Kadir...
"Baba , buldum o kızları. "
"Ikisinide buldun mu ?"
"Yok birini gördüm tek,ama kesin yanındadır nerde olacak kaltak. "
Hayatımızdan birbuçuk seneyi çalmışlardı o iki kız. Daha askerden geldiğim gün babam durumu anlatmıştı. Siz kimsiniz lan kız başınıza benim hacı olmuş babama ahlaksız tekliflerde bulunup para için kendinizi satıyorsunuz?
Ben o mahallede doğdum büyüdüm. Anam rahmetli de o mahalledenmiş. Hatice annede öyle. Çoğunun babamı sevmemesi normal tabi Hatice anneden dolayı. Babam ona başını kapat dedi kapatmadı,pantolon giyme dedi giydi. Haketti yani babamın onu bırakmasını. Dövdü haklıydı,sövdü haklıydı...
Bunlar gibi kadınların hakettikleri buydu. Babamdan böyle görmüş böyle yetişmiştim.
" O gün..." diye girdi söze babam...
" O gün kira yerine gel koynuma gir dediğinde Allah biliyor ya o kızı öldürüp günaha girmemek için sabrettim ama oğlum sırf istemedim diye beni rezil etti. Unuttun mu ? Sen babam yerine ben gelim istersen diye sormuştun ya belki utanır diye. O gün eline bıçak aldıydı kahpe , sırf bana aşık olduğundan. Görüyorsun oğlum dünyanın çivisi çıkmış. Lakin bu yaptıkları yanlarına kalmayacak elbet. Allah'ın izniyle sen bizi bu utançtan kurtaracaksın ki yeniden mahallemize gidebilelim. bu sana vasiyetimdir."
"Merak etme sen baba ,o iş bende . Bize yaşattıklarını ödeticem ,hemde çok... Ağır bir şekilde..."
"Nerdeler ?"
Bende babamın yanına oturmuştum. Hapisten çıktığımızda mahalleye dönememiştik. O iki çıyanın o gece bizi tutuklatmaları ,mahallede zaten babamı sevmeyen taraf için büyük koz olmuş ve olabildiğince kötülemişlerdi. Şimdi mahalleli bizi istemiyormuş. Ama öyle bir dönücez ki herkes utanacak söylediklerinden.
O iki kız gelecek ve mahallenin ortasında bizden af dileyecekler. Sonrasında da bakalım canlarını nasıl kurtaracaklar. Helede şu bize bıçak çeken işte onun sonu dahada acı...
"Bayağı bi araştırma gerekti baba . Tanıdıkları araya soktum . Gerçi bu durumda dost düşman belli olduya neyse. Sonunda şu bizim nüfusta çalışan Bekir yok mu ? Ha o söyledi.. lavuk yüzlirami yedi ama helal olsun yinede. Ne demişler sözünün geçmediği yerde gücün geçer ,o da yetmezse para her şeye yeter. Anlican akılları sıra bizim mahalleden uzaktalar. Kaçmışlar resmen o...lar. ama işte arayan mevlasınıda belasınıda.... "
Halam elinde bir tabakla geldi ."Sanada meyve soydum kuzum ,ye aslanım ye.."
"Ye ki gücün yerine gelsin oğlum " diyerek tamamladı babam.
Bense elime aldığım tabakta bile onların sonunu görmekten delicesine bir haz alıyordum...
.....
Hüzün...
"Hilal'e bahsetme olmaz mı? O çok.... hassastır . Hem bide şimdi..."
Bora eline aldığı elimi daha sıkı tuttu.
"Korkma sakın,ben burdayken size kimse zarar veremez . Bide..."
Merakla bekliyordum cümlenin sonunu...
"Bide ... O evde oturman artık tehlikeli . Sonuçta yerini öğrenmiş o manyak. Gel bize ..."
Bize mi demişti Bora ?? Yok ya olmaz asla olmaz O'na yakın bir yerde olmaz yapamam ...
Evlenene dek Murat'la oturmuştu. Balayından sonra oturmak için de hemen düğün öncesi yakınlarında bir yalı satın almıştı Bora. Onu yargılamıyorum ne de olsa onun candostu idi. Ama onlar oradayken hiç bir güç beni ona yakın olan bir yere götüremezdi.
"Hüzün bak seni anlıyorum ama bilmediğin ..."
Yine bana Murat'ı savunacaktı kesin . Oysa benim duymaya bile tahammülüm yoktu. O'nu sevmekten başka hiç birşey yapmamıştım. Beni aldatmasını hakedecek ,hiç birşey...
"Sus !!!. Sakın onlarla ilgili tek kelime etme bana. Şu an giderim bir dahada yüzüne dahi bakmam senin. Yeterince hediye geliyor bana mutluluklarını anlatan.."
"Pardon??"
"Hüzün sen ne diyosun kuzum ? Ne hediyesi ne mutluluğu.."
"Neyse boşver Bora. Hadi gidelim Hilal merak etmiştir. "
"Bunu boşvermeyeceğimi biliyorsun değilmi? Ama haklısın, şimdi gidelim . Hilal'de yalnız kalmasa iyi olur"
Eve yürüyene dek bir daha konuşmadık. Bora konuşmaya çalıştı ama her defasında onu susturmuştum. Meral'in neredeyse düzenli olarak yolladığı resimler Murat'ın imzalı aşk mektupları. Fazlasını duymaya gücüm yoktu . Sinemde çekecek yerde....
Giriş katta oturuyordum ve her katta üç daire vardı. İkisi yanyana birisi karşı da . Soner'le oturduğumuz daireler iki oda bir salon olduğundan yan yana ,karşı daire de gerçi henüz boştu ama üç oda bir salon olduğundan geniş alanda tek daireydi. Dolayısıyla balkonlarımızda
Yanyanaydı. Kapıya yaklaştığımızda Soner ve Hilal'in tok kahkahaları yankılanıyordu bahçede. Biraz daha yaklaşınca balkona masayı kurmuşlar ,hararetle bişeyler konuşup ,gülüşüyorlardı.Bizi görünce Soner başladı...
"Apppammmm ya bu Hilal appa da en az senin kadar komik."
Komik? Kim ? Ben mi komiktim??
Deli çocuk kendi yaptıklarını söylemiyo kesin ...Gülümsemekle yetindim . Bora da onlara bakarken gülümsüyordu.
"Hadi ama sizi beklemekten bebeğim aç kaldı nerdesiniz?"
Sanki bilmiyordu Bora'yı peşime takan kendisi değildi,bide anlamazlıktan gelip pişkin pişkin soruyordu.
"Geldik aşkım geldik . Hem bizde çok acıktık "dedi bir yandan bana göz kırparak...
Ne diyim acıkmıştır heralde. Ben hiç açlık hissetmediğim gibi üstüne birde Hilal'e çaktırmamak için mecbur yicektim . İstemesemde...
Şimdi yüzüme yalancı mutluluk maskesini takıp ona belli etmeden bir çözüm bulmalıydım...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALIN YAZIM
RomanceBaşınıza her gelen şeyin KADER olduğuna mı inanıyorsunuz??? Adı KADER olsada , Bunu siz çiziyorsunuz... *Tüm hakları yazara aittir. Alıntı yapılamaz,kısmen veya bütün olarak hiç bir yerde paylaşılamaz ,kullanılamaz. * Yeni bölümler uzun ve akıcı şe...