♏82. Soğuk...♏

3.6K 473 431
                                    

Dün yayınlayamadığım için kusura bakmayın gençler. Wattpadda bir sorun var bölümü bir türlü yayınlayamadım. Şu anda yayınlandı mı ondan da emin değilim.

Amaaa... Size güzel bir bölümle geldim.

Alın size Jungkooklu bir bölüm ksjsjjsh

İyi okumalar...

JUNGKOOK

Arabayla sık ağaçların arasından geçerken her saniye tedirginliğim artıyordu ve korku bedenimi ele geçiriyordu. Ona bir şey olmasından deli gibi korkuyordum. Ona zarar gelmesine izin veremezdim. Sonunda o küçük kızı kurtarmak varsa canımı bile verecektim.

Chanyeol
-burası.

Anlamamış bir şekilde kafamı chanyeole çevirdim. Çenesiyle büyük köşkü işaret etti.

Chanyeol
-adreste yazan yer burası diyorum. Geldik diyorum. Hadi diyorum. İn diyorum.

Ona bilmem kaçıncı kez göz devirdim ve arabadan indim. Etrafta bir kaç araba daha vardı. Başımı chanyeole çevirdim.

-silahın var mı?

Arabaya geri bindi ve arabanın torpido gözünden bir silah aldı. Bende belimden kendi silahımı çıkardım ve ona döndüm.

-susturucun var mı?

Elindeki silahı gösterdi.

Chanyeol
-bir tane var, onu da kendi silahıma taktım.

Silahımı geri belime koydum ve ilerlemye başladım. Eğer silah sesi duyulursa evdeki tüm adamlar başımıza üşüşürdü ve suyu kurtarma ihtimalimiz sıfıra düşerdi.

-evin arkasından dolanalım.

Başıyla onayladığında önlü arkalı yürümeye başladık. Burası gerçekten büyük bir köşktü ve eminim bu köşkün varlığından kimsenin haberi yok. Üstelik kim bilir kaç adam vardır içeride. Ama asıl merak ettiğim neden dışarıda adam yoktu. Yani güvenlik için en az üç adam bırakmaları lazımdı dışarıya.

Biz tam köşeyi döndüğümüzde evin kapısı açıldı. İkimizde yere eğildik ve kapıdan çıkan adamlara baktık. İki tane adam, su ve alevin babasının koluna girmiş onu götürüyorlardı. Babaları sürekli onlara yalvarıyordu.

-yemin ederim ben yapmadım, ben dokunmadım. Bırakın beni. Bırakın, elimi bile sürmedim diyorum.

Onu biraz ileri götürdüler ve yere diz çöktürdüler. O hala yalvarmaya ve inkar etmeye devam ederken adamlardan biri silahını belinden çıkardı ve hiç tereddüt etmeden silahı başına dayayıp tetiğe bası. Cansız bedeni yere düştüğünde adamlardan biri diğerine döndü.

-patron ne dedi. Gömecek miyiz?

Diğer adam silahı beline koyarken konuştu.

-hayır, köpeklere atın dedi.

Diğeri onaylar şekilde mırıldanıp yerde yatan bedenin kolundan tuttu. Diğeride diğer kolundan tutup onu sürüklemeye başladılar. İyiki arabayı ileri park etmişiz. Aksi taktirde kesinlikle yakalanırdık.

Chanyeolün beni dürtmesiyle ona döndüm.

Chanyeol
-hadi gidelim. Yoksa bizimde sonumuz köpeklere gidiyor. Henüz ölmek için gencim.

Dedi yüzünü buruşturarak. Bir şey söylemeden eğildiğim yerden kalktım ve ilerlemeye başladım. O da beni arkamdan takip ediyordu. Köşkün arkasına dolandığımızda mutfağa ait olduğunu düşündüğüm bir kapı gördüm. Evet, burası mutfağın bahçeye açılan kapısıydı. Duvara sırtımızı vererek oraya doğru ilerlemeye başladık. Kapının önüne geldiğimizde chanyeol yerde takla atarak kapının diğer tarafına geçti ve içeriye bakmam için bana işaret verdi. Başımla onayladım ve hafif öne eğilerek içeriye bakmaya başladım. İçeride bir adam su içiyordu. Chanyeole elimle durmasını işaret ettim ve açık olan kapıdan yavaşça içeri girdim. Adam bardağı tezgaha koyar koymaz ensesine sert bir şekilde vurdum. Adamın iri bedeni yere yığıldığında ceplerini karıştırdım. Muşta...

ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin