51.BÖLÜM

5.9K 446 13
                                    

Koşarak geldiği adamın tam dibine geldiği an durdu ve onun gözlerinin içine hiddet ile korkusuzca baktı.

"Ne istiyorsun Allah'ın belası, git dedim sana, kaç defa vazgeç dedim. Anlamıyor musun?" Ellerini göğsüne yaslayarak onu geriye doğru ittirdi. Alper bu öfkeyi sakin karşıladı ve onun kendisini geriye doğru itelemesine izin verdi. Şimdilik.

"Ne istediğimi biliyorsun Özüm." Dedi. Onun gözlerindeki imayı anlayan Özüm daha da öfkelendi.

"Yeter be adam yeter. İstemiyorum diyorum bunun nesini anlamıyorsun. Çık git hayatımdan, ömrüm de geleceğimde sana yer yok alsın artık bu kalın kafan. Anlamıyorsun, inatla anlamak istemiyorsun. Senin her bir hareketin, her bir sözün hüzün seferleri düzenletiyor geçmişime. Her bir anda gözyaşı, her bir sayfada keder var varlığının esamesinin okunduğu her solukta. Yeter Alper defol git buradan." Dedi gitmesi gerektiği yönü eliyle gösterdi.

İşte o an... Özüm ne olduğunu anlayamadan kolundan sertçe tutulup adama doğru çekilirken gücünün yetmediği için kendisine lanetler okudu. Anlayamadığı bir hızda teninde hissettiği sıcaklık onu afallattı ve dudaklarındaki sahiplenici tutku dolu dokunuşlar ruhunu derinden sarsmaya başladı. Kurtulmak için çabalarken Alper bırakmıyor hükmedercesine dudaklarını esir alıyor karşılık almak için büyük bir çaba sarf ediyordu. Özüm sarındığı tüm zırhın yavaş yavaş kendisini bıraktığını hissettiği an kendisinde toparladığı bir güç ile onu sertçe geriye doğru ittirdi. Alper'in onu sert tutuşu ve kolları arasından bırakmaması ile birlikte sertçe geriye doğru ikisi de düştü. Bu ani düşüş ile dudaklarının esaretinden olsun kurtulmayı başaran Özüm adamın üzerinde debeleniyor "Bırak beni hayvan herif." Diye haykırıyordu.

"Bırakmam Özüm." Dedi itiraf eder gibiydi. "Ne olursa olsun bir daha asla seni bırakmayacağım. Sen bana böyle baktıkça, sen beni böyle soludukça, sen beni böyle sevip yüreğinde bana olan aşkını yaşattıkça asla senden vazgeçmeyeceğim."

Özüm kir türlü kabul etmediği, kulakları ile duyduğu gerçekler ile bir anda allak bullak oldu. Kaçmalıydı ve bu adamın esaretinden bir an önce kurtulmalıydı. Alper'in kasığına doğru geçirdiği sert bir diz hareketi ile adamın ağzından acı dolu bir feryat yükseldi ve kollarını serbest bıraktı. Özüm bu serbestlikten faydalanarak iki elinden destek alarak düştüğü yerden kalktı. Alper acı dolu bakışlarını ona hissettirmemeye çalışarak ona bakıyordu. Özüm'ün gözlerinden çoktan yaşlar firar etmeye başlasa da yağan yağmurdan pek de anlaşılmıyordu. Alper de düştüğü yerden kalktı ve öfke ile kıza baktı.

"Beni seviyorsun neden bu kadar inat ediyorsun? Çok mu zor bir şans daha vermek, bu kadar mı zor aşkımıza bir kez daha inanmak? Yeter Özüm, seviyorum lan seni, Allah beni kahretsin ki hata yaptım, çok büyük bir hata yaptım. Haklısın, her sözün hakaretin kabulüm ama kendini benden mahrum bırakma. İşte o zaman gücüm kalmıyor sana ulaşmaya, nefesimi kesme be kadın. Soluğumsun, atan kalbimsin, geleceğimin sahibisin diyorum. Yalvarırım bir şans daha ver bize." Diyerek haykırdı başından aşağıya damla damla yağmurlar akarken.

"Söylesene sana tekrar nasıl güveneyim. Ben ne zaman beni kapının önüne koyacak diye bir şüphe ile ömrümü geçiremem anladın mı beni? İki gün sonra başka bir insan çıkıp benim hakkımda bir şey dediğinde ya da gösterdiğinde ona inanmayacağını nereden bilebilirim. Sen sevdiğim dediğim kadına ihaneti yakıştıran adamsın Alper. Seviyorum diyorsun ama bana zerre kadar güvenmemişsin. İnsan sevdiğine güvenmez mi söylesene güvenmez mi be adam?"

" Kıskandım lan, ben seni kıskandım. Gözünün değdiği her yeri kıskanıyorum. O gözler yalnız bana baksın istiyorum. Bir başkasının sana başka bir gözle bakmasını istemiyorum. Tahammülüm yok anladın mı? Gözüm karardı. Her şey üstüme üstüme geldi. Dedem hastaneydi, işin içinden çıkamıyordum. Sana sorduğumda cevap alamadım. Normal düşünemiyordum biraz olsun anla beni. Sağlıklı bir ruh hali içinde değildim. Şu anki aklım olsa hiçbirini yapmazdım."

"Hayat bu Alper geri sarma tuşu yok ve insanlar yaptıklarının bedelini ödemek zorunda. Sonuçlarına katlanamayacağın hareketlerde bulunmayacaktın. İçimde bu şüphe varken seninle olamam git buradan vazgeç benden."

"Asla Özüm, senden asla vazgeçmeyeceğim. Sevdiğini bile bile bunu isteme benden."

" Seviyorum Alper, inan ki seni kendimden, canımdan bile çok seviyorum." Dedi itiraf etti içinde sakladığı bin bir kilit altına aldığı yüreğini son bir kez daha açtı. Alper duydukları ile ona sarılmak için bir adım attı ama Özüm tarafından sertçe uyarılarak durduruldu. Eli havada asılı kalan Özüm, durdurduğu adamın gözünün içine baktı. "Seni seviyorum Alper, çok seviyorum be adam." Dedi içi acırcasına, yüreğindeki kabuğu kanayacağını bilerek kaldırdı. "Ama sana güvenmiyorum. Seni affedemiyorum." Dedi ve gözlerini yavaşça kapattı. Elini usulca aşağıya doğru indirdi. Alper duyduğu ilk itiraf ile ne kadar mutlu olduysa ikinci itirafta adeta yerle yeksan olmuştu. Lanetler okuyordu içinden kendisine. Özüm sırtını sevdiği adama döndü ve az önce bir hışımla çıktığı kapıya doğru yöneldi. Tam içeriye gireceği anda Alper'in "Özüm gitme." Diyen acı dolu feryadı yankılandı kulağında. "Yalvarırım gitme Özüm, benden gitme, bizden vazgeçme yalvarırım."

Derin bir nefes alıp verdi Özüm, arkasına dönüp bakmadı tekrardan ama onun duyması için yüksek perdeden tek bir cümle etti. "Git buradan Alper." Alper bu cümle ile gözleri yavaşça umutsuzca kapandı. Ellerini iki yanında yumruk yapmış sıktırırken çaresizliğine pişmanlıklarını ekliyor ve ne yapacağını bilmiyordu. Ah! Dedi yüreği. Hak ettin dedi. Sonuna kadar her şeyi hak ettin.

Özüm içeriye girip sertçe kapıyı kapattığında ardında tüm umutlarını yıkıp geleceğe dair ümitlerini yıktığı adamı geride bıraktığını içi acısa da biliyordu. Ama elvermiyordu yüreği affetmeyi, sevse de ona bir türlü güvenemiyordu. Güvenin olmadığı yerde ne aşk ne de sevgi yeşeremez kendisini büyütemezdi. Çürümeye, yok olmaya mahkûmdu.

Özüm karanlık bu gece de yağan yağmurla birlikte Alper ile yaptığı konuşmayla bir şeyi çok daha iyi anlamıştı. Ve artık yolun sonuna geldiğini hissetmişti. Bu gece karar gecesiydi ve Özüm geleceğe dair en büyük kararını artık almıştı. Hiç kimse için değil kendi hayatı ve mutluluğu için karar vermişti. Ve en kısa zamanda bu kararını hayata geçirecekti. Ve bu defa hiç kimseyi dinlemeyecek ve yoluna sonuna kadar devam edecekti.

Not: Vuslatı baharı mı kaldı yoksa sonsuzluğa mı kaldırıldı. ÇOK YAKINDA...

AHÜZAR #TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin