21.BÖLÜM

8.4K 568 8
                                    

Şimdiki Zaman, 2017

"O gün hayatımın en büyük hatasını sana evet diyerek yaptım ben Alper."

"O yüzden mi hala boynunda herkesten gizleyerek, yüreğinin tam ortasında, bir ömür yaşamak istediğim yerde benim aşkımın mührünü taşıyorsun? Yapma Özüm herkesi kandırabilirsin, istediğin kadar kendini inandırmak için çabalayabilirsin ancak senin beni hala deli gibi sevmediğine inandıramazsın. Buna inanmam demek yüreğimi söküp atmam demek. Sen ömrüme biçilen en güzel mükâfatken bunu ne senin ne de kendi hatalarımın ziyan etmesine izin vermem."

"Ne saçmalıyorsun sen Alper? Biz bittik, yıkıldık, yenildik, yok olduk, kahretsin bitirdin tükettin bizi? Şimdi karşıma geçmiş hangi zarardan ziyandan bahsediyorsun sen? Sen hep gitmek için geldin bana ve hep gittin kahrolası, acımadın, bu kıza ne olur diye düşünmedin, sen hep gittin." Haykırırken canının acısı hissediliyordu. Öfke kusuyordu.

"Özüm yapma be gözüm, yalvarırım biraz sakin ol."

"Bana şöyle deme dedim sana, ben senin hiçbir şeyin değilim."

"En çok böyle konuştuğumda hoşuna giderdi Özüm, ne çabuk unuttun geçmişimizi."

"Senin de dediğin gibi Alper, geçmiş, unuttum. Bana acı veren her şeyi bilincimin kat be kat altına, beynimin en ücra köşesine, it ürümez kervan yürümez kıvrımlarının altına gömdüm. Bana acı veren seni de anıları da sana dair en ufak bir kırıntıyı dahi kendi ellerimle yok ettim. Şimdi karşıma geçmiş bana yok ettiklerimi hatırlatmaya çalışma. Çünkü inan zararlı çıkan sen olursun. Yeter artık Alper, bırak çocukluğu ve beni hemen geri götür."

"Asla." Dedi Alper kesin ve sert bir tonda. "Asla gidemezsin Özüm, bu tekneden aramızdaki tüm her şeyi konuşmadan, beni dinlemeden gidemezsin. Buna asla müsaade etmem."

"Asla asla deme Alper, unuttun mu aslalarını yaşamak zorunda kalırsın dediğini."

Alper'in kulakları duydukları karşısında gözlerinde küçük bir kıvılcım tutuşturmaya yetmişti. Onun gözlerinde gördüğü yansımayı fark ettiği anda Özüm ağzından çıkanların ne kadar yanlış zamanda dile geldiğini anlamıştı.

Kahretsin! Diye içinden söylense de fark etmezdi artık Alper için, çünkü o karşısındaki kızın hiçbir şeyi unutmadığını aksine her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırladığını anlamıştı. Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirip "Ya demek öyle demiştim. Peki, Özüm ben tam hatırlayamıyorum da başka neler söylemiştim?" dedi bir adımda onun oturduğu koltuğa yaklaşarak şimdi onun gözerindeki paniğin keyfini çıkarıyordu. Eli ayağı birbirine dolanan Özüm, Alper'in kendisine yakınlaştığını fark ettiği an ayaklanarak ondan kaçmaya çalıştı. Güverteye çıkarak derin bir nefes aldı. Hava kararmış, gecenin nazenin gerdanında en güzel sunumunu ışıldayan yıldızlarla yapıyordu. Ay denizin üzerinde yakamoz oluştururken Özüm sakinleşmek adına derin derin nefes aldı. Bu iş çığırından çıkmaya başlamıştı ve bir an önce geri dönmeliydi. Korkuyordu Özüm, yüreği kanat takmış Alper'in tüm yaptıklarına rağmen ona doğru deli gibi uçmak isterken çaresiz kalmak canını sıkıyordu.

"Allah kahretsin!" diye kendi kendisine söylenirken omzuna örtülen bir örtü ile yerinde irkildi.

"Üşüme Özüm, üşüme canımın özü."dedi içi titrer gibi.

Özüm omuzlarına bırakılan örtüye sımsıkı tutunurken Alper'in elinin değdiği teni alevler içinde yanmaya başlamıştı. Olmamalıydı, bu adamın dokunduğu yer ateşler içinde böyle kavrulmamalıydı ama Özüm bu hissettiklerine engel olamıyordu. Yüreğine söz geçiremezken şimdi bir de bedeni katılmıştı işin içine. Onun etkisinden kurtulmak adına bir iki adım ondan uzaklaşıp sırtını ona doğru döndü. Varlığı aklına zarar iken bir de esiri olduğu gözlerini görmek hasret kaldığı pırıltıların içinde yok olmak engellenebilir bir şey değildi.

Gözlerini kapatıp onun arkasındaki varlığını yok saymaya çalıştı. Hiç gelmemiş, orada değilmiş gibi yıllar önce çekip gittiğini ve geri dönmediğini düşünmeye çalışıyordu. Haklı olduğunu hatırlamaya ihtiyacı vardı. Terk edildiğini, canının yandığı günleri, gözünden döktüğü yaşları hatırlamaya çalışıyordu. Özüm bunları hatırlamalıydı. Varlığı inkâr edilemez adamın sözlerine bir kez daha kanmamalıydı. Yine yüreği yenilmemeliydi. Tatlı dili, aşk dolu sözleri, ateş saçan bakışları bu defa onu etkilememeliydi. Dinlememeliydi.

"Bu defa olmaz." Diye sesli fısıldadı Özüm içinden konuştuğunu düşünerek. Gözleri kapalı, fark etmeden eli kolyesine ve ucunda yıllar önce Alper'in aşkının mührü olan yüzüğü küçücük yumruk yapmış eli arasında sıktırırken kendisi bile ne yaptığının farkında değildi. "Bu defa olmaz." Dedi tekrar fısıldayarak. Sayıklar gibi cümleyi tekrarlıyordu. Onun bu acı halde tekrar ettikleri bir bıçak gibi Alper'in yüreğine gelip saplandı. Her bir sözü, yüzündeki her acı kıvrım canını yaksa da Özüm'ün elinin gittiği yer onun içinde umut kırıntılarının artmasını sağladı. Özüm'ün arkasından omzuna dokundu "Farkında bile değilsin Özüm, benden kaçmak için bile yine bana sığınıyorsun." Ümit içinde çıkmıştı sesi.

Alper'in dokunuşu Özüm'ün soluğunun kesilmesine, kelimelerinin boğazında düğümlenmesine sebep oldu. Peki ya sözleri... Özüm onun ağzından dökülen cümle ile onun ne demek istediğini anlamaya çalıştı. Ta ki elinin onun emanetleri üzerinde olduğunu fark edene kadar. Yüzünü fark ettiği gerçek ile huzursuzca buruşturdu ve düşünmeden boynundan zinciri çekip aldı. Yıllardır canı gibi koruyup sakladığı kolye ve yüzüğü bir öfke ile koparıp aldı. Alper, Özüm'ün bu çıkışı ile neye uğradığını şaşırdı ve dehşete kapılmış bir halde ani bir hareket ile kendisine dönen kadına baktı. "Ne yapıyorsun Özüm?"

"Ben." Diyerek gözlerinin içine öfke ile baktı Özüm. "Artık sana dair hiçbir şeyi hayatımda istemiyorum."

"Saçmalama Özüm şu an gerçekten çocukluk yapıyorsun. Bunu asla kabul etmem, izin vermem Özüm." Derken canı yanıyordu. Özüm'den her şeyi bekliyordu ama bu, bu çok fazlaydı. Yıllar önce verdiği emanetleri, ömrünün mührünü böyle acımasızca söküp atamazdı.

"Bunlar sana ait Alper." Yumruğu içinde sıktırdığı emanetleri Alper'in elini avuçları arasına alarak ağır çekim içinde etinden et koparır gibi onun eline bıraktı. Yüreği kanıyordu Özüm'ün, kanadığı kadar kanatıyor. Canının acısını canım diye nefesinde gizlediği adamdan çıkarıyordu. "Artık bende kalmasının hiçbir anlamı yok. Anla artık Alper senin için geçersiz olan bu nişan yüzüğü artık benim kaderim." Dedi tek nefeste. "Şu avucundaki emanetler, işte onlar benim yok saydığım geçmişimden en son kırpıntılardı. Artık onlardan da kurtulduğuma göre şimdi geri dönebiliriz." Dedi adamın gözlerine acımasızca bakarken, sözleri ile karşısındakinin yüreğini delip geçtiğini biliyordu. Ama kahrolası bu cehennemden bir an önce kurtulmalıydı yoksa işler içinden çıkılamaz bir hal alacaktı. Özüm daha fazla Alper'e direnemeyeceğini bildiği için hayata dair tüm umutlarını, beklentilerini de boynundan koparıp almış ve Alper'in eline tutuşturmuştu. Onu ardında bırakıp içeriye yöneldiğinde gözlerinden süzülüp giden yaşlara artık engel olamıyordu.

Alper'in omuzları çökmüş eline tutuşturulmuş umutlarına bakıyor, ömrünün mührünün sevdiği kadının boynundan acımasızca sökülüp alınmasına aklı bir türlü ermiyordu. Nasıl yapabilmiş, nasıl eli gitmişti? Anlamıyordu Alper? Öfkeliydi. Kızgındı. Kırgındı ve bir o kadar da hayal kırıklığına uğramıştı. Yüreği paramparça olmuş gibi hissediyordu. Avuçları içinde sımsıkı tuttuğu emanetlere elini açarak baktı ve derince içine çekti bir nefeste. Sevdiği kadının kokusunu almak bir nebze olsun onu sakinleştirmeyi başarmıştı. Sonra gözleri kolye ucuna gitti. O geceyi Alper çok iyi hatırlıyordu. Bu kolyeyi Özüm'e nasıl hediye ettiğini, onun için kilometrelerce olan yolu tek nefeste sadece bir anı yaşayabilmek için, özlemini bir saniye olsun dindirmek için nasıl geldiğini hatırlıyordu. Gözleri uzaklara daldığında bakışlarını kıstı. "Ben hatırlıyorsam o da hatırlamalı. Onun için sıradan biri olmadığımı gerekirse her anımızı ona tek tek anlatarak hatırlatacağım. Ve sen Özüm SÖNMEZ kırılmaz sandığın inadını ben değil ama anıların kıracak ve bilincinin altına gömdüğün aşkımızı kendi ellerin ile dirilteceksin. Ve ben buna yüreğimle şahit olacağım." Diyerek bir hırsla az önce Özüm'ün gözden kaybolduğu yere doğru yol aldı. Ayakları Özüm'e ilerlerken aklı yıllar önce Özüm'e kolyeyi hediye ettiği ana çoktan gitmişti.

AHÜZAR #TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin