13.BÖLÜM

9.4K 600 7
                                    

"Cidden bana bunun bir eşek şakası olduğunu söyle." Diyen Hande adamın gözlerine hayretler içinde bakıyordu.

"Sence şaka yapar gibi bir halim mi var?" dedi Hakan, ne kadar ciddi olduğu gözlerinden belli oluyordu. Hande gerçek olup olmadığını anlamak için içinde oturduğu arabanın ön camına iyice kendisini yapıştırdı ve tekrar nereye geldiğini idrak etmeye çalıştı. Görüntünün acı gerçekliği ile yüzleştiği an adama aniden döndü.

"Sen şimdi gitmemiz lazım diyerek beni kendi evime mi getirdin?" dedi kaşlarını çatarak. "Hadi canım ya söylemesen haberim olmayacaktı. Seni kendi evine mi getirmişim? Tüh bak ne kadar da ayıp etmişim ben. " Dedi alayla karışık yapmacık bir kızgınlıkla.

"Hakan." Diye kükredi arabanın içinde. "Beni niye buraya getirdin?"

"Neden getirmeyeyim? Burası senin evin değil mi? Yoksa taşındın da benim mi haberim yok?" Dedi küstahça çıkan sesi. " Gerçi böyle bir şey olsa haberimin olmaması imkânsız ya neyse."dedi son cümleyi dişlerinin arasından fısıldayarak çıkardı.

"Oğlum sen benim sabrımın sınırlarını ölçmek için mi gönderildin hayatıma?"

"Yok canım olur mu hiç öyle şey? Benim senin hayatına gönderilme amacım tamamen farklı ama bugünlük söz konusu durum tamamen bizim dışımızda tatlım." Dedi çapkınca göz kırparken utanmadan arlanmadan ima ettikleri Hande'nin önce utançtan kızarmasına sonra öfkeden kudurmasına sebep oldu.

"Sabır, sabır ya sabır..." diye gözlerini kapatıp iki elini yumruk yaparak sıkmaya başladı. İçten içe kendini sakinleştirmeye çalıştığı sırada Hande'nin omzuna Hakan işaret parmağı ile dürtüklemeye başladı. Şaşkınlıkla gözlerini kocaman açarak baktı. "Kızım bitti ise iç sesinle konuşmaların hadi içeriye girelim de bir çay demle o arada da atıştırmalık bir şeyler hazırlarsın karnım acıktı. Peşinizden koşmaktan karnımı doyuramadım. Eee misafir ağırlamayı da öğrenmişsindir artık malum iki kız başınıza ayrı eve çıkmayı biliyorsunuz?" dedi bu defa kızgınlığı gözlerinden açık bir kitap gibi okunuyordu. Hande adamın bu pişkinliğine dayanamıyordu. Nasıl bir adamdı bu böyle?

"Bu nasıl bir pişkinliktir Hakan? Koşmasaydınız kardeşim ben mi dedim koşun diye? Ne çayından ne yemeğinden bahsediyorsun sen be? Az ye de kendine bir hizmetçi tut." Dedi ellerini göğsünün altında birleştirip isyankâr bir çocuk gibi dışarıya bakarken sesini sert tutmaya çalıştı. "Şimdi beyzade, Alper Özüm'ü nereye götürdüyse çabuk beni oraya götür." Diye haykırdığında Hakan'ın kılı bile kıpırdamadı. "Konuşsana Hakan Özüm nerede?" dedi karşısında ki adamın umursamaz halini gördükçe deliriyordu.

"Şu an Alper'i dinlemek zorunda kalacağı tek yerde denizin ortasındalar Hande, onlardan haber gelene kadar sen benim yanımda olacaksın ve ailesinden gelecek herhangi bir haberi ben Alper'e bildireceğim böylelikle Özüm ailesine karşı mahcup duruma düşmeyecek." Dedi düz bir tonda.

"Aman da aman ayıcıklara bak sen, ne kadar da düşüncelisiniz siz öyle?"

"Hande şansını fazla zorladığının farkında mısın?"

"Yok canım zorlarsam ne olur?"

"Daha önce ne olduğunu biliyorsun ama istersen yine zevkle gösterebilirim." Diyerek bir anda kolundan tutup göğsüne sertçe çekti. Gözleri birbirine o kadar yakınken, nefesleri yüzlerini yalayıp geçiyordu. Bu ortam bu beklenmedik an Hande'yi öyle bir zamana sürükleyip götürdü ki aklına gelenler ve gözlerinde canlanan görüntüler utanıp kızarmasına ve nefesinin düzensizleşmesine sebep oldu. Hakan gözlerini kısarak kıza baktığında onun bu dağılmış hali çok hoşuna gitti.

"İster misin Hande? Benim sınırlarımı zorladığında başına geleceklere tekrar şahit olmayı gerçekten ister misin?" dedi tekrardan. Hande bir an bocalasa da onun göğsüne iki eliyle bastırıp geriye doğru ittirdi. "Çok beklersin." Dedi ve kapıyı açtı. Arabadan inerek sertçe kapıyı çarptı. Arkasından kahkaha atan "Çayın suyunu koy geliyorum tatlım." Diyen Hakan'ı duymazdan gelerek Özüm ile yaşadığı minik apartman dairesine doğru yöneldi. Alper'in bir anda ortadan kaybolması ve arkasından gelen evlilik haberi ile yerle bir olan Özüm ile birlikte okulun yakınlığını bahane ederek buraya taşınmışlardı. Hande yaralarından kaçmak Özüm acı hatıralarını unutmak için ailelerinin tüm itirazlarına rağmen buraya gelmişlerdi. Aileleri zamanla kabullenseler de okulun bitmesiyle birlikte eve geri dönmelerini beklemişler ama onlar yüksek lisans yapma isteklerini bahane ederek yine bu evi boşaltmamışlardı. Her şey yolunda giderken, ya da öyle olduğuna inandırdıkları anda geçmişten çıka gelen Alper ve Hakan her şeyi alt üst etmeyi başarmışlardı. Alper neyse de Hakan'a ne oluyordu ki? Aralarında geçmişte bir şeyler yaşanır gibi olmuş ama daha sonra Alper için kendi hayatına girdiğini öğrendiği an resti çekmişti Hande. İnanmayacaktı, bir daha hiçbir erkeğe güvenmeyecekti. O, güvenini korkularının kara toprağına gömeli ve ölümünü ilan edeli yıllar olmuştu. Kimse ölmüş bir duyguyu diriltemezdi. Bu Hakan bile olsa...

AHÜZAR #TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin