Leon küçük kadını uyandırmamaya çalışarak kalktı yataktan. Bugün izinliydi. Vasili ona gelmemesini söylemişti. Bu yüzden Hilal'i de hastaneye göndermeye hiç niyeti yoktu. Çekmecesini açtı. Kitabını alıp sessiz bir şekilde geri yatağa döndü. Kitap Fransızca'ydı. Leon bir çok dik öğrenmeye meraklıydı. Fransızca da daha çocukken konuştuğu dillerdendi. Madame Bovary okuyordu Leon. Dönemin edebiyatçıları arasında çok tartışma getiren bir kitaptı. Kimisi bu kitaptaki kadının tek düzelikten kurtulmak için gayrimeşru aşklar yaşasa da kitabın gayet masumane kimileri ise kitabı saçma ve kadınları kocalarını terk etmeye zorladığını söylüyordu. Leon'da kitabın gayet güzel ve farklı bir edebiyat eseri olduğunu biliyordu. Ne kadar kadının eşi terk etmesi yanlış olursa olsun farklı bir kitaptı. Adeta bir baş yapıt. Kaçıncı defa okuduğunu bilmiyordu Leon fakat her okuduğunda farklı yorumlar çıkarıp tekrar tekrar okuyordu. Daha çok okuyamamıştı ki güzel kadının sesini duydu. Kitaba o kadar dalmıştı ki en kıymetlisinin uyandığını bile fark etmemişti.
"Günaydın canım sevgilim." Deyip yanağına bir öpücük kondurdu Leon'un.
"Demek beni unutacak kadar daldın ha kitaba?"
"Seni unutmak ne mümkün? Böyle bir güzelliği bir kez görünce bir daha aklından çıkaramıyorsun."
Hilal Leon'a bir kez daha gülümsedi.
"Ne okuyorsun sevgilim?"
"Mademe Bovary. Belki duymamış olabilirsin."
"Sen sadece Türk yazarlar mı okuduğumu sanırsın benim? Tabii ki bilirim o kitabı. Dönemim çok ötesinde bir kitap. Yazarına hayranlık duymamak elde değil."
"Sen okudun mu? Bu kitabın Türkçesinin olduğunu bilmezdim."
"Zaten yok. Ben Fransızca'sını okudum. Hem yabancı yazarları kendi dillerinden okumanın tadı bir başka oluyor."
"Sen Fransızca'da mı biliyorsun canım? Seni çok iyi tanıdığımı sanırdım taki şu ana kadar."
"Sende beni iyice cahil belledin. Elbet bende severim farklı diller öğrenip yazmayı ama o öğrendiğim bütün dillerin sahipleri vatanımı teker teker işgale gelince kendilerinide sevmiyorsun dillerinide. Aman boşver şimdi onu. Sence kadın mı haklı yoksa kocası mı?"
"İkisininde haklı olduğu yerler var fakat bir hayatı bu kadar tek düze yaşamak insanı monotonlaştırır."
"'Bir erkek , en azından özgürdür.
Tutkudan tutkuyla, ülkeden ülkeye dolaşabilir, engelleri aşabilier, en erişimez mutluluklara ulaşabilir.
Bir kadın ise hep yasaklara sınırlıdır.'Demiş yazar. Çokta doğru söylemiş. Eğer kadınsan ve etrafındakiler seni değersiz ve kıymetsiz olarak görüyorsa bütün umutların altında ezilirsin.""İnsan, hiçbir şeye karşı ilgisi, hiçbir şeyden umudu kalmayınca, hayatın her gün değişmeyen tekrarı altında ezilir gibi olur. Demiş Bovary. Ben bu fikirin biraz yanlış olduğunu düşünüyorum. Bir insanın tüm umutları nasıl bitebilir. Güneş bile her gün doğarken insan nasıl umut edip hayal kurmaz."
"Peki hiç sordun mu kendine Leonidas bir insan umutları tükenecek safaya nasıl gelir? Nasıl olurda bir insanın hayallerini elinden alırsın? Peki geriye ne kalır o insandan? Tekrar umut etmek isteyecektir, tekrar hayal kurmak ve bence Bovary'in yaptığı bütün hatalar da bundan kaynaklanıyor. Eski kendini bulmak istiyor. Yasak aşklar yaşıyor çünkü sevme hissini özlemiş. Birinin nasıl sevileceğini hatırlamak istiyor, yeni hayaller kurmak istiyor. Hayattan nasıl zevk alabileceğini unutmuş fakat daha önceden tanıdık geliyor bu duygu ona tekrar hatırlamak istiyor."
"Hiç böyle bakmamıştım. Aklımdan böyle bir düşünce bile geçmemişti. İşte bu kitabın en sevdiğim yanı bir çok kişi okuyor fakat okuyan herkes kendinden bir şey bulup ya geçmişteki yaptığı hatalardan ötürü kitabın yanlışa davet ettiğini ya da yeni umutların olduğunu savunuyorlar."
"Çok farklı bir kitap. Anlatmak istediği şey bence bizim anladıklarımızdan daha farklı. Bu duyguyu yaşamadan bilemeyeceğimiz bir şey. Neyse işe geç kalacağız haydi kalkalım."
"Bugün işe gitmiyoruz canım."
"Neden?"
"Bugün babam bana belki hayatımda ilk defa izin verdi. Ve bende bugünümü eşimle geçirmek istiyorum."
Hilal biraz baktı. Madem Leon evdeydi bugünlük onu idare edebilirlerdi. Tekrar yatağa geçti.
"E tamam o vakit bu seferlik kabul ediyorum fakat bir daha olmasın."
"Tamam aşk. Bilirim ben zaten senin işine ne kadar bağlı olduğunu."