Canım ponçiğim, hikayemin en başından beri yanımda olan Amphitrite_Deniz ' e ithafen.
Kirya Veronica Hilal'i tebrik ettikten ve bir sürü güzel sözcüklere boğduktan sonra boş bol dinlenmesi gerektiğini söyleyip odaya göndermişti. Hilal karşı çıkmıştı ama Kirya Veronica torunun sağlığı için olduğunu söyleyip onunla birlikte odaya çıktı. Hilal yatağa uzanmıştı. Hala inanamıyordu kendi çocuklarının olacağına. Bu çok garip bir histi. Tarif edilemeyecek kadar güzel bir his. Onlar daha o kadar küçüktü ki daha bir su damlasından farksızdı fakat onları hissediyor gibiydi ya da duyguları onu buna yönlendiriyordu. Hilal onların var olduğunu öğreneli daha bir kaç saat olmuştu fakat şimdiden bile eli karnında geziyordu. Onlara bir şey olacak diye ödü kopuyordu. Şimdi anlıyordu annesinin korumacı tavırlarını , bazen kızmasını. Hilal ve Yıldız yetiştirmek de kolay değildi tabii ki. İkisi de çok farklıydı fakat ikiside kafasının dikine gidiyordu. İnatçılıkta üstlerine yoktu. Hilal'in düşüncesini hizmetçinin sesi böldü.
"Hilal hanım sizi aşağıda bekliyor Kirya. Teğmen Leon yoldalarmış."
"Tamam geliyorum teşekkür ederim haber verdiğin için."
Hilal kalktı yataktan. Aynada üstünü başını düzeltti. Karnına bakıp gülümsedi. Elini koydu. Bü rüyadan hiç uyanmak istemiyordu. Merdivenlerden mutlu mutlu iniyordu. Leon'a söylediğinde onun da mutlu olacağını biliyordu. Biran önce gelsin istiyordu.
"Kızım yavaş ol biraz zarar görmenizi istemeyiz. Biraz dikkatli ol."
"Miteram haklı Hilal. Dikkat et biraz düşeceksin. Hem canın yanacak hem de hastaneye gidemedim diye dert yanacaksın."
Leon ceketini asarken söylemişti bunları. Hilal ve Veronica birbirlerine bakarak güldüler.
"Tabii oda önemli de ben onun için söylemedim, başka bir husus varda."
"Neymiş mitera merak ettim?"
"Hilal sana söyler sonra. Şimdi yemeğe gel hemen Leon."
Hilal yemek yerken Leon'un bakışlarıyla karşı karşıya geliyordu. Bazen kafasını kaldırıp gülümsüyordu ve yemeğe geri dönüyordu. Leon merak içinde bekliyordu Hilal'in ne anlatacağını. Hilal çatal ve kaşığını tabağa koyunca Leon bunu bekliyormuş gibi hemen Hilal'in elini tuttu.
"Biz kalkıyoruz. Size iyi geceler."
"Tamam oğlum sizede iyi geceler."
Leon Hilal'i çekiştirerek yukarı çıkarıyordu.
"Tamam Leon. Yoruldum biraz yavaş ol eninde sonun da öğreneceksin."
"Çok merak ediyorum Hilal. Zaten sabahta beni kovdun yanından resmen."
"Ama o başka bir şey içindi Leon. Yani şimdi sana anlatacağım şey için bu gerekliydi."
"Tamam hadi anlat hayatım. Dinliyorum seni."
"Leon hani sen hep şikayet edersin ya babandan hiçbir vakit onun gibi bir baba olmayacağını söylersin hani."
"Evet Hilal'im derim hep. Az çekmedim babamdan da bunun konumuzla bir bağlantısı var mı?"
"Yani komutan Vasili'yle pek olmasa da senin var. Demem o ki analık ne kadar mükemmel bir vazife, ne kadar kutsal bir görev olursa olsun kadının içinden gelirmiş bu duygu, babalık ise sonradan öğrenilirmiş iyi kavrayana çok mutluluklar verirmiş. Eminim ki sende çok mutlu olacaksın."
Hilal bunları söylerken gözlerini Leon'un gözlerinden ayırmamış, elini karnının üzerine koymuştu. Leon birkaç dakika boş bakışlar attı etrafa sonra gözleri büyüdü, mutlulukta gülümsedi. Hilal'in bile hiç görmediği parıltılar vardı gözünde.
"Hilal yoksa sen."
"Evet Leon hamileyim. Baba oluyorsun."