Leon birkaç zamandır eve geç geliyordu. Genelde çocukların odasına giriyor onları uyurken izliyordu. Bazen Hilal onu bekliyordu geceleri fakat dayanamayıp yorgun düşüyordu. Birkaç kez Leon'a bunun sebebini sorduğunda görevi yüzünden olduğunu, sonuçta bir asker olduğunu söylemişti. Fakat bu Hilal'e hiç inandırıcı gelmiyordu. Hatta bu yüzden Vasili'ye Leon'a görev verip vermediği hakkında konuşmuştu. Ne kadar istemesede Leon'un ona yalan söylediğini biliyordu. En çok da bu yakıyordu Hilal'in canını. En çok sevdiği adamın ona yalan söylemesi,ondan bir şeyler saklaması yıpratıyordu Hilal'i. Şimdi çocuklarını uyutup salona indi Hilal. Bu sefer kararlıydı. Konuşacaktı Leon'la. Her şeyi birbir anlatmasını isteyecek ve aklına yatana kadar da susmayacaktı. Saatler geçiyordu ve Leon hâlâ ortalıkta yoktu. Onun için endişelenmelimiydi yoksa kızmalımıydı bilemiyordu. Sonun da beklediği kapı tıkırtısını duydu. Kararlılıkla gidip kapıya yaslandı.
"Sen evin yolunu bilir miydin Leon? Neredeydin bu saate kadar? Neden bizi görmezden geliyorsunuz kaç zamandır?"
"Sizi görmezden geldiğim yok Hilal. Siz benim en kıymetlilerimsiniz fakat benim çok önemli bir vazifem var."
"Ne kadar önemliyse artık bu vazife sabah erkenden gitmeler geceleri neredeyse gündoğumun da gelmeler, hem de sanki hiç arkada onu düşünen bir ailesi yokmuş gibi. Ne kadar önemliyse bu vazife sana daha birkaç aylık bebeklerini ve eşini unutup hatta kendini unutup gitmek gibi."
"Hilal ne olursa yapma böyle sevgilim. Sizi unuttuğum falan yok benim. Sizi asla unutmam. Bu aralar sadece boşladım diyelim ."
"Leon sen şaka mı yapıyorsun? Biz bir eşyamıyız ki,biz bir uğraş mıyız ki sen bizi boşlayacaksın. Hadi bana yapıyorsun bunu peki o suçsuz günahsız yavrulara. Onların ne suçu var da onlar babalarını doğru düzgün göremiyorlar?"
Leon Hilal'i elinden tuttu. Salona doğru sürükledi zorla da olsa oturmuştu Hilal'i.
"Hilal'im bak aşkım biliyorum güzelim biliyorum ne düşündüğünü ne kadar içerlediğini fakat emin ol kötü bir şey yapmıyorum. Emin ol yaptıklarımı bilsen beni anlarsın. Benimle gurur duyarsın hatta. Ne kadar mutlu olursun hem de hayal bile edemiyorum."
"Söyle o vakit Leon. Beni mutlu edecekse de söyle üzecekse de. Ama yeter ki anlat bana. Yeter ki benden bir şey gizleme."
"Keşke söyleyebilsem Hilal. O kadar çok isterim ki bunu yapmayı. Senin içini rahatlatmayı."
"Öyleyse rahatlat beni Leon. Yüreğime su serp. Neden saklıyorsun benden bir şeyleri?"
"Hilal bak gerçekten söyleyemem. Ama şunu bil ki senin vatanım dediğin yer için uğraşıyorum. Senin o can vermeye hazır olduğunu topraklar için uğraşıyorum. Smyrna'yi sadece ben sana söyleyeyim burası hep İzmir kalsın diye uğraşıyorum. Ben ikimizin vatanı için uğraşıyorum Hilal."
"Benim vatanım da yurdum da sensin Leon. Ve vatanım bana ihanet ettiği sürece ben esirim bu topraklarda."