♏67. Kardeşim...♏

3.6K 510 358
                                    

Boğazımda hissettiğim acıyla yutkunma ihtiyacı ile uyandım. Sanki bir kaşık toz yutmuşum gibi boğazım tahriş olmuştu ve yanıyordu. Yavaşça yataktan kalktım ve aynada üzerimdeki beyaz elbiseye baktım.

Değişikti...

Yani bahsettiğim elbise veya elbisenin herhangi bir yeri değildi. Değişik olan bendim. Sanki bu elbisenin içerisinde ben değil de başka biri olmalı gibi hissediyordum.

Gözlerim ayaklarıma takıldı. Ardındansa yavaş yavaş yukarı tırmanmaya başladı bakışlarım. Bacaklarım, elbisenin pileleri, göğüsümün hemen üzerinden başlayan sade ve zarif tül, yuvarlak yaka tülün açıkta bıraktığı boynum ve yeşil gözlü bir kız.

İrkilerek bir adım geriledim. Aynada bana bakan kişi ben değildim. Başka biriydi, bir kız... Simsiyah saçları beline kadar uzanan, kocaman yemyeşil gözleri, ince ve düzgün kaşları, yüzüne uygun burnu ve dolgun dudakları... Bembeyaz teni ve kusursuz yüzüyle melekleri andırıyordu.

Ben ona hayranlıkla bakarken o bana doğru bir adım attı. Olduğum yerde kalmış, sadece onun bana yaklaşmasını izliyordum. Bir adım daha attığında tamamen aynadan dışarı çıktı ve aynada ne benim, ne onun görüntüsü kaldı. Bir adım daha yaklaştı bana... Bir adım daha...

Artık tamamen önümdeydi. Yakından onun güzelliğiyle dahada mest olmuştum. Bir an ikimizinde üzerindeki aynı olan elbiseye baktım. O an çıkarıp fırlatmak istedim elbiseyi üzerimden. Onun üzerine o kadar yakışmıştı ki o elbise, sanki ben giyerken hakaret ediyordum bu beyaz elbiseye. Kirletiyordum...

Yavaş bir şekilde elini kaldırı ve çenemi tuttu, ardındansa yüzünü kulağıma doğru yaklaştırdı. Titredim. Sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi hissediyordum.

-anka...

Bu ismi duyduğumda gözlerim kocaman açıldı, anka... Bana tanıdık gelen bu isim ilk kez taehyungun dudaklarının arasından çıkmıştı. Şimdi ise tanımadığım bu melekleri andıran kızın...

-teşekkür ederim...

Dedi fısıldayarak.

Sustum...

Neye teşekkür ettiğini bilmiyordum. Nasıl cevap vereceğimi de bilmiyordum.

Yüzünü geri çekti ve yeşil gözleriyle mavi gözlerime vaktı.

-onu sevdiğin için...

Başımı iki yana salladım, onu anlayamıyordum. Kimi seviyorum ben, neye teşekkür ediyor bu kız...

-seni anlayamıyorum.

Diye fısıldadım. Gülümsemesi yüzüne yayıldı. Bembeyaz dişleri o kadar özenle yerleştirilmişti ki ağzına, insan istemeden kıskanıyordu.

Bir kaç adım geri gitti.

-ona kalbini verdiğin için...

Bir adım daha geriledi.

-ona ruhunu verdiğin için...

Ayağının birini aynadan içeri attı. Diğerini de atmadan son kelimelerini fısıldadı.

-ona aşkını verdiğin için... Teşekkür ederim kardeşim...

O an vücudumda baştan aşağı hissettiğim titremeyle dizlerimin üzerinde yere yığıldım. Soğuktu... Hiç bu kadar üşümemiş, hiç bu kadar titrememiştim. Neydi bu duygu... Tanımadığım bu kız... Sadece halüsinasyonlarımın bir ürünü fakat o gerçek gibi... O daha önce yaşamış gibi ve gerçekleri bilen tek kişi gibi...

ANKA (BTS) ~ (Kaybediş Serisi ll) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin