Leon küçük kadının yaptığı bu davranış karşısında şaşırmıştı. Şaşkınlığını üzerinden atar atmaz karşılık verdi. Kadının dudaklarını keşif ederken kendini gülümsemekten alı koyamadı. Sonsuza kadar böyle durabilirdi. Hiçbir şey yapmadan bir şey söylemeden. Sonsuza dek öyle yaşayabilirdi. Bu düşüncelerini kızın ondan ayrılması kesti.
"Umarım iyice anladınız teğmen. Yoksa başınıza geleceklerden ben sorumlu değilim."
"Mesaj alındı. Bundan sonra daha dikkatli olacağımdan emin olabilirsiniz."
Hilal çıktığında bu cesaretinden ötürü kendini kutladı. Leon'un yanında böyle davranmaya alışmıştı. Kendini olmadığından daha kibirli ve kendinden emin gösteriyordu. Odasına gittiğinde babannesi yatakta oturmuş tesbihlerine bakıyordu.
"Kızım sen kitap okumaya gelmemiş mıydın?"
"Öyleydi sonra planlar değişti. Başka bir yerdeydim."
"Bilirim ben senin nerde olduğunu bilirim."
Daha fazla üstelemedi Hilal. Yarın Leon'la bir sürü vakti olacaktı ve nerede olduğunun hesabını vermek zorunda değildi. Hem yarın için üst baş hazırlasa iyi olurdu. Dolabını açtı. Biraz karıştırdı. Daha önce pek giymediği pembe bir esvap ve üstüne gök mavisi bir eşarp çıkarıp sandalyenin üstüne koydu. Babannesini Hilal'e bakıp gülümsedi. Hilal'in bu mutlu hâllerini kendi gençliğinde ki hallerine benzetti. Oda ne vakit kocasının yanına gidecek olsa böyle şen olurdu çocuklar gibi.
"Hilal inanmayacaksın dediklerime." Diye içeri girdi Yıldız. Sonra babannesini fark edip sustu.
"Ne oldu kuzum bu kadar önemli. Geldi. öyle hararetli hararetli."
"Hilal benden bir kitap istedi de onun istediği kitabı buldum. Yarına gidip alalım diyecektim."
"Sen şimdi alaydınya kuzum. Yarına falan belki satılır."
"Yok yok satılmaz konuştum ben kitapçıyla."
"İyi sen bilirsin o vakit. Ben gidiyim de namazımı kıliyim kızım. Hem sizin konuşacaklarınız var belli ki."
Hasibe ana çıktı.
"Abla ne oldu anlatsana."
"Hilal Andreas gitmekten vazgeçmiş. Burada kalıyor."
"Bu aslında çok tehlikeli ama bir şeyde diyemiyorum senin birini gerçekten sevdiğini görünce."
"Dur bir ya kesme lafımı. Asıl mühim olan burada kalması değil. Müslüman olmaya karar vermiş."
"Ne? Ciddi misin? Çok güzel bir haber abla bu."
"Evet. Hem eğer o Müslüman olursa biz evlenebiliriz."
"Evet. Çok sevindim ikinizin kavuşmasına abla."
"Az daha babanneme yakalanıyorduk." Dedi Yıldız.
"Aman boşver nasıl olsa eninde sonunda öğrenecekler."
"Vakti gelince herkes öğrenir."
Yıldız anlatmaya devam etti. Durmadan Andreas'tan bahsedip başına gelen en güzel şey olduğunu söylüyordu. Nitekim haklıydı da aşk bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydi.