Olayı kavrayabildiğimde hızla oradan ayrıldım ve Alevin odasına doğru koşmaya çalıştım. Fakat titreyen bacaklarım attığım her adımda beni yenik düşürüyordu. En son alevin odasına ulaşabildiğimde titreyen ellerimi zar zor kullanarak kapıyı araladım. Sürekli onun o hali geliyordu gözlerimin önüne. Kanlar içindeki hali...
-j jin. Y yaar yardım et.
Dediğimde bana döndü ve çatık kaşlarıyla beni inceledi.
Jin
-yüzün bembeyaz olmuş, iyi misin?Boğazımdaki yumruyu zar zor yuttum ve titreyen dudaklarımı araladım.
-t t tae... Taehyung.
Dediğim an alev hızla yatağından kalktı ve yanımızda koşarak geçti. Bizde onun peşinden koşmaya başladık. Hala titriyordum ve korkuyordum. Ona bir şey olmamalıydı. O... O ölmemeliydi.
İçeri girdiğimizde alev önce yerdeki kanlara baktı. Ardından kocaman açılmış gözlerle banyoya koştu. Banyoya girer girmez onun o halini görünce bir yere tutunamadan dizlerinin üzerine çöktü.
Alev
-ben git desemde gitme, beni bana bırakma.Dedi fısıldayarak. Sanki kendi kendine konuşuyor gibiydi. Ardından devam etti.
Alev
-sen git desende gitmem. Seni sana bırakmam...Ama gittim...
Gittin...
Gittik...
♊♊♊
-iyi mi.
Benim sorum karşısında jin bir bana baktı bir aleve. Olumlu anlamda başını salladı.
Jin
-bakın taehyung size söyledimi bilmiyorum ama o... Yani bilirsiniz işte, mazoşist.Dediği şeyle gözlerim kocaman açıldı. Ne demek mazoşist. Kendine zarar mı veriyormuş. Bunca zaman nasıl fark edemedim.
Jin
-kendine zarar vermeye rüyanın ölümünden sonra başladı. O zamanlar neredeyse her gün kendine zarar veriyordu fakat sonradan rüyaya bunu yapanlara cezalarını kestikçe bu azaldı. Onlara eziyet çektirmek dahada hoşna gidiyordu. Zaten uzun zamandır yapmıyordu fakat alev gittikten sonra yapmaya başladı. Alevin ilk gittiği gün de onu böyle bulmuştum fakat endişelenmemeniz için size söylememiştim.Derin bir nefes aldım ve aleve baktım. Boş duruyordu. Yani nasıl desem, onu daha önce böyle görmemiştim. Sanki bir robot gibi boş bakıyordu. Bu taehyungun bakışlarından bile boştu.
Kapıya yaslanan jine döndüm.
-peki neden kendine böyle zarar veriyor. Yani, böyle yaparak acılarına çare bulamaz ki.
Jin yaslandığı yerden doğruldu ve derin bir nefes aldı. Bu durum oldukça canını sıkmıştı, bu belliydi.
Jin
-ilk başlarda bana rüyanın tecavüze uğrarken attığı çığlıkları sürekli duyduğunu söylemişti. Sırf bu yüzden günlerce odasından çıkmayıp odanın bir köşesinde hareketsizce oturduğunu bilirim. Sen bilmiyorsun ama taehyung rüyaya bunu yapanları tek tek buldu ve cezalarını kesti. Onlara acı çektirirken attıkları çığlıkları kasetlere kaydetti. Bu kaseler sayesinde rüyanın sesini bastırıyordu. Kasetleri bulamamış olacak ki rüyanın sesini duymamak için çareyi kendine zarar vermekte bulmuş. Bakın bu sadece psikolojik bir şey ama bu durum taehyungta çok ileri düzeyde. Yani hem sadist, hem mazoşist. Ona tedavi olmasını söylemiştim fakat istemedi.Derin bir nefes aldım ve duvara yaslandım. Alev ve taehyung... Onlar... Umarım onlar daha fazla ayrı kalmazlar. Onlar birlikte olmayı en çok hak eden kişiler.
YAZARIN AĞZINDAN
Su ve jin odadan çıktığında, alev boş gözlerle taehyunga baktı. Bu bakışlarını bir türlü değiştiremiyordu genç kız.
Yavaş adımlarla taehyungun yanına gitti ve baş ucuna oturdu. Ardından taehyungun elini iki avucunun içine aldı ve sıktı. Onun sıcaklığını hissetmek içindeki duygularıda harekete geçirmişti. Bu duyguyu hissetmeyeli uzun zaman olmuştu. Aşk değildi bu, başka bir şeydi. Aşk biterdi zamanın o acımasız hızına dayanamayarak. Fakat onların aralarında olan bu şey bitmiyordu. Birbirlerini her gördüklerinde, her temas ettiklerinde içlerindeki o duygu silsilesi artıyordu ve onları dibi görünmeyen bir uçuruma sürüklüyordu.
Taehyungun gözleri açıldığında dudaklarında küçük ama içinde bir çok şey barındıran bir tebessüm oluştu. İkisinin gözleri birleştiğinde yine o duygu esir aldı ikisinin de yaralı olan ruhlarını. Onlar dürüstlüğün ve masumiyetin affedilmediği bir dünyada yaşıyorlardı. Ne yaşıyordu bedenleri, ne de ölüydü ruhları. Onlar yaralıydı. Yaraların sarılmadığı bir dünyada birbirlerinin yaralarını sarmak için uğraşıyorlardı.
Genç adam elini kaldırdı ve kızon yanağını avuçladı.
Rüya değildi, gerçekten gelmişti...
V
-hayal değilsin.Dedi buruk bir tebessümle. Genç kız yanağını adamın eline yasladı usulca.
Sıcacıktı.
V
-geldin.Dedi taehyung tüzündeki buruk gülümsemeyle. Biliyordu geleceğini, söz vermişti çünkü alev. Geleceğim dediyse gelirdi o, sözünün arkasında duran bir kadındı.
Onun kadınıydı...
Alev usulca gözlerini açıp kapadı ve yatakta halsiz yatan adamın yaşlı yüzüne baktı. Yaşadıkları onu yaşlandırmıştı. Yüzünden o kadar belli oluyordu ki bu.
Alev
-geldim.Dedi elinin altındaki kemikli parmakları sıkarken. Taehyung yüzüne yayılan buruk bir gülümsemeyle devam etti.
V
-beni bana bırakmadın.Alev uzun zamandır ilk defa bu kadar yoğun duygular yaşıyordu. Labaratuvarda tutulduğu süre içerisinde robot gibiydi. Ne öfkeleniyor, ne mutlu oluyor, ne de hissediyordu. Uzun zaman sonra bu ilkti. Sevdiği adamın ona yaşattığı ilklerden biriydi.
Alev
-seni sana bırakmadım.O an ikisininde aynı anda gözlerinden birer damla yaş düştü. Diyemiyorlardı işte. Seni çok özledim, sana aşığım diyemiyorlardı. İkiside korkuyordu aralarındaki bu şeyi bir kelime üç harflik sözcüğe sığdırmaktan. Aşk demekten korkuyorlardı. Bu temiz ve saf duyguları kirletmekten korkuyorlardı.
V
-neden geç kaldın.Dedi taehyung ve içindeki duygu karmaşasına bir son vermek adına derin bir nefes aldı. Alev ona tatlı bir tebessüm yolladı ve sol yanağında parlayan göz yaşını baş parmağıyla sildi. Taehyungta onun elmacık kemiğini süsleyen göz yaşını sildi. Yanağını okşarcasına silerken alev yanağını dayadı eline iyice. Ardından gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı.
Alev
-biliyorum...Dedi genç kız ve denizi andıran mavi gözlerini aralayıp, karşısındaki koyu kahve harelere baktı.
Alev
-Alex Redriver'in yerini.Eveeet.... Sanırım son on bölümden en çok bu bölümü sevdiniz skjsjsjs
Geriye ne kaldı gençler?
Alex Redriver'dan intikam almak...
Umarım bölümü beyenmişsinizdir.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Hepinize BTS'li günler. 😛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll)
Fanfic*Deney #1* Kadın kollarını kaldırdı ve adamın boynuna sardı. Ardından ona doğru yaklaştı. Genç adamda aynı şekilde kollarını onun bedenine sardı ve vücudunu ona doğru çekti. Adam burnunu kızın burnuna sürttü hafifçe. - bu alevlerle yanan küçük bir...