Yere diz çöktüm ve başını dizlerimin üzerine koydum. Ardından yüzündeki saçları tamamen çektim ona doğru eğildim yüzünü daha iyi görebilmek için. Dudağının kenarı kanamış ve kurumuştu. Yüzüyse ter içindeydi. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve hafifçe tokat attım.
-su... Su hadi kalk...
Cevap vermeyince başını yavaşça yere koydum ve ayağa kalktım. Ardından kolumun birini sırtına, diğerini dizlerinin altından geçirerek kucağıma aldım. Bunu yapmamla
t-shirtimi sıkıca tuttu. Ardındansa sayıklamaya başladı.Su
-y yapmayın. Kardeşime zarar ver vermeyin.Bunu demesiyle içimde birşeyler oldu. Acaba benimde kardeşim varmı. Ablam yada abim, annem veya babam öldümü. Derin bir nefes aldım ve onunla birlikte okuldan çıktık. Arabaya geldiğimizde kapıyı açım ve suyu yavaşça arka koltuğa yatırdım. Ardındansa şoför koltuğuna geçtim.
Eve geldiğimizde kapıyı çaldım ama kimse açmadı. İçimden hepsine bir küfür savurup zar zor cebimdeki anahtarı aldım ve kapıyı açtım. İçeri girdiğimde bizimkileri salonda göremedim. Ya uyumuşlardır ya da bara gitmişlerdir.
Umursamadan kendi odama çıktım ve suyu yatağıma yatırdım. Çok şanslı. Şimdiye kadar hiç bir kız benim yatağıma yatamadı. Her neyse. Burada durup onun ne kadar şanslı olduğundan bahsedecek değilim.
Yanına oturdum ve eteğini biraz yukarı sıyırıp dizlerine baktım. Oldukça kötü görünüyor.
Ayağa kalktım ve pamuk, su, sargı bezi, tentürdiyot getirdim. Odaya girdiğime fark ettim ki...
Bacakları güzelmiş. Hadi ama sapık falan değilim. Şüphesiz her erkek o sütun gibi bacaklara istemese de bakar.Yanına yaklaştım ve pamuğa su döktüm. Ardından kurumuş kanı yavaşça temizlemeye başladım. Temizlediğimde tentürdiyot sürdüm ve sargı beziyle birkaç kere sardım. Ardından bu işlemi diğer bacağına da yaptım. Şimdi geldi yüzüne....
Yatağın yanına bir sandalye çekip oturdum. Ardından yüzünü kendime çevirdim... Yüzüde bacakları kadar güzel. Ama bacaklar tercihimdir. Üstelik daha önce yüzüne dikkatli bakamamıştım. Daha doğrusu yüzüne bakmamıştım. Her neyse. Yanağındaki kızarıklığa krem sürdüm. Daha sonra pamuğu ısladım ve dudağının kenarına yavaşça sürmeye başladım. Dudakları da güzelmiş.
Hızla pamuğu elimden attım ve ayağı kalktım. Ardından yanaklarıma bir kaç kere tokat attım. Ne düşünüyorum ben. Sadece güzel bir kız. Tamam bacakları güzel, yüzü de güzel, dudakları da güzel.... Ahh... Kendime gelmeliyim. Pamuğu yerden aldım ve hızla dudaklarındaki kurumuş kanı silmeye başladım. Bunu yaparken parmağım dudaklarına sürttü ve ben öylece kaldım, sıcak.... Ahh... 15 yaşındaki bir ergenden farkım yok. Bundan tahrik olmuş olamam.
Hızla yataktan kalktım ve odamdaki tuvalete girdim. Ardından klozetin kapağını kapayıp üzerine oturdum. Derin derin nefes al jungkook. Sadece elin dudaklarına değdi. Başka bir şey yok ortada. Hem sende de var o dudaklardan. Herkeste dudak var. Neden bu kadar çok dudak dedim. Ağız demeliyim. Sadece ağız. Dudak yok. Ağız var.
Hızla cebimden telefonumu çıkardım ve V hyungu aradım. Alevi arayıp suyun iyi olduğunu haber vermeli.
ALEV
Parka geldiğimde salıncakların olduğu yere gittim fakat salıncak doluydu. Üstelik... Hadi ama hangi zihniyet çocuk parkına sadece bir salıncak yapar. Üstelik gece gece bu yer cücesinin parkta ne işi var? Hemen salıncakta oturan çocuğun yanına gittim.
-şşt... Velet. Kalk ordan.
Çocuk ilk önce bana dik dik baktı. Ardından bir sağına bir soluna baktı ve işaret parmağıyla kendini gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfiction*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...