♏66. İlaç♏

3.5K 500 87
                                    

ALEV

Kapı çaldığında jungkook kapıyı açmak için gitti. Diğerleri ise kendi alemlerindeydi. Rapmonster ve taehyung belgelerle uğraşıyordu, Jin kitap okuyordu, Suga ve jhope uyuyorlardı,Jimin de playstation oynamak için jungkookun gelmesini bekliyordu. Hadi ama evlerinde misafir var ama onlar benim gibi bir misfiri takmıyorlar. Oysaki evlerine teşrif ettiğim için benimle sürekli ilgilenmeleri grekiyordu. Gerçekten can sıkıcılar.

-heeeyy...

Dediğimde hepsi başını bana döndürdü. Tabiikide suganın bana olan bakışlarından korkmadım, saçmalamayın.

-hani evinizde misafir var, onunla ilgilenseniz diyorum.

Dediğimde hepsinin bakışları taehyunga döndü. O da anlamsızca onlara baktı.

Suga
-taehyung onu eve getiren sensin ve bakmakta sana düşüyor. Evindede dinlenebilirdi ama sen burada olmasını istedin. Kalk.

Taehyung gözlerini devirdi ve bana baktı.

V
-ne istiyorsun.

-çikolata istiyorum.

Dedim omuz silkerek. İnleyerek başını geri attı.

V
-ahh... Adamlardan birini gönderdim. Birazdan getirecek.

Dediğinde elimi çeneme koydum ve ona yaptırabilecek başka şeyler bulmaya başladım. Başka ne yapabilir ki... Masaj!

-o zaman... Masaj yap. Biliyorsun daha yeni dövüştüm ve her yerim ağrıyor.

Taehyung gözlerini devirdi ve ayağa kalktı. Yanıma geldiğinde ellerini omzuma koydu ve sıkmaya başladı. Vücudumu saran rahatlıkla başımı arkaya yatırdım ve gözlerimi kapadım. Biraz sonra artan güçle ağzımdan küçük bir inleme çıktı. Gözlerimi açtığımda taehyung bana alaylı gözlerle bakıyordu. Aptal!

-acıttın lan hayvan.

V
-sen nasıl kızsın. Git biraz sudan kız olmakla ilgili taktikler öğren. Bazen senden şüpheleniyorum.

Onun dediğine sadece gözlerimi devirdim. Bazen beni zorluyor.

-sanane. Hem artık masaj yapmanı istemiyorum, şey yap... Imm... Bana kıyafet ver. Terledim.

Gözlerini devirdi.

V
-evimde kız kıyafetleri olduğunu mu-

Birden durdu. Herkesin gözü taehyunhun üzerindeydi. Peki neden böyle bakıyorlar. Yani nasıl desem, herkesin yüzünde üzgün bir ifade vardı.

Taehyung hızla merdivenlere yöneldiğinde herkes tekrar işine döndü. Bu garipti işte.

Bir kaç dakika sonra yanıma gelen suyu gördüğümde gözlerim kocaman açıldı. Bu kız ne zaman geldi ve ne zaman içeri girdi. Su endişeyle bakan gözleriyle yanıma geldi ve diz çöktü. Ardındanda ellerimi tutup gözlerime baktı.

Sy
-kardeşim... İyi misin, bir yerin acıyor mu.

Derin bir nefes aldım. Buraya kadar gelmesine gerek yoktu.

-su biliyorsun ki acıya alışkınım. Benim için pek sorun olmuyor.

Dediğimde hatırladığı şeylerden dolayı gözlerini kaçırdı.

Su
-şey... Eve gidelim hadi. Daha fazla burada kalıp insanlara rahatsızlık vermeyelim.

Ona şaşkınlıkla baktım. Sanki ben çok istiyorum burada kalmayı onlar zorluyor beni.

-onlar beni burada zorla tutuyor su. Bir hafta yerimden kımıldamamam lazımmış.

-ama babam...

Hemen lafını kestim.

-o moruk beni ilgilendirmiyor su. Onu iplemiyorum. Eğer neden gelmediğimi sorarsa kötü yola düşmüş dersin.

Bunu dememle gözlerini devirdi.

Su
-alev neden babamıza hala böyle davranıyorsun.

Kaşlarımı çattım.

-o benim babam değil. Bak seni bilmiyorum ama o adama güvenmiyorum su. Düşünsene, bunca yıl hiç arayıp sormuyor. Biz buraya gelmeseydik sormayacaktıda. Ama şu işe bak ki biz onu bulduğumuzda bizi sahiplenmeler, yok efendim kızımlar falan filan. Bunlar bana yapmacık geliyor.

Derken elimi çoktan onun ellerinin arasından kurtarmıştım.

Su
-biliyorum ama pişman alev. Biliyor musun, geçen gün gece odamıza girdi ve saçlarımızı okşayıp odadan çıktı. Bizi seviyor. Geçmişte yaptıklarına pişman.

-onsuz geçen günlerimizin ne kadar zor geçtiğini sen biliyorsun su. Eğer hala böyle konuşmakta devam edeceksen lütfen git. Kalbini kırmak istemiyorum.

Su derin bir nefes aldı.

Su
-tamam...

Diye mırıldandığında gözlerimi devirdim. Haklı olduğumu bildiği için böyle davranıyor.

Duyduğum ayak sesleriyle başımı kaldırıp gelene baktım. Taehyung elinde beyaz bir elbiseyle geliyordu. Bir dakika, elbisemi?

Tam yanıma geldiğimde elbiseyi yavaşça kucağıma bıraktı. Sanki çok özel ve önemli bir şey taşıyormuş gibiydi. Etrafıma baktığımda tüm gözlerin şaşkınca taehyunga baktığını gördüm.

-tamam... Sana bu elbiseyi nereden bulduğunu sormayacağım...

Dedim ve yattığım yerde doğruldum. Kalkmak için hareket ettiğim sırada taehyung beni hızla kucağına aldı.

-ne yapıyorsun.

Dedim şaşkınlıkla. Düz bakışlarını gölerime sabitledi.

V
-ne yapıyora benziyorum.

Sıkıntılı bir nefes verdim.

-ben kendim yürüyebilirim. Acıya alışkınım.

Beni dinlemeden yukarı çıkmaya başladığında gözlerimi devirdim. İlla dediğim dedik olacak. Beni bir odaya soktuğunda etrafa baktım. Siyah, gri ve beyazın hakim olduğu bir odaydı. Büyük ihtimal burası onun odası. Beni odanın ortasında bulunan büyük yatağın üzerine bıraktı. Ardından doğruldu.

V
-giyinmen için suyu yanına göndereceğim. Sen kımıldamadan bekle.

Dedi ve odadan çıktı. Bir kaç dakika sonra odaya su girdi. Yanıma geldiğide ona döndüm.

-su, hala kızgın mısın.

Su
-hayır.

Dedi kısaca ve üzerimdeki kıyafetleri çıkarmama yardım etti. İç çamaşırlarımla kaldığımda taehyungun bana verdiği, dizime kadar gelen beyaz elbiseyi giydim. Pileli ve oldukça... Tatlıydı.

O sırada su montunun ceplerini karıştırmaya başladı. Bir şey arıyor gibiydi. Bir süre sonra cebinden bir kutu çıkardı ve bana uzattı.

Su
-şey... Bu ilaçların. Ben mutfağa koyuyorum. Sonra içersin ama bekletme.

-tamam.

Dedim kısaca. Tamam...





Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

Hepinize BTS'li günler. 😛






ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin