*Deney #1*
Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe.
- bu alevlerle yanan küçük bir...
Tamam, madem oyunun başlamasını istiyor büyük bir memnuniyetle başlarım. Çünkü buradaki her kese gücümü göstermeyi istiyorum. Bu sayede kimin patron olduğunu görecekler ve taehyungun aksine bana saygı gösterecekler.
-sen nasıl istersen.
Dedim ve sırıtmaya başladım. Neden lideri yerine sürekli bu konuşuyor onu da anlamıyorum zaten. Bunu ona bi ara sormalıyım ki cevap vermeyeceğine adım gibi eminim. Belkide direkt namjoona sormalıyım. O cevap verebilir.
Taehyung kafasını etrafımı saran gruplara çevirdi ve aralarından birini seçmek için bakmaya başladı. O sırada EXO yu gördüm. Okulda olduklarının aksine sessizlerdi, hemde çok. Demek ki dedikleri doğruydu. Gruplar okul içinde eşitlerdi ve okul içinde birbirlerine istedikleri gibi davranabiliyorlardı. Okul dışında ise böyle saygılı davranıyorlardı. Koredeki kurallar gerçekten ilgi çekici.
Taehyung gözlerini bir yere dikti ve işaret parmağıyla çocuğa dövüş yapılacak alanı işaret etti.
V -SUPER JUNİOR'dan Henry. İlk dövüş hakkını sana veriyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SUPER JUNİOR (HENRY)
Dedi ve oturduğu yerde geriye yaslandı. Dediği çocuk yavaşça bana yaklaştı ve tam karşıma geçti. Ardından çarpık bir şekilde gülümsedi. Karşımdaki çocuk gerçekten tatlıydı. Hayır çok çok tatlıydı. Eğer ki şu an dövüşüyor olmasak onun yanaklarını sıkabilirdim.
Henry -bebeğim, canını fazla acıtmayacağım.
Bu dediğine bende alayla güldüm. Hadi ama üstelik bana bebeğim dedi. Şu an etraf bu kadar kalabalık olmasaydı kusabilirdim. Bu laftan gerçekten nefret ediyorum. Bana çok lavbâlli geliyor.
V -başla.
Bu sesi duyduğumda ellerimi yumruk yapıp havaya kaldırdım ve ondan gelecek atağı bekledim. Bana yaklaştı ve yüzüme doğru yavaşça yumruk salladı. Hah! Anlaşılan beni hala hafife alıyor. Alaycı bir şekilde güldüm.
-elinden bu kadar mı geliyo bebeğim?
Bebeğim derken bastırmıştım. Bana tekrar yumruk salladığında kolunu tuttum ve ters çevirdim. Bunu yapmamla acıyla inledi. Çünkü yalnızca bir kaç santim kolunu oynattığımda kırabilirdim. Acıyla inlemesini umursamadan arkasına geçtim ve diz kapağının arkasına tekme attım. Yere diz üstü çöktüğünde hızla arkasından önüne geçtim ve yüzüne sert bi yumruk attım. Attığım sert yumrukla burnundan bir ses geldi ve bağırışı tüm sessizliği doldurdu. Kafamı kaldırıp bizi izleyenlere baktığımda hepsi ağzı bir karış açık bizi izliyordu. Bu hallerie sadece güldüm. Kafamı taehyunga çevirdiğimde dudakları yukarı kıvrılmıştı. Anlaşılan gösterimi beğenmiş.
