kulübe gördüm. O hızla oraya giderken kolunu tuttun. Ne yapmaya çalışıyor.
-orası bize ait değil. Oraya giremeyiz, bu çok yanlış.
Önce dediklerime şaşırdı, ardındansa alayla güldü.
Jungkook
-o zaman sen burada kal çünkü ben senin kadar saygılı ve insanları umursayan biri değilim.Dedi ve kulübeden içeri girdi. Biraz dışarıda kaldıktan sonra içeri girmeye karar verdim. Yoksa bu soğuk ve yağmurlu havada kesinlikle ölürüm. Kulübenin sahibine zor durumda kaldığımız için buraya girdiğimizi söylersek bizi anlayacaktır zaten. Yani eminim anlar.
Yavaş adımlarla içeri girdiğimde gözüme ilk takılan şey şömine oldu. Onun dışında tek kişilik bir yatak, yerde ayı postundan bir halı, bir masa ve bir sandalyeden başka bir şey yoktu. Etrafı incelerken görüş açıma giren bedenle çığlık atıp gözlerimi kapadım. Ahh... Bana söylemeden nasıl üzerini çıkarır.
Onun alayla dolu kahkahasını umursamadan bağırarak konuştum.
-neden t-shirtini çıkardın. Çabuk giy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfiction*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...