88.BÖLÜM

5.5K 431 16
                                    

Hayat... İnsanı nereden alıp nereye savuracağı belli değil. Zaman akıp giderken insanoğlu sonuna kadar ne haklılığını savunabilir nede haksızlığı ile avunabilirdi. Durağan olmayan dinamik bir karamdı söz konusu olan. Zaman akıp gittikçe haksız olduğumuz her konu yavaşça unutulmaya mahkûm olurken ödediğimiz bedellerle giderek olgunlaşırız.

Onlar da yaşadıkları ile büyüdüler, hayata dair çektikleri acılarla olgunlaştılar. Zamanı gelmediği için affedilmeyen yürekler vakit tam olduğunda kaçınılmaz bir halde kabul edildiler birbirlerinin hayatlarına.

İnsanın bir ömür heyecanla beklediği bazı anlar vardır. Rüya mı gerçek mi olduğunu idrak etmekte zorlandıkları, hayata dair tüm hayallerinin gerçekleştiğine olan inancının yüreklerinde büyük bir coşku seli ile karşılandığı anlar vardır ya... Özüm ve Alper için de şu an söz konusu olan yalnızca buydu.

Alper sevdiği kızı heyecan içinde beklerken kendi hazırlığını çok çabuk tamamlamıştı. Kısa bir süre geçmesine rağmen sanki aylardır Özüm'ü görmemiş gibi hissediyordu kendisini. Elleri ayakları titriyor bir ileri bir geri gidip geliyordu. Misafirler ile ne kadar ilgilenmeye çalışsa da heyecanı bir türlü dinmek bilmiyordu. Bir an önce nefesini yanında sıcaklığını elleri arasında hissetmek istiyordu. Elindeki bardağı başına bir hışımla ağzına götürerek yudumladığında soğuk suyun yavaşa boğazından keskin bir sızıda indiğini hissetti.

"Yavaş ol abi bu ne hız." Dedi dalga geçercesine. Arkasından gelen kardeşinin sesine dönmek istemese de mecburen dönmüştü.

"Ne o keyfin yerine gelmiş senin bakıyorum da." Dedi Hande'yi ima edercesine. Hakan abisinden beklemediği karşılık karşısında yüzü anında değişirken Alper içinden kendisine sağlam bir küfür etmişti. "Ya Hakan özür dilerim ben heyecandan saçmalıyorum onu kast etmedim." Dedi hatasını telafi etmek ister gibiydi sesi.

"Yok abi önemli değil. Artık düşünmüyorum Hande'yi artık son kararı o verecek ben onunla gereken tüm konuşmayı yaptım. Ya inceldiği yerden kopacak ya da her şey hiç olmadığı kadar iyi olacak. Artık her şey onun ellerinde." Dedi büyük bir sıkıntıyla.

"Sen öyle diyorsan." Dedi bir eliyle onun omzuna dokunup destek verircesine sıktı. Onlar iki kardeş konuşurken yanlarına Ahmet ve Kaan geldi. Alper kan kardeşinin kendisini en özel anında yalnız bırakmadığı için çok mutluydu. Hem ne de olsa yıllar öncesinde kan kardeşi olurken birbirlerine söz vermişlerdi? En mutlu ve en mutsuz anlarımızda sırt sırta olacağız, diye.

Kaan, Alper'in telefonu ile tüm işini gücünü bırakıp hazırlıklar için erkenden Ahmet'in yanına gelmişti. Ahmet ile yeni tanışmış olmalarına rağmen çok iyi arkadaş olmuşlar ve evlilik teklifi için tüm hazırlıkları el birliği ile halletmişlerdi. Her ne kadar yaralı bir adam olsa da artık o da eskisi gibi değildi. Alper bunu onun gözlerinde görüyor davranışlarında hissediyordu.

"Hayırdır gençler neyin tartışması içindesiniz böyle." Dedi Ahmet gülerek yanlarına geldi.

"Bunlar hep böyle çekilmez ikili." Dedi Kaan ortamdaki gerilimi hissetmiş olmasından ötürü ortamı neşelendirmek için konuşmaya katılmıştı. Arkadaşının bu şekilde konuşmasına minnettar gözler ile bakan adam da bozuntuya vermeden içindeki asıl heyecanı dile getirmeye karar verdi.

"Allah'ınızı severseniz bu kızlar bu kadar saattir ne yapıyor olabilirler içeride. Kalpten gideceğim şurada. Hiç mi insafları yok bu kızların."

"Valla Alper'ciğim sen bu gidişle bu gece ruhunu teslim edersin." Dedi Ahmet bir elini onun omzuna atarken az sonra dile getireceklerinin Alper'in pek de hoşuna gitmeyeceğini hissediyordu.

AHÜZAR #TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin