Yine tüm şirinliği üzerindeydi, haspam nasıl da biliyordu kabahatini. Aklı sıra bana şirinlik yapacak ben de ona yine kızamayacaktım.
Rüyasında görürdü..."o yaktığın yumurtalar yüzünden bir gün bir tavuk tarafından kimvurduya gideceksin biliyorsun demi uyuz ":)
Yaktığı yumurtayı yok etme telaşındaydı. Kapının pervazına dayanmış halde ve sırıtırken onu izlediğimi görünce rahatlamış şekilde derin bir nefes aldı ve gülümseyerek sanki ezberlememiş gibi yine sordu :
"Nerden anladın ki kızım yaktığımı???"
Belkide şu hayatta tek yakınım (derecesi arkadaşlık, yoldaşlık ta denebilir) olduğu için kızamıyorum ona bir türlü. Bende gülümseyip,
"Eee küçücük çocuk mutfağa girerse ne bekleyebilirim ki ? "" (ona çocuk dememe çok kızıyordu, benden saadece bir ay küçüktü ama boyu benden kısa olduğu için ona böyle seslenmek onu ne kadar kızdırıyor ise beni de bi o kadar eğlendiriyordu.
"Hem yanık yumurtayı çöpe atıp imha edebilirsin belki, ya kokusunu ne yapmayı planliyordun ki?" diye çarpık bir gülümseme yerleştirmiştim suratıma...
Önce" kıhm..kıhm..... tss "" ve daha fazla dayanamayıp kocaman bir kahkaha patlattı, tabi ardından ben :)))
"Kulağına bişey dicem" diyip ayaklarını kaldırarak hizama kadar uzandı, sonrada bir anda boynuma sarıldı ,(arada bir yapıyor bunu ,demek anlamış beni ne kadar üzdüğünü ) sonra da " iyiki sen varsın kardeşim, sensiz ben ne yapardım bir başıma " diye fısıldadı kulağıma...
Şimdi hem kahkaha atıp, hem Hilal'in yanaklarından süzülen gözyaşlarını silmeye uğraşıyordum. O benim ruhsuz biri olduğumu düşünürdü hep . Bir başkasının yanında, bu Hilal bile olsa, ağladığım görülmemiştir.
" Dengesiz olduğunu biliyorsun degilmi uyuz? ?) dedim birbirimizden ayrılırken. .
"Eee senin yanında fazlaca bulunduğumdan olsa gerek " dedi haince sırıtarak.
" Eşek " kızamıyorum da ....
Hilal 1.65 boylarında sarı, omuz hizasına gelen saçları ve ela gözüyle güzel bi kızdı. esmer tenliydi saç rengine inat. Buda ona ayrı bir çekicilik katıyordu. kırılgan narin bir yapıya sahipti ve en ufak bir şeyde hemen gözyaşlarına boğulacak kadar da sulugözdü.
Yetimhaneye geldiğinde daha doğrusu Annesi ve babası tarafından bırakıldığında 14 yaşındaydı. Ailesi çok zengin fakat babasının işleri ters gidince iflas etmiş ve buna dayanamayarak bunalıma girmişti. Annesi, babasından ayrılıp onunla sefalet çekemeyeceğini söyleyip zengin bir adamla beraber yaşamaya başlamıştı, ve aklısıra kızını üvey baba eline bırakmak istemediği için de eski kocasını bir şekilde ikna edip birlikte yetimhaneye bırakmışlardı.
Hilal ise, bunlardan bihaber babasının işleri yüzünden yurtdışına yerleşmek zorunda olduklarını ve işlerini kurana dek onun burda kalmasının daha doğru olacağına inandırılmıştı.
Yetimhaneden 18 olup ayrılmak zorunda kaldığımızda müdüre anne gerçeği bana anlatmış ve Hilal çok kırılgan olduğundan bana söylediğini ve Hilal'in bunu asla bilmemesi gerektiğini de vurgulamıştı. sağolsun o pislik kadın ve adi adam böyle rica etmişler ondan.
"Hey gidi günler!!! " diye düşündüm ya da ben düşünürken mi konuşuyordum. .
" Evet hey gidi günler "diye ekledi Hilo....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALIN YAZIM
RomanceBaşınıza her gelen şeyin KADER olduğuna mı inanıyorsunuz??? Adı KADER olsada , Bunu siz çiziyorsunuz... *Tüm hakları yazara aittir. Alıntı yapılamaz,kısmen veya bütün olarak hiç bir yerde paylaşılamaz ,kullanılamaz. * Yeni bölümler uzun ve akıcı şe...