Bora...
Birkaç dakika daha bekledim ,nede olsa hazmetmek kolay değildi. Bir hiç uğruna ayrı ve ızdırapla geçen onca ay ..
Katıla katıla ağlıyordu.
Bir dakika ya bu kız ağlıyor muydu ? Hüzün?? Allah Allaaaah ilk kez tanık oluyordum buna, ki iki seneden fazla bir zamandır tanışıyorduk. Bir an bocalasamda, sanırım şu an burada olması gereken kişi ben değildim. İş telefonumu çıkartıp (kişisel telefonum şu an Hüzün'ün ellerindeydi) Murat'ı aradım..
"Bora?? Ne oldu ?"
"Kardeşim şu an sahildeyiz. Aslında eve getirecektim ama, Onu ilk kez böyle görüyorum. Sanırım senin buraya gelmen daha iyi olacak ."
Dıt dıt dıt... Oha yüzüme kapatmıştı yine . Bahse girerim gelmesi beş dakika bile sürmeyecekti. Eve yakındık, koşarak gelse on dakikada burda olurdu . Bakalım saat kaç..
Üç ellibir,üç elliiki ,üç elli.. derken işte geldi .Uçtu mu ne ?
Arabadan inip yanıma gelmesi saniye sürmemişti. Arabayı işaret etmemle olduğu yerde çakılması bir olmuştu.
Eee nede olsa koskoca bir buçuk yıl ve hiç sönmeyen bir ateş. Onca hasret... Ezberlemek istercesine baktı.
Hüzün hâlâ katıla katıla ağlıyordu . Ağır adımlarla arabaya yaklaştı................
Murat....
İşte hasretim ,işte sevdam , işte güneşim,nefesim işte herşeyim.
Arabaya yaklaştığımda o güzel başını çevirip bana baktı. Gözyaşlarını saklamadı... ilk kez...(Bu kısmı okurken, lütfen medyadaki müziği de dinlemeyi ihmal etmeyin!!!!)
Kapıyı açtım ,usulca elimi eline götürdüm. Bir an ağlamayı unutmuş olsada ,o güzel gözlerinden akan yaşlar yanaklarına değil, benim yanıp tutuşan kalbime düşüyordu.
Bakışlarımız birbirine kenetlenmiş,sanki yeryüzünde sadece ikimiz varmışız gibi, başka hiç bir şey görmüyordu. Bir an başını öne eğecek gibi oldu.
"Sakın!!!" Diye fısıldadım kulağına. Elimle çenesinden tutup kaldırdım. Başını eğmesi gereken son kişiydi benim meleğim.
Şu an eli avuçlarımdaydı ve titriyordu, tıpkı benim gibi.
Sanki ....bir.. cam gibiydi ... sanki, dokunsam parçalanacaktı.
Saniyede milyon kez çarpan kalbim ona kavuşmak,sarılmak için çırpınırken, anonim bir hızla indi ve boynuma sarılıp yeniden hıçkırıklara boğuldu.
O an gözüme hapsettiğim yaşların setini bende kaldırdım ve bu kez mutluluğa yol almaları için salıverdim.
Şu an zaman dursa ve bilmemkaçbinyıl böyle kalsam şikayet etmezdim .Onsuz geçen bir buçuk yıl değildi. Asırlar geçmişti ve ben hala solyanımdaki sızının esiri idim. Aşkı sorsalar Hüzün.Mutluluğu sorsalar ,Hüzün. Gülmeyi,ağlamayı,sevmeyi ve yaşamayı.... Benim dünyamın adı idi Hüzün... yasama sebebim ... ömrümdü.
Bora kendisini hatırlayıncaya kadar öylece kaldık ..
"Öhöm öhöm.. bölmek istemezdim ama öncelikle evde bizi bekleyen hamile bir karım ve sonrasında halletmemiz gereken çok önemli birkaç iş var gençler. Nasıl olsa bundan sonra kocaaa bir hayat var önümüzde. Doya doya sarılırsınız .."
Mahcup olmuştu sevdiğim. Boynuma sıkı sıkı doladığı, nedense tek koluyla akan gözyaşlarını acele ile sildikten sonra biraz geri çekildi ve gözlerimden başlayarak sanki yüzümü tekrar hatırlamak için seyretmeye başladı. Kelimeler tüm anlamını yitirdiğinden konuşmadan gözlerimizle anlatıyorduk hasretimizi..
"Unutmuş musun?"
"Unutmak mı?" Diye tekrarladı sorumu ..
"İnsan kendi yüzünü unutur mu hiç. Ben eğer geçen zaman yüzünde bir iz bıraktıysa, onun için kendimi daha fazla nasıl cezalandıracağımı düşünüyordum. " dedi .
İşte veren Rabbim 'e şükürler olsun . Böylesine bir sevdayı hakedecek ne iyilik yaptım diye düşünmeden edememiştim.
"Sakın kendini suçlama,bu oyunda ki en masum kişi sensin"
Hıçkırıklarının izin verdiği kadar konuşmaya çalışıyordu.
"Ben.. Sana inan.. mayarak.. seni dinle.."
Parmağımı dudaklarına basıp susturdum. Artık acı çekmek sırası bizden gitmişti. Kollarını tutup tekrar sarılmak için kendime doğru çektiğimde inledi ve bir adım geri çekildi..
"Hüzün ne oldu ? Yanlış birşey mi yaptım?"
Başını sağa sola salladı..
"Hayır... şey.. ...."
Bora cevap vermişti Hüzün'ün yerine..
" kolu kırılmadıysa sorun yok kardeşim. Sen bişey yapmadın. Zira haddinden fazla sakar bir sevgilin var .."
Kolu???
Hemen açıp koluna baktım,tabi bu kolay olmadı çünkü sürekli bişey olmadığını küçük bi kaza olduğunu söyleyip durdu.
Sağ dirseğinden başlayıp yukarı doğru giden koca bir morluk vardı. Yer yer morluklar koyu bi hal alıyordu ve daha parmaklarım dokunduğu anda dişlerini sıkıp inlemeye başlıyordu. Canını acıtmamaya çalışarak ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Şükür kırık değildi büyük ihtimal çatlak vardı ve tabi kas zedelenmesi ve ezilme de olabilirdi. Bunu anlamak içinde mutlaka röntgen çekilmeliydi.
"Canını istemeden yaktığım için özür dilerim güzelim. Kırık yok , tam olarak anlamak için de hemen şimdi bir hastaneye gidip röntgen çektiriyoruz."
" Gerek yok canım ben iyim . Yarına bişeyim kalmaz merak etme sen "
"Soru sorduğumu hatırlamıyorum ama .. "
Hafif bir gülümseme ve başıyla gelen onay cevap olarak yeterliydi.
"Bora sen eve dön kardeşim bizde hastaneden çıkar çıkmaz geliriz ."
"Tamam kardeşim "
"Bora ? Geçerken Soner'i de alır mısın?
Oooo Soner... kafayı yiyeceğim,kimdi bu Soner? Hilal bişeyler gevelemişti... Benim yokluğumu o kapatmış mış falan. Deliricem artık ama ..
"Evet kardeşim getirde birde biz tanışalım şu.... koruyucu prensle.."
Bora'nın göz kırparak arabaya gitmesi Hüzün'ü gülümsetmişti . Sormaya da cesaret edemiyorum. Harika ... Tanışana dek meraktan ölmezsem iyiydi ..
Elini , vitesi kullandığım elimle tutarak, hiç konuşmadan, sadece şu an birlikte atan kalbimizin sesini dinleyerek hastaneye gittik .
Muayenesinde ve çekilen röntgenlerin sonucunda tam tahmin ettiğim gibi sağ üst kolunda çatlak vardı. Kırılmamış olması tamamen şansındandı. Kol askısıyla gezmek zorundaydı bir süre ve tabi kolunu kullanamayacak olması dışında, birde alması gereken bir kaç ilaç, güzelimin yüzünü asmasına yetmişti.
Tekrar arabaya bindiğimizde anahtarı kontağa takacağım sırada elimi tuttu. Yüzüne baktığımda olabilecek en muhteşem bakışla bakıyordu.
"İyi misin güzelim?"
"Ben.. seni çok.... özledim.."
"Bende sevgilim, bende seni çok
özledim "Yüzümüz artık birbirine çok yakındı. İnanması zor ama daha önceki birlikteliğimizde,sarılmak ve el ele tutuşmak dışında hiç bir yakınlığımız olmamıştı. Çünkü bu aşk bedenden önce ruhumuza işlemişti.
Nefesi nefesime karışırken, dünyada bulunmayacak kadar muhteşem bir tatla buluştu dudaklarım. Ve inanılmaz bir hazla. Titreyişi dudaklarına yansımıştı. O kadar güzel ,o kadar masumdu ki ona her an daha da çok aşık oluyordum. Sanki mümkünmüş gibi....
Sanki olabilirmiş gibi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALIN YAZIM
RomanceBaşınıza her gelen şeyin KADER olduğuna mı inanıyorsunuz??? Adı KADER olsada , Bunu siz çiziyorsunuz... *Tüm hakları yazara aittir. Alıntı yapılamaz,kısmen veya bütün olarak hiç bir yerde paylaşılamaz ,kullanılamaz. * Yeni bölümler uzun ve akıcı şe...