ALIN YAZIM

eğiliş..

Bora..

"Gençler! Aşkınızı daha sonra yaşarsanız diyorum. Hani başımızda bi sorun vardı. Hatırladınız mı?"

Tamam çok şirin gözükmüyor değildi,ama şu an çok daha önemli konularımız vardı . Senem gibi ,Hamza Çelik gibi...

"Haklısın kardeşim,nasılsa bundan sonraki tüm zamanlar bizim . Hadi güzelim seni odana götüreyim sen yat dinlen ."

Murat daha sözünü bitirmeden Hüzün ayağa kalktı birden . Biz ona ,o az önce bipleyen telefonuna bakıyordu. Yüzünün aldığı hali görünce kötü birşey olduğu aşikardı.

"Hüzün iyi misin?" Diye sordum .

Yüzündeki inanılmaz değişim etkileyiciydi ah bide yalan söylemeyi becerebilseydi.

"İ..iyiyim Bora. Şey.. banka.."

Murat araya girdi bu kez..
Ani bir hareketle Hüzün'ün elinden telefonu alıp gelen mesaja baktı. Onunda yüzü değişmişti. Sonra sesli okudu ..

Kimden: Ahmet Çınar

'Hüzün Gürbüz..
Sadece ahçı yamağı olarak başladığınız işinizin aslında bizden çok değerli bilgileri sızdırmak olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Sizin gibi zeki bir kadının böylesine sonu HİÇ TE İYİ OLMAYAN! bir işe kalkışması.. Çok yazık oldu size . Biz hesabınızı kestik ödemenizi en yakın zamanda tahsil edeceğimizi bildirmek istedim.
Eğer bu mesajdan üçüncü bir kişinin daha haberi olursa ödemeyi çok daha erkene alacağımızı unutmayın. Ha olurda siz ödemekten kaçmayı düşünürseniz sorun yok, en yakınlarınızın da ödeyebileceği bir hesap alternatifimiz mevcut .
(Ağzını sıkı tut ,en azından hesabı ödeyene kadar) '

Murat yumruğunu sıkıp. Hüzün'e döndü..

"Sen nasıl bir işin içinde olduğunun farkında mısın?"

Oha bu çok ağır olmuştu gerçekten.

"Murat !! Yavaş gel kardeşim kızın ne suçu var ya ?"

Derin bir nefes verdikten sonra hareketsiz kalan Hüzün'ün ellerini eline aldı diğer eliyle de çenesini yüzüne bakması için hafifçe kaldırdı.

"Sevdiğim.. ben sadece sana bişey olmasından korkuyorum. Çıkışım sana değil sakın beni yanlış anlama . Ama sen beni korumak için kendi hayatını tehlikeye attın ve durmadın,yine devam ettin . Eğer benim yüzümden sana birşey olursa kendimi asla affetmem. "

Derin bir nefes daha verip devam etti.

"Benim için benim hayatımdan,canımdan çok daha önemlisin.... Ve benim için kendine dikkat etmeliydin. Bana bir söz vermeni istiyorum güzelim. Bundan sonra asla yalnız kalmayacaksın ve bensiz hiç bir yere gitmeyeceksin . En azından biz şu işi halledene kadar ,anlaştık mı?"

Hüzün cevap vermek yerine tek koluyla Murat'a sıkı sıkı sarılmakla yetindi. Sevdiği için kendi hayatını hiçe saymıştı ,nasıl bir kızdı bu ,bu devirdeki son örneklerinden birisiydi kesin.

"Şimdi bi bakalım elimizde neler var."

Tekrar masaya oturdular . Kolunun durumunu sorduktan sonra bana döndü..

"Kardeşim, sen evlerin güvenliğini sağla. Daha çok adam yerleştir. Sonrada Senem hanımı arayıp hiç bişeyden haberin yokmuş gibi yarın sabah onu benim eve çağır. "

"İyide sekreteri nasıl eve çağırayım ki ?"

"Ah Bora ya . Abicim ne bilim balayından yeni döndüğünü ve rahatsız olduğunu , İmzalanması gereken dosyaları alıp gelmesini söyle işte "

Haklıydı onun evini zaten biliyordu . Biz Hilalim'le yeni taşındığımız için burayı bilmiyordu ve bilmemesi de gerekiyordu zaten. Bu hem karımın hemde Hüzün'ün güvenliği için şarttı.

"Şimdi benim Holding'e gidip bazı araştırmalar yapmam gerekiyor. "

Dedi . Hüzün'ün ellerini hala tutarken.

"Şimdi sen, hemen yatağa gidiyorsun ve hiç bir şey düşünmeden uyuyorsun. Bora burda sizinle olacak ,hem Soner'de burda (burda haince sırıtmıştı) benim bir kaç saatlik işim var . "

Sonra bana döndü , attığı bakışla zaten her şeyi anlamıştım.

"Hasartespit " dedim .

"Hasartespit " diye yanıtladı.

Hüzün'ün alnına bir öpücük kondurup kapıya doğru yürümeye başladı.

Gözüm Hüzün'ün üzerindeydi. Eğer birazcık tanıyorsam şuan aklından geçen şeyleri tahmin etmek zor değildi.

....

Hüzün...

O mesajı okuduğum an aklımdan geçen tek şey, sevdiklerimi korumam gerektiği idi . Kesin Senem soyismimi öğrenip Ahmet bey'e söylemişti.
E puzzlenin eksik parçaları da böylece oturmuş olmuştu. Murat Holding'e gitmişti,tamam yanında korumaları vardı ama yinede içim rahat değildi.

Keşke bu mesajı görmeseydi. Ben onun için ölmeye çoktan hazırdım,yeterki o yaşasındı. Bora,nın bakışlarıyla buluştuğumda tek kaşını kaldırmış ve eminim şu an ne düşündüğümü anlamaya çalışıyordu.

"Ne bakıyorsun Bora?"

"Sence ?"

"Bence gidip uyumalıyız"

İnşallah inandırıcı olmuştu. Burda kalamazdım. Belkide takip ettiler beni, belkide biliyorlar burda olduğumu. Ya benim yüzümden Hilal'e,Soner'e , ya da Bora'ya bir zarar gelirse ben nasıl yaşardım?.

İyi geceler dileyerek içeri geçtim. Bora'nın gözü üzerimdeydi. Salonu geçip mutfağa geçtim ve mutfak kapısından tekrar bahçeye çıkıp arka kapıya yürüdüm. Tam kapıyı açacağım sırada koluma yapışan bir elle olduğum yerde kaldım.

"Seni çok iyi tanıyorum Hüzün , bak biliyorum kimseye bir zarar gelmesini istemiyorsun . Ama unuttuğun bir şey var sende bizim için çok önemlisin. Şimdi bize güven ve lütfen burdan ayrılma olur mu ?"

Oooo aferin banaaa, hayırdır benim muslukların civataları mı gevşemişti nedir? . Eee sen yıllarca sık sonra böyle gevşer işte. En kısa zamanda sıkılamayı bi kenara not edip ,Hâlâ durmuş ,yüzüme şefkat dolu bakan Bora'ya baktım, gözyaşlarıma akmaları için şimdilik izin verdikten sonra .

"Ben.. Bora ben .. eğer onu bir daha kaybedersem ya da size benim yüzümden bir zarar gelirse ..."

Ağladığıma henüz ilk kez bu akşam şahit olmuştu ve bu ikincisiydi. Yinede doğaüstü bir olay görüyormuş gibi bakıyordu.

"Şşştt sakin ol Hüzün. Bize bir zarar gelmeyecek,hiç birimize. Hem bunların hiç birisi senin suçun değil. Aksine, sen o gün Metin'i uyarmasaydın belki o zaman Murat'ın başına bişey gelebilirdi. Onun için içini rahat tut . Ve Murat'ıda merak etme . Hem göreceksin birazdan gelir . "

Çaresizdim , o yüzden başımı sallamakla yetinip uslu bir kız olabilmek için çaba sarfedeceğime dair söz verdim . Sonrada Murat'ı beklemek için tekrar bahçeye geçip masaya oturdum . Bora çok ısrar etmişti gidip biraz uyumam için ama o gelmeden uyku girmezdi ki gözüme.

Tüm ısrarlarına rağmen bahçedeki sandalyeye oturmuş soğuğa aldırmadan beklemeye başlamıştım.

Bahar ayı ,gündüz sıcak olsada geceleri hala çok soğuk oluyordu . Bora, Hilal'e bakıp gelmişti. Gelirken bana bir battaniye ve birde kahve getirmişti. Sonrada izin isteyerek oda kendince tedbir alabilmek için çalışma odasına geçmişti.

Gözüm kapıda,aklım sevdiğim adamda sabahı sabah etmiştim. Gün artık iyice ağarmış ve kolumun sızlaması da gittikçe şiddetlenmişti.

Artık nasıl hiç kıpırdamadan oturduysam hiç bir yerimi hissetmiyordum. Bi ara sadece nasıl olduysa artık gözlerim kapanmış demek tekrar açtığımda odada yatağımda yatarken bulmuştum kendimi .....