SU
Kitabımın son sayfasını da bitirdikten sonra kapağını kapadım ve alevin yatağının üzerine attım. Onu... Özledim. O olmadığı için okulda sürekli yalnız kalıyorum ve ji eunda okulda yok. En azından cole yanımda. Üstelik o kristal denen kız ve grubu bana çok kötü bakıyor, dövecek gibi. Daha iki gün önce kristalin arkadaşlarından birisi beni tuvalette sıkıştırmıştı ve beni tehtit etmişti. Cole olmasaydı kurtulamazdım.
Derin bir nefes aldım. Alevin bacağının şimdiye kadar iyileşmesi gerekirdi aslında. Vücudu kendini hızlı yeniliyor. En iyisi yarın okuldan sonra BTSnin evine gideyim. Hem alevi görürüm, hem de ona nasıl olduğunu sorarım. Belki... Jungkookuda görürüm. Ahh ne düşünüyorum ben. Jungkook kimin umrunda.
Boğazımdaki kruluğu gidermek için komodinin üzerindeki sürahiyi aldım fakat içinde su yoktu. Oflayarak yataktan kalktım ve odadan çıktım. Mutfağa ilerlerken salondan babamın sesini duydum, bir adamla konuşuyordu. Umursamadan mutfağa girecektim ki alevin adını duymamla olduğum yerde kaldım ve dinlemeye başladım.
Babam
-evet, suyun dediğine göre BTSnin evinde kalıyormuş. Yani plan tamamen tıkırında gidiyor.Ne planı?
-asıl planımızı bulmalarına az kalmış. Şimdi tek yapman gereken suyu götürmemiz. Alevin tek zayıf noktası o. Gidip onu buraya çağır ve bu iş daha fazla sarpa sarmadan halledelim. Çünkü alev senden çok şüpheleniyor. Babası olmadığını biliyor gibi. Umarım geçmişten bir şeyler hatırlamamıştır.
Adamın boriton sesiyle söyledikleri beynimde büyük bir yankı bıraktı.
Alevin zayıf noktası.
Onu götürmeliyiz.
Plan tıkıtrında.
Babam değil. Babam değil.
O adam benim babam değil!
Babam
-merak etme, ilacı sudan gönderdim. Yani bir şey hatırlaması imkansız.Yavaş adımlarla odamıza döndüm ve kapıyı kilitledim. Beni kandırdılar. Beni, kardeşimi... Hayatımız nasıl bir yalandan ibaret. Madem bu adam babam değil, annem neden bizi onun yanına gönderdi? Nasıl bir oyunun içerisindeyiz biz?
Cama yaklaştım ve perdeleri açtım. Buradan kaçmalı ve alevi uyarmalıyım, her şeyi anlatmalıyım.
Babam
-kızım, gel seni biriyle tanıştıracağım.
Babam kapıya vururken bir yandan da sesleniyordu. Ses vermeden cama çıktım ve gözlerimi kapayarak aşağı atladım. Atlamamla bileğime bir sancı girdi. Ahh... Alev nasıl her seferinde buradan atlıyabiliyor, bileğimi burktum. Ayağımın el verdiği kadarıyla koşmaya başladım fakat arkamdan duyduğum sesle hızlandım.-camdan atlamış, yakala şunu.
Daha hızlı koşmaya başladım. Arkamdan ayak seslerini duyuyordum ve bu sesler her geçen saniye biraz daha yaklaşıyordu bana. Sağ sapakta bir çöp konteynırı gördüğümde oraya ilerlemeye başladım. Kapağı açtım ve hızla içeri girdim. Kokuyu umursamadan nefeslerimi düzenlemeye çalıştım, bir yandanda telefonumu çıkarıyordum. Telefonumu cebimden çıkarır çıkarmaz alevi aradım. Çaldı, çaldı, çaldı...
-su! Neredesin.
Babamın sesini duyduğumda korkudan telefonu elimden düşürdüm. Titreyen ellerimle hızla telefonu elime aldım ve alevi tekrar aradım, yine açmıyor. Artık ağlıyordum, kardeşimi kurtaramayacaktım.
Aklıma gelen şeyle hemen coleyi aradım, o beni kurtarabilir. Bir kaç çalmanın ardından telefonu açtı.
-a alo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fiksi Penggemar*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...