Ji eun
-neden hanüz gelmediler.Su
-bilmiyorum ama nereye gittiklerini gerçekten merak ediyorum.Ji eun
-evet ben de. Umarım kızlarla falan vakit geçirmeye gitmiyorlardır.Su
-emin değilim. Sonuçta gençler ve istediklerini yapabilme hakları var.Ji eun
-yani. Ama yine de ödev varken kızlarla vakit geçirmeye gidiyorlarsa onları orada basarım.Su
-bu gerçekten komik olurdu. Düşünsene b-Hızla arkama döndüm.
-o çenenizi kapıyor musunuz yoksa ben kapatayım mı.
Dedim tek kaşımı havaya kaldırarak. Sabahtan beri abuk subuk konuşuyorlar ve benim canımı sıkıyorlar. Ama dediği gibi kızların yanına falan giderse odayı basarım ve onu yatakta ne halde bulursam bulayım suratına esaslı bir yumruk geçiririm. Evet bunu yaparım.
Su
-çıktılar.Suyun sesiyle birlikte bakışlarımı okulun kapısına döndürdüm. Havalı bir şekilde yürürken bir çok kız onlara bakıp iç çekiyorlardı. Erkeklerse onlar gibi olabilmek için hayranlıkla izliyorlardı. Ne diyebilirim ki. Havalı p*çler.
Bizim olduğumuz tarafa yaklaştıklarında saklandığımız ağacın arkasına daha çok sindik. Onlar arabalarına doğru ilerlerken aklıma gelen şeyle kendime küfrettim. Lan bunların arabası var biz nasıl takip edeceğiz bunları. Peşlerinden koşacak halimiz yok.
Ji eun
-e arabaya bindiler ne yapacağız.-bilmiyorum.
Dedim bıkkınca ve saçlarımı çekiştirdim. Bunu nasıl düşünemedim ki ben. Bir dakika ya. Aklıma gelen şeyle okul bahçesinde bisikletlerin bağlandığı yere gittim. Orada bizim sınıftan olduğunu anladığım çocukların yanına gittim. Evet kesinlikle bizim sınıftalar. Çünkü geçenlerde şu ikisi bana sarkmıştı ve ben de ağızlarını burunlarını kırmıştım. Yüzlerinde hala damgam var çünkü. Ne demgası mı? Belki yüzerine jiletle A harfi çizmiş olabilirim. Her neyse.
-şştt... Çocuk. Bisikletlerinizi hemen bize veriyorsunuz.
-neden.
Dedi daha önce görmediğim çocuk. Zaten diğer iki çocuk beni görünce üç buçuk atmıştı. Üstelik çok mantıklı bir soru sordu. Ellerimi göğsümde birleştirdim ve tek kaşımı kaldırıp çocuğa sırıttım.
-şu gece ortaya çıkan çetelerden biri olduğumu bilmiyorsun sanırım. Canımı sıkma yoksa zor kullanarak alırım.
Dediğimde birbirlerine baktılar. Ardından bisikletleri bana uzattılar. Bisikletlerden birine bindim ve bizim kızlara binin diye işaret ettim. Ardından onları beklemeden pedallara yüklendim ve kendimi yola attım. Ahh nereye gittiler.
Pedalları daha fazla çevirmeye başladım ve arabaların arasınadan makas atarak ilerledim. İleride bindikleri arabaların kırmızı ışıkta beklediklerini gördüğümde derin bir nefes aldım ve bisikletle kaldırıma çıktım. Beni buradan göremezler.
Yaklaşık 15 dk sonra artık bacaklarım bitmiş durumdaydı. Daha ne kadar gideceğiz. Arabalar yavaşlamaya başladığında derin bir nefes bıraktım dudaklarımın arasından ve hemen bisikletten indip tellerin arkasına saklandım. Önümde duran elektrik direğinden beni göremezler zaten.
Arabalar durduğunda saklandığım yere biraz daha sokuldum. Beni görmelerini istemeyiz. Arabadan indiklerinde depo gibi bir yere girdiler. Zaten burada depodan başka bir şeyde yoktu. Etraf ıssızdı ve çöp vardı ortalıkta. Onlar içeri girdiğinde kapıda bekleyen siyah giyinimli adam arkalarından kapıyı kapadı ve hemen telefonunu çıkardı. Bundan yararlanarak deponun arka tarafına doğru koştum. Deponun önüne doğru ilerlediğimde adamın konuşmalarını duyuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfiction*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...