şafak....

24 1 2
                                    

Bora...

"Ne ?? Şimdi bu bebek benimmi ?? Ben şimdi gerçekten baba mı oldum??.. "

Karşımda duran hemşire az önce oğlumu görebileceğimi söylediğinde, içimde tarif edilemez bir mutluluk duymuştum. Benim bir parçam, benim ve Hilal'imin ... Nasıl anlatılır bilmiyorum ama sanki şu andan önce yaşadığınız hayat bir anda silinip gidiyor ve sanki kendinizi hatırladığınız andan beri bu küçücük bebekle berabermişsiniz gibi hissediyordunuz. Evet ..öncesi yoktu ...

Her ne kadar mutluluğumu dışarı yansıtamasamda gizlemesi de bir o kadar zordu . Murat bu haldeyken ,üstelik Hüzün'den hiç bir haber yokken ben gülüp oynayamazdım elbet . Hilal'in durumu iyiydi. Aldığımız telefonla hastaneye nasıl geldiğimizi bilmiyorduk. Hilal buradaysa, Hüzün'de buradadır diye uçarak gelmiştik ikimizde. Zavallı kardeşim, sadece Hilal'in burda olduğunu öğrendiğinde yıkılmıştı. Bir umutla doğumdan hemen sonra Hilal'e sorduğumda,Hüzün'ü hiç görmediğini ayrı yerlerde tutulduklarını sadece onu hastanenin girişinde bir köşeye bırakanların 'sen arkadaşına dua et yoksa bebeğini mezarda doğururdun' dediğini söylediğinde, Murat'ın yüzündeki ifade bir ölününkinden farksızdı. Üstelik tutuldukları yeri bilmiyordu .

Elimizden birşey gelmeden öylece beklemek ,çaresizliğimizi daha da çekilmez hale getiriyordu .

Polistende bir haber çıkmamıştı. Parkın etrafındaki ve lokantanın tüm kameraları incelenmiş ama kaçıran kişilerin kimliğine ulaşılamamıştı . Polis arabanın plakasını araştırıyordu, kesin bir mobese kamerasına yakalanmış olmalılardı.

Uzaktan bebeğimi ilk kez gördüğümde tutamadığım gözyaşlarımı artık saklama ihtiyacı hissetmemiş ve çaresizlikle birleştirip salıvermiştim.

"Yaaaaa biliyordum işte biliyordum . Benim appalarım erkek gibi kızlardır kesin adamları haşat etmişlerdir. Nerde bakım benim yeğenim? Önce onu görim sonra Hilo appama bakarım. ....... Eee.. iyide Hüzün appam nerde ya? Murat abi ?..."

Sonere sadece Hilal'in doğum yaptığını söylemiştim telefonda . Hüzün'den haber yoktu bunu söylemesi bile zordu çünkü. Murat yumruklarını sıktı ve gözünden akan iki damla yaşa engel olmadı. Elinin tersiyle silerek hızla yanımızdan uzaklaştı. Sonerinde bütün hevesi kaçmıştı. Zavallı soner oda Hüzün"e çok düşkündü, dahası garibin en mutlu gününde başımıza gelen bu olay onuda yıpratmıştı.

Elimi omzuna koyup ...

"Hüzün'den hâlâ haber yok koçum. " dedim ama sanki söylerken bile benimde içim yanıyordu ilk defa duyuyormuş gibi ...

Konuşmadı soner bi süre .. sadece ağladı... Sonra Hilal'in odasını sorup yanına gitti ...

Bense arafta kalmıştım, ne Hilalin ne de Murat'ın yanına gidemiyordum. Hilale anlatmak ya da Murat'a teselli vermek ... ikiside zordu , hatta imkansız... bebeğimizin bulunduğu küvezi camekandan izlerken , hoş ne kadar süre öylece kaldım bende bilmiyorum çalan telefon bir anda kafamı allak bullak etti ...

Etrafıma baktım ama kimse açmıyordu.. Telefon ısrarla çalıyor ve buda benim sinirlerimi iyice geriyordu. Tam telefon kiminse açmasını emredecekken birden sesin benim cebimden geldiğini ,göz göze geldiğim ve bana kızgınlıkla bakan hemşirenin yüzünden anladım.

Murat ,Hilal'in odasına girdiğimizde ceketi ile birlikte masaya bırakmış çıkarkende unutmuştu. Alıp ona verecektim ama tamamen aklımdan çıkmıştı işte. Arayan gizli numaraydı.. hemen elime aldım ve açtım...

"Alo !!"

Karşıdaki ses tanıdık değildi...

"Kimsin ??"

ALIN YAZIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin