52.BÖLÜM

6K 435 7
                                    

Özüm Alper ile görüştüğü o geceden sonra artık kararını vermişti. Karasu'dan ayrılır ayrılmaz hiç kimseye bir açıklama dahi yapmadan Cem'i arayarak geri döndüğünü ve bu gece buluşmak istediğini söyledi. Hem ona arabasını verecekti hem de Cem'in de merakla beklediği konuşmayı sonunda yapacaktı. Özüm üzerine giydiği siyah elbisesi ile o kadar zarif görünüyordu ki yüzündeki hüznü silmek adına ne kadar makyaj yapsa da bunu bir türlü becerememişti.

Yorgundu Özüm, artık hayatına yeni bir sayfa açmak için ilk adımlarını atmış ve bu yaptığı girişimi de zamanı gelene kadar kendince hiç kimseye açıklamama kararı almıştı. Onu kararından döndürmek için büyük bir çaba sarf edecek olan can dostum, kardeşim dediği Hande'nin bile bu girişimden haberi yoktu.

Hande, Özüm'de ki değişikliği hissetse de Alper'den dolayı olduğunu düşündüğü için sormuyor, sorgulamıyor ve arkadaşının anlatmasını büyük bir sabırla bekliyordu. Özüm'ün hazırlanıp evden çıkmasına ses etmese de deli gibi nereye gittiğini merak ediyordu.

Özüm, Cem'in arabasını park edip buluşmaya karar verdikleri restorana adım atar atmaz hiç beklemediği bir manzara ile karşılaştı. Karşısında Cem, ellerinde çiçekler, etrafta rengârenk ışıl ışıl mumlar ve loş bir aydınlatma ile onu karşılarken kulağına dolan hoş müzik onun bir anda yüreğinin panikle dolmasına sebep oldu. Adam onun için koskocaman restoranı ilk buluşmaları için kapatmıştı.

Özüm, bu gece ayrılık kararını açıklamaya gelmişken böylesine bir manzara ile karşılaşmayı hiç mi hiç beklemiyordu. Derinden bir suçluluk duygusu bedenini ele geçirirken yüreği bu güzel yürekli ve sevilmeyi hak eden adama bunları yaşattığı için kendisine içten içe deli gibi öfkeleniyordu.

"Cem..." dedi sesi titrerken ona doğru bir adım daha atamamıştı. Olduğu yerde kalakalmıştı.

"Hayatım hoş geldin." Dediğinde aheste adımlarına eşlik eden baştan çıkarıcı gülüşünü ona bahşetmişti adam. Birkaç küçük adımda sevdiği kadının yanına gelmiş onu belinden nazikçe kendisine çekerek derince kokusunu içine soludu ve önce saçlarına sonra da yanağına tüy gibi dokundurduğu dudaklarıyla masumane bir buse kondurdu.

"Hoş bulduk." Dedi ne bir ekleme ne bir çıkarma yapmasa da sesi tereddüt doluydu. "Ben böyle, birden şaşırdım. Beklemiyordum." dedi itiraf edercesine.

Cem elindeki kır çiçeklerini ona alması için uzatırken yüzünde şefkatli bir tebessüm oluştu. "Günlerdir seni görmüyorum ve inan ki çok özledim güzelim." Dedi kollarını tekrar bedenine sımsıkı sararken.

Özüm'ün yüreği bedenine sarılan sahiplenici kollar yüzünden ansızın buz kesti. Yapma diyordu yüreği, ihanet etme sevdam dediğin yüreğinde taşıdığın her bir ayrıntısını ezbere bildiğin adama bunu hak görme, diyordu. Yüreğinin sesini dinleyen genç kız güçlükle çıktığı adamın kollarından "Şey, oturalım mı?" diyerek çoktan bir kılıf uydurmuştu. Özlediği kokunun ve sıcaklığın ansızın elleri arasından kayıp gitmesi Cem'in canını feci halde sıksa da bozulmuş olmasını göz ardı ederek "Tabi gel şöyle oturalım." Diyerek ona oturması için masalarını gösterdi. Cem günlerdir ondan bir haber alabilmek için çıldırsa da onun kendisini aramasını beklemişti. Ondan gelen ilk haberde ise sesinin tonundan iyi şeyler olmayacağını hissetmiş ve onun konuşmasına fırsat vermeden günler öncesinden yapmış olduğu planı hayata geçirecekti. Artık Cem tüm ipleri eline alacak ve bir an önce evlilik işlemleri hızlanacaktı. Daha fazlasına tahammül sınırı kalmamıştı ve çoğu zaman sessiz kalmıştı. Yine ve yeniden elinden kaçıp gitmesine, yıllar önce olduğu gibi onun gözünün önünde başka bir adam ile olmasına bu defa seyirci kalmayacaktı. Cem bu konuda kararlıydı ve bu gece kararlı olduğunun en büyük ispatıydı.

AHÜZAR #TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin